fbpx

03-17 Haziran 2017

İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Başka Sinema işbirliğiyle gerçekleşen Vive le cinéma (Yaşasın Sinema) programı Haziran ayında yeni filmlerle devam ediyor. Sinemaseverler tarafından büyük ilgiyle karşılanan programda yakın tarihli ve ödüllü beş Fransız yapımı ve ortak yapımı yer alıyor.

Son zamanlarda uluslararası festivaller tarafından ödüllendirilen ve basın tarafından beğeni toplayan filmler, İstanbul Fransız Kültür Merkezi’ndeCumartesi günleri saat 14.30, 16.45 ve 19.15 ve Pazar günleri saat 14.30 ve 16.45.

– Yetenekli kadın yönetmen Lisa Azuelos’un “Dalida” filmi, muhteşem müzikleriyle efsane şarkıcıya adanmış bir şiir niteliğinde.

– “Kaygı” kolektif hafıza ve bilgi manipülasyonu konuları konusunda seyircileri düşünmeye teşvik eden bir gerilim filmidir.

– Berlin Film Festivali’nde gösterilen Haitili yönetmen Raoul Peck imzalı “Genç Karl Marx” komünist hareketin doğuşu üzerine tutkulu bir film.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

Gösterim tarihleri

Cumartesi 03/06 – 16.45
Cumartesi 10/06 – 14.30 ve 19.15: Yönetmenin katılımıyla; iki gösterimin sonunda izleyicilerle soru cevap

Yönetmen : Ceylan Özgün Özçelik
Süre : 94 dk.
Dil : Türkçe. Ingilizce altyazılı.

Haber kanalında kurgucu olarak çalışan 30’lu yaşlarındaki Hasret uzun süredir aynı kâbusu görmektedir. Tekrarlayan kâbusla aklına bir soru düşer: Annesiyle babası trafik kazasında ölmemiş olabilir mi? Toplumsal bellek ve etki alanları temeline oturan psikolojik gerilim Kaygı, müzisyen anne-babası 20 yıl önce trafik kazasında ölen bir kadının kâbusuyla ilerliyor. Hasret, gerçekle sanrının paslaştığı tekinsiz bir ülkede yaşıyor. Geçmişini hafızasında arıyor.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

Gösterim tarihleri

Cumartesi 03/06 – 14.30 ve 19.15
Cumartesi 10/06 – 16.45
Pazar 11/06 – 14.30
Cumartesi 17/06 – 16.45

Yönetmen : Lisa Azuelos
Süre : 124 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Kahire’de doğan, 50’lerde ün kazanan, Youssef Chahine’in “Le Sixième Jour” adlı filminde oynayan, Fransızca, İspanyolca, Arapça, İbranice, Almanca ve İtalyanca şarkıları olan müzik ikonu Dalida’nın gerçek öyküsüne dayanıyor. 55 altın plak sahibi, tüm zamanların en ünlü şarkıcılarından Dalida’nın hayatının anlatıldığı filmde sadece Gigi L’amoroso ile uluslararası müzik dünyasında büyük üne, içsel bir arayışla çıktığı Hindistan yolculuğu, disko müziğinin altın yıllarında yeniden parlayışı, trajik ölümü gibi pek çok olaya yer veriliyor.
Yönetmen koltuğunda Lisa Azuelos otururken, senaryosu da Azuelos ve Dalida’nın kardeşi ve yapımcısı olan Orlando kaleme aldı.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

Tarihi binalar için tasarlanan “Hidra” dans gösterisi, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Sahne Pulchérie işbirliğiyle  2 ve 3 Harizan 2017’de İstanbul’da sahneleniyor. Bu gösteri, 1891 yılında inşa edilen Sainte Pulchérie Lisesi’nin binasını dansçılar eşliğinde keşfetmenizi ya da mekanı farklı bir gözle görmenizi sağlayacaktır.

Fransa’da bulunan Ulusal Eserler Merkezi, iki senedir sahne sanatlarını ve tarihi yapıları bir araya getirmek için, ulusal mirasın simgesel mekanlarında koreograflara yönelik rezidanslar düzenliyor.

Brou Kraliyet Manastırı’nda tasarlanmış olan “Hidra” gösterisi, ilk defa Temmuz 2016’da seyirciye sunulmuştur. Ulusal mirasın bir parçası olan bir mimari yapının üç aşamalı bir güzergah yoluyla keşfedilmesi için düşünülmüş olan gösteri, beş dansçı için kurgulanıp, tarihi binalarda gösterilmek üzere düzenlenmiştir.

Gösterinin özünde, belirgin olduğu kadar basit bir soru vardır: dans hareketi ve müzik nasıl anılarla dolu bir mekanda yaşanmış olan şeyleri ortaya çıkarabilir?

1891 yılında kurulan Sainte Pulchérie Lisesi’ni gösteri mekanı olarak kullanacak olan Yuval Pick ve kumpanyası, binanın içinde bulunan zaman katmanlarını dansçıların duyarlı bedenleriyle gerçek zamanlı olarak yüz yüze getiriyor.

Kumpanya, seyircileri ve dansçıları hem dünyevi hem kutsal olan bu mimarinin en çarpıcı mekanlarında bir yolculuğa davet ediyor.

Monastère Royal de Brou’daki gösteriyi buradan izleyebilirsiniz. 

Yuval Pick

Tel Aviv’de bulunan Bat-Dor Dance School’da eğitim görmüş olan Yuval Pick, 1991’den 1995’e kadar Batsheva Dance Company ile birlikte çalışıyor. Sonrasında, uluslararası bir kariyer çizme yolunda Tero Saarinen, Carolyn Carlson yada Russel Mallphant gibi sanatçılarla çalışıyor. 1999’da Lyon Ulusal Operası’nın bale grubuna dahil oluyor. The Guests isimli kumpanyasını 2002’de kuruyor. 2011’de Rillieux-la-Pape’ın Ulusal Koreografi Merkezi’nin yönetmenliğine atanıyor ve hareketin ince işlendiği, bestecilerle yakın bir iş birliğinin sergilendiği eserlere imzasını atıyor. Bir nevi ritüel olarak görülebilecek olan Yuval Pick’in dans eserleri, birey ve topluluk arasında sürekli yeniden sorgulanan bir dengeyi bizlere sunuyor.

Gösterinin sonunda seyircilerin ve dansçıların buluşacağı bir sohbet düzenlenecektir.

Koreografi
Yuval Pick

Müzik
Matmos, Nico Mulhy, Max Bruckert et Samuel Sighicelli

Dansçılar
Julie Charbonnier, Madoka Kobayashi, Thibault Desaules, Adrien Martins, Emanuele Rosa

Koreografi asistanı : Sharon Eskenazi
Işık : Ludovic Bouaud
Kostüm : Emilie Piat ve Pierre-Yves Loup-Forest
Koreografi danışmanı : Bénédicte Jolys
Ses tasarımı : Pierre-Jean Heude
Prodüksiyon : Centre Chorégraphique National de Rillieux-la-Pape / Yönetmen : Yuval Pick
Centre des Monuments Nationaux

Bilet:

Fransız Kültür Merkezi:

Istiklal Cad. No : 4 Taksim, Istanbul
Telefon : 0 850 755 68 00
Çalışma günleri ve saatleri :
Pazartesi-Cuma arası (8 Mayıs ve 19 Mayıs hariç)
9.00-13.00 / 14.00-17.30

Lamelif:

Cihangir mah, Çukurlu Çeşme Sok. No:2 Beyoğlu/İstanbul
Çalışma günleri ve saatleri :
Her gün saat 11.00-21.00 arası

Biletler: Tam : 15 TL, Öğrenci: 10 TL

FranceDanse Orient-Express kapsamında Teatroskop’un desteğiyle.
Teatroskop Fransız Kültür, Fransa Kültür ve Iletişim Bakanlığı ve Fransa Dışişleri ve Uluslararası Kalkınma Bakanlığı tarafından başlatılmış olan bir programdır.

“Hidra” 6 Haziran’da Sibiu (Romanya)’da ve 9 Haziran’da Bükreş’te gösterilecektir.

Gösterim tarihleri

Cumartesi 27/05 – 16.45
Pazar 28/05 – 14.30

Yönetmen : Mia Hansen-Løve
Süre : 98 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Paris’te bir lise de felsefe öğretmenliği yapan Nathalie, işi söz konusu olduğunda oldukça azimlidir. Evli ve iki çocuk sahibi olan Nathalie zamanını ailesi, eski öğrencileri ve oldukça sahiplenici olan annesi arasında bölüştürür. Bir gün kocası, Nathalie’ye başka bir kadın için onu terk ettiğini söyler. Mecburen sahip olduğu özgürlüğüyle birlikte Nathalie’nin hayatını yeniden keşfetmesi gerekir. Isabelle Huppert, Edith Scob, Roman Kolinka ve André Marcon gibi isimlerin rol aldığı filmin yönetmenliğini Mia Hansen-Løve üstleniyor.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

Gösterim tarihleri

Cumartesi 27/05 – 14.30 ve 19.15
Pazar 28/05 – 16.45

Yönetmen : Jérôme Salle
Süre : 123 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

1946’da henüz çocukken ilk kez babasıyla denize dalan Philippe, 10 yıl sonra meşhur Calypso gemisinde babasıyla yeniden karşılaşır. Ancak uluslararası şöhret ile birlikte babası çok değişmiş ve insanlara solungaç takmak gibi delice fikirlere kapılmıştır.
Başrolünde ünlü aktris  Audrey Tautou’nun yer aldığı filmin yönetmen koltuğunda Jérôme Salle yer alıyor.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

Chill-Out Festival

L’Impératrice, büyüyen bir başarı yakalayan gizemli bir grubun hikayesi. İnternet sayesinde keşfedilen grubun Cracki etiketiyle 2012 yılında yayınlanan ve kendi isimlerini taşıyan ilk albümleri müzik dünyasında taptaze bir hava estirdi. Grup daha sonra, kozmik bir yolculuğu çağrıştıran Sonate pacifique ve 2015 yılında Odyssée isimli albümlerini kaydetti. Yıldız takımlarına bir yolculuk yapıldığı izlenimi veren son albümleri Odyssée, beraberindekileri aşağı doğru bir yolculuğa sürükleyen ve büyüleyici bir dansçı olan Bizans imparatoriçesi Teodora’nın hikayesini anlatıyor. Grubun daha önceki üretimleri esas olarak enstrümental olmakla birlikte Odyssée albümünde yer alan altı parça Fransızca ve İngilizce sözleri ile dinleyicileri  etkisi altına alıyor.

Güçlü müzik tınıları ve saf sözleriyle çağdaş Fransız disko müziğini yeniden tanımlayan L’Impératrice, funk, soul ve caz müzikleri arasında nostalji izleri taşıyan  kendi tarzını yaratıyor.

Chill-Out İstanbul Festivali kapsamında gerçekleşecek konserde sahne alacak L’Impératrice Türk izleyicilerle ilk kez buluşuyor.

Chill-Out Festival

Strasbourg kökenli Jacques günümüzün en sıradışı müzisyenleri arasında gösteriliyor. Annesi yoga hocası, babası ise müzisyen olan Jacques, farklı kişiliklerin ortaya çıktığı ve sürprizlerle dolu dinamik bir müzik üretiyor.

Jacques’ın başlangıçta arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Pain Surprises plak şirketi ilk büyük başarısına 2013 yılında imza attı : Jabberwocky grubunun albümünde yer alan Photomaton parçası Fransa’da en çok satan ilk beş arasına girdi.

Rennes’deki Transmusicales Festivali’nde tanıttığı dört parçadan oluşan ilk albümü Tout est magnifique ile başarılı bir çıkış yaptı. Alışılagelmişin dışındaki tarzı ve  normalin olağandışı olağandışı olanın ise normal hale geldiği kendine özgü müziği ile dinleyici çılgın bir dansa sürükleniyor.

Eserlerinde günlük hayatta karşılaştığı ham sesleri kaydetmek ve bu sesleri müzik parçalarıyla bütünleştirmek ilkesini benimsiyor. Böylece geçen Haziran ayında Radio-France’ın daveti üzerine, radyo kanalının stüdyolarında kaydedilen seslerden yola çıkarak Dans la radio (Radyoda) isimli parçayı yaratan Jacques, vurulan kapıların, metal kabloların veya çekmecelerin çıkardığı gürültüleri bu parça içerisinde bir araya getirdi. Ve tüm bunların üzerine, çektiği yaratıcı klipler ile özgün bir tekno müzisyeninden çok daha fazlası olduğunu gösterdi.

Berlin standartlarına Fransız yaklaşımıyla ses konusundaki yaratıcılığını ortaya koyan Jacques, heyecan verici performansıyla ülkemizde ilk defa  sahne alıyor.

Gösterim tarihleri

Cumartesi 20/05 – 14.30 ve 19.15
Pazar 21/05 – 16.45

Yönetmen : Stéphanie Di Giusto
Süre : 112 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Loïe’yi Folies Bergere’nin yıldızı yapacak ve tüm dünyada sahneye çıkaracak bir geçmişi ya da yeterliliği yoktur. Fakat sonradan 1887’de “kıvırmayı” keşfeder. 25 yaşındaki Marie-Louise babasının ölümünden sonra Batı Amerika’yı terk eder ve New York’a annesinin yanına, hayallerini gerçekleştirmeye gider. Bir gece sahnedeyken uzun elbisesine takılır ve düşmemek için yaptığı birkaç kıvrak hareketle yeni bir dans keşfeder. İzleyiciler alkışla bu hareketin devamını isterler. Bu geceden sonra Marie-Louise, Loïe Fuller’e dönüşmüştür. Hayal ettiği yaşamı New York’ta yaşarken onun hareketleri Paris’teki taklitçiler tarafından kullanılmaktadır. Ancak şöhret her şey demek değildir. Gabrielle ‘le olan karmaşık ilişkisi ve Isadora Duncan’ın hayatına girmesi onun sanatının sarsılmasına ve riske girmesine neden olacaktır.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

Chill-Out Festival

Çocukluğunda caz ve film müziklerinin cazibesine kapılan Sébastien Casanova, bu tutkusundan dolayı piyano öğrenmek üzere Paris Konservatuarı’na kaydolur.

Klasik müzik ezgilerini son derece başarılı şekilde çalan müzisyen, konservatuarda öğrendiği sıkı metod sayesinde cazın kendisine verdiği özgürlüğü keşfedebileceğini farkeder.

Müzisyenin felsefesinin temel unsurlarını vurmalılar, yaylıların kaydı ve bir ses estetiği arayışı oluşturuyor. Perküsyonlarla zenginleştirdiği puslu down tempo tarzı ve açık alanlarda gerçekleştirdiği stüdyo kalitesindeki kayıtlarıyla büyük başarı topluyor.

Caz, rock ve reggae’yi bir araya getiren çeşitli denemelerden sonra Sébastien Casanova şimdi de gitarist ve saksofoncu Arthur Alfocea ile ortak bir proje geliştiriyor. Bu iki akustik müzik sanatçısı yakın zamanda ilk albümleri Cloudy Others’ı çıkardı.

Sébastien Casanova, Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle İstanbul’da Chill-Out Festival kapsamında sahne alacak.

20 – 28 Mayıs 2017

İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Başka Sinema işbirliğiyle gerçekleşen Vive le cinéma (Yaşasın Sinema) programı Mayıs ayında yeni filmlerle devam ediyor. Sinemaseverler tarafından büyük ilgiyle karşılanan programda yakın tarihli ve ödüllü beş Fransız yapımı ve ortak yapımı yer alıyor.

Son zamanlarda uluslararası festivaller tarafından ödüllendirilen ve basın tarafından beğeni toplayan filmler, İstanbul Fransız Kültür Merkezi’ndeCumartesi günleri saat 14.30, 16.45 ve 19.15 ve Pazar günleri saat 14.30 ve 16.45.

– “Kırmızı Kaplumbağa”, Film ayrıca 2017 Oscar ödüllerinde en iyi animasyon film adaylarından biriydi.

– Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftası’na seçilen “Muhteşem Loïe” (La Danseuse) filmi görkemli bir sahnelemeyle başrollerde Lily-Rose Depp, Soko ve Gaspard Ulliel’i bir araya getiriyor.

– “Derinliklere yolculuk: Kaptan Cousteau” (L’Odysée) filminde, keşfetme arzusundan çevreyi koruma bilincini kazanmasına değin Kaptan Cousteau’nun hayatı anlatılıyor.

– “Gelecek günler” (L’Avenir) : Ellili yaşlarındaki bir felsefe profesörü yeni bir hayata başlar. Değerli bir kadın yönetmenin incelikle işlenmiş beşinci filmi.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.
Sadece nakit ödeme.

18-28 Mayıs 2017

İstanbul Modern Sinema, “LİMAN” sergisine paralel, puslu cinayetlerin, büyük aşkların, başlangıç ve vedaların yaşandığı limanlar üzerine panoramik bir film seçkisi sunuyor. Liman, denizden gelen için bir sığınak, karadan bakan için ise umut anlamı taşır. Limanlar, sinema tarihi boyunca farklı dönem ve türden filmlerde bazen başrol oyuncusu, çoğu zaman ise karakterlerin hayatlarında açılıp kapanan bir kapı rolüne bürünürler; Japonya’dan Şili’ye uzanan, toplam 11 filmin gösterileceği programda Aki Kaurismäki’nin Umut Limanı (Le Havre), Claire Denis’nin İyi iş (Beau travail), Abdellatif Kechiche’in Balıklı bulgur (La graine et le mulet), Bruno Dumont’un Ma Loute gibi filmler yer alıyor.

POWER TRIO

(Gecenin 2. bölümünde swing partisi)

  • Mourad Benhammou, davul
  • Jeremy Bruger, piyano
  • Matyas Szandai, kontrabas

 

Fransız piyanist Jérémy Bruger, Fransız-Cezayirli baterist Mourad Benhammou ve Macar kontrbasçı Matyas Szandai’den oluşan Power Trio, dinleyicilerini caz müziğinin köklerine doğru ritim dolu ve ışık saçan bir yolculuğa çıkarıyor.

Matyas Szandai ve Mourad Benhammou, daha önce Tom Mc Clung’ın 2015 Şubat ayında Harmonia Mundi etiketiyle çıkan ve tüm dünyada eleştirmenler tarafından beğeniyle karşılanan Burning Bright albümünün ritim bölümünde yer almışlardı.

Mourad Benhammou: Kendine has ritmi, akıcılığı ve dinmek bilmeyen üretkenliğini müzik dünyasına kabul ettirdi. Genç müzisyenlerle olduğu kadar Amerikan cazının efsane isimleriyle de işbirliği yaparak, günümüzün en büyük festivallerinde sahne aldı. Müzisyenin Jazzworkers grubuyla kaydettiği ilk albümü Perk’s Snate 2009 yılı Şubat ayında Fransa’da yayınlandı. Bu çalışma, Amerikan Bop sahnesinin efsane bateristi ve aynı zamanda Mourad Benhammou’nun mentörü olan Walter Parkins’e adanmış bir albümü olma niteliğindedir.

Jeremy Bruger: Jérémy Bruger, Avrupa’nın en tanınmış klüplerinde, Jon Hendricks, Baptiste Herbin, Gilad Atzmon, Luigi Grasso, Géraud Portal, Mourad Benhammou, Hugo Lippi gibi isimlerle farklı oluşumlar içerisinde, yan veya ön müzisyen olarak sahne alıyor. Sanatçının caz tutkusu, Claude Debussy, Maurice Ravel, John Coltrane, Duke Ellington gibi isimlerin müziklerinden kaynaklanıyor. Jérémy Bruger 2013 yılı Eylül ayında ilk albümü Jubilation’un ardından 2016 Mayıs ayında üçlü olarak kaydettiği Réflections’ı yayınladı.

Matyas Szandai: Macar asıllı bas gitarist  Matyas Szandaï Chris Potter, Hamid Drake ve François Jeanneau ile hem sahne alıyor hem de albüm kayıtları yapıyor.

Power Trio, Tom Mc Clung’ın yaratıcı melodiler ve  güçlü ritimler ile birlikte doğaçlamayı başarıyla dengeleyen birçok bestesini yorumlayacak.

SWİNG İSTANBUL DANS PARTİSİ

22:00

Power Trio konserinden sonra swing partisi 22:00’da başlıyor ve dans eden, etmeyen herkes Tamirane’de buluşuyor. Kokteylleri yudumlarken, müzik ve dansa doyacaksınız.

Yeni başlayanlar için saat 21:30 – 22:00 arası mini bir workshop gerçekleştirilecek.

Girişler ücretsizdir.

12-14 Mayıs 2017

Puruli Kültür Sanat tarafından organize edilen; görme, işitme ve ortopedik engelli sinemaseverlerin erişimine uygun Engelsiz Filmler Festivali, 5-7 Mayıs tarihleri arasında Eskişehir, 12-14 Mayıs tarihleri arasında İstanbul ve 18-23 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilecek.

Festival’de tüm filmler görme engeli olanlar için sesli betimleme, işitme engeli olanlar içinse işaret dili ve ayrıntılı altyazı eşliğinde gösteriliyor. Tüm festival mekanları ortopedik engelli sinemaseverlerin erişimine uygun mekanlardan seçiliyor.  Festival’de yönetmen ve film ekipleriyle yapılan söyleşiler, atölye çalışmaları işaret dili çevirmeni eşliğinde gerçekleştirililiyor.  Açılış ve Ödül törenlerinin ise işaret dili çevirisinin yanısıra sesli betimlemesi yapılıyor. Böylece engeli olan ya da olmayan tüm sinemaseverler bir film festivalini bir arada takip edebiliyorlar.

Festival, seyircilerine Türkiye ve dünya sinemasının güncel ve klasik, nitelikli örneklerini sunarken film sonrası söyleşiler, sinema ile ilgili atölye çalışmaları gibi yan etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

Festival’de tüm gösterim ve etkinlikler ücretsiz olarak gerçekleşiyor.

08-29 Mayıs 2017

Film Günleri çerçevesinde Fransız Kültür Merkezi, Kadıköy Belediyesiyle ortaklaşa hazırlanan ve Mayıs ayı boyunca devam edecek olan Fransız filmleri günlerine sizleri davet ediyor. Filmler türkçe altyazılı olup, gösterimler Kadıköy Belediyesi Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde ücretsiz olarak gerçekleşecektir.

YELDEĞİRMENİ SANAT
Rasimpaşa Mah. İskele Sok. No : 43/1
Yeldeğirmeni / Kadıköy  İSTANBUL

Giriş ücretsizdir.

Daha fazla bilgi için

08 Mayıs Pazartesi 20.00

SÉRAPHINE

Yönetmen : Martin Provost
Süre : 125 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Yıl 1912… Picasso’nun resimlerinin ilk alıcısı ve Henri Rousseau’yu keşfeden Alman koleksiyoncu Wilhelm Uhde, Séraphine isimli bir hizmetçiyi işe alır. Bir süre sonra yüksek sınıftan bir dostunun evinde gördüğü tuvalin Séraphine’e ait olduğunu büyük bir şaşkınlıkla öğrenir. Avangard sanat tüccarı ile yetenekli hizmetçi arasında dokunaklı ve beklenmedik bir ilişki oluşacaktır.

2009 Cesar Ödülleri : En İyi Fransız Filmi, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Orijinal Film Müziği, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kostüm, En İyi Dekor, En İyi Orijinal Senaryo Ödülleri. Festivallerde 12 adaylık ve 4 ödül.

15 Mayıs Pazartesi 20.00

CÉSAR VE ROSALIE

Yönetmen : Claude Sautet
Süre : 110 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Bir aşk üçlüsünün ve doğan bir arkadaşlığın öyküsü. César, Rosalie’yi seviyordur. Toplum içinde kendini rahat hisseden, neşeli bir kişiliğe sahip César bir hurda şirketinde yöneticidir. Ailesiyle çok yakın olan Rosalie, hayatını César ile paylaşmaktadır. Bir de Rosalie’nin bir zamanlar çok sevmiş olduğu eski aşığı sanatçı David vardır. Aynı kadın için çekişen iki adam sonunda arkadaş olurlar…

Romy Schneider ve Yves Montand’ı bir araya getiren filmde ayrıca sinemada ilk rollerinden birini oynayan genç Isabelle Huppert de var !

25 Mayıs Perşembe 20.00

KARGALARIN GÜNÜ (LE JOUR DES CORNEILLES)

29 Mayıs Pazartesi 20.00 – IPTAL

CHERBOURG ŞEMSİYELERİ (LES PARAPLUIES DE CHERBOURG)

Yönetmen: Jacques Demy
Süre : 91 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Cannes’dan En İyi Film Ödülü’yle dönen ‘Cherbourg Şemsiyeleri’, bir şemsiye dükkanının sahibi olan üvey annesiyle birlikte yaşayan genç bir kadının öyküsünü anlatıyor. Bir süre sonra aşık olduğu adamla evlenmek istemesi ve annesinin buna karşı çıkmasıyla başlayan olaylar, kadının sevgilisinin iki yıllığına askere gitmesiyle dramatik bir boyut kazanıyor…

Jacques Demy’nin klasik filminin başrollerinde Catherine Deneuve, Nino Castelnuovo ve Anne Vernon bulunuyor.

01-07 Mayıs 2017

2006 yılından bu yana düzenlenen bu uluslararası bağımsız film festivali, aralarında Fransız yönetmen François Ruffin‘in Merci Patron ! yapımının da yer aldığı uzun ve kısa metrajlı filmlerin yanı sıra sosyal konuları sorgulayan belgesellerden oluşan zengin bir program sunuyor. Festival İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da eş zamanlı gerçekleştikten sonra yıl boyunca Anadolu’nun diğer kentlerini dolaşmakta. Film gösterimlerinin ücretsiz olduğu ve kalabalık bir gönüllü ekip tarafından gerçekleştirilen festivali her yıl çok sayıda sinemasever takip etmekte. Festival kapsamında söyleşi, workshop gibi yan etkinlikler de düzenlenmekte.

Giriş ücretsizdir.

Perdede Tiyatro

Molière’in İnsandan Kaçan (Le Misanthrope) adlı yapıtı, Fransız tiyatro sahnesinin modası geçmeyen klasikleri arasında yer alıyor.

Clément Hervieu-Léger geçen Aralık ayından beri Comédie Française programında yer alan bu başyapıt oyunu büyük bir ustalıkla yeniden yorumluyor. İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Sahne Pulchérie, sizleri, XIV. Louis döneminde, iki yüzlülüğün hüküm sürdüğü yapmacık bir toplumda, saray geleneklerine yönelik bu eleştiriyi ilk defa veya yeniden keşfetmeye davet ediyor.

Bu küçük toplumsal evreni oluşturan sekiz karakter, bir salonun kapalı ortamında değil, onarımdaki bir köşkün sahanlığında, açık bir alanda devinim içerisindeler. Yönetmene göre, hareket halindeki bir yer olan dekor bir repertuvarın ne olması gerektiğinin metaforudur. « Repertuvar tamamen kendi çağında gelişir,  ancak geçmiş yüzyıllardan beslenmektedir ve şimdiden gelecek çağa dönüktür. Ben repertuar tiyatrosuna aidim ve eğer yapıtlara yeni bir bakış getirmezsek bunun repertuar tiyatrosuyla bağdaşmayacağını düşünüyorum.»

« İnsandan Kaçan oyununu sahneye koymam istendiğinde, kendi kendime neden klasik eserleri sahnelediğim sorusunu sordum.  Bu benim için neden bu kadar önemli ? Bu soruya en iyi ve özlü cevabı Antoine Vitez’in verdiğini düşünüyorum : “Çünkü toplumsal bellek üzerine çalışmak kaçınılmazdır”. » Molière için, İnsandan Kaçan oyununu yazdığı 1665 yılı bir ihanet yılıdır. Aynı yıl Racine, Molière’in Palais-Royal Tiyatrosu’nda sahnelediği ve başarısızlıkla sonuçlanan Büyük İskender trajedisini Hôtel de Bourgogne topluluğuna vermiştir. Otobiyografik yankılar, bir insandan nefret etmek için tüm dünyadan nefret etmeye karar veren  Alceste’in kara mizahını beslemiş olabilir mi? Bu sezon Marivaux’nun Le Petit-Maître corrigé adlı oyununu konuk yönetmen olarak sahneleyen Clément Hervieu-Léger,  İnsandan Kaçan ile kendinden yorulma ve kendi yalnızlığına karşı olan mücadelesini ele alıyor.

Türkçe üstyazılıdır.

Biletler (rezervasyon kabul edilmemektedir):
Öğrenci: 30 TL
Tam: 40 TL
Lamelif (Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nin karşısında: Çukurluçeşme Sok. No:2 Parmakkapı, Beyoğlu, Istanbul ; sadece nakit geçerlidir)
Gişe (Oyun günü saat 18.30’dan itibaren ; sadece nakit geçerlidir)

Pierre Hantaï, on yaşına doğru Bach’ın müziğine büyük ilgi duydu. Takip eden yıllarda Philippe Herreweghe, Kuijken Kardeşler, François Fernandez, Marc Minkowski, Philippe Pierlot gibi çok sayıda müzisyen ve topluluk şefiyle işbirliği yaptı. Sanatçı artık tüm dünyada, daha çok solist olarak çalmaktadır. Son zamanlarda, 1980’lerde kurduğu topluluk olan ‘’Concert Français’’ yi Bach’ın süit, konçerto ve kantatlarını yorumlamak üzere yeniden oluşturmuştur. Çıkarttığı çok sayıdaki plak arasında Mirare’ye yaptığı son kayıtlar dikkat çekmektedir : Goldberg Varyasyonları, Jean Sébastien Bach’ın Yumuşak Klavyesinin İlk Kitabı, Scarlatti’den Üç Cilt Sonat, bir François Couperin Resitali ve bir Süit Programı. Pierre Hantaï düzenli olarak, Notre Dame de Sion Barok Günleri çerçevesinde Türkiye’ye geliyor.

Marc Hantaï : Barok yan flüt
Jérôme Hantaï : viola da gamba
Pierre Hantaï : klavsen

5-15 nisan 2017

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 36.sı  düzenlenen İstanbul Film Festivali Türkiye’nin en büyük sinema etkinliğidir. En yeni fransız sinematografik yapımları da bu yılki festivale renk katacak ve zenginleştirecektir.

Filmler Türkçe ve İngilizce altyazılıdır.

01 – 30 Nisan 2017

İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Başka Sinema işbirliğiyle gerçekleşen Vive le cinéma (Yaşasın Sinema) programı Nisan ayında yeni filmlerle devam ediyor. Sinemaseverler tarafından büyük ilgiyle karşılanan programda yakın tarihli ve ödüllü beş Fransız yapımı ve ortak yapımı yer alıyor.

Son zamanlarda uluslararası festivaller tarafından ödüllendirilen ve basın tarafından beğeni toplayan filmler, İstanbul Fransız Kültür Merkezi’ndeCumartesi günleri saat 14.30, 16.45 ve 19.15 ve Pazar günleri saat 14.30 ve 16.45.

– « Alt Tarafı Dünyanın Sonu » filmi Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’ni kazandı. Başrollerinde Marion Cotillard, Vincent Cassel, Lea Seydoux, Nathalie Baye ve Gaspard Ulliel gibi birbirinden başarılı oyuncuların yer aldığı ve Kanadalı genç yönetmen Xavier Dolan’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin senaryosunu da bir oyundan uyarlayarak yine Dolan kaleme aldı.

– « Sonsuzluk » Yönetmenliğini Tran Anh Hung’un üstlendiği film Alice Ferney’in romanından yine yönetmen Tran Anh Hung tarafından senaryolaştırıldı. Filmin oyuncu kadrosunda Audrey Tautou, Bérénice Bejo ve Mélanie Laurent isimleri başı çekiyor.

– « Paterson », Jim Jarmusch’un yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği filmin başrollerinde Adam Driver ve Golshifteh Farahani yer alıyor.

– « Kırmızı Kaplumbağa », Film ayrıca 2017 Oscar ödüllerinde en iyi animasyon film adaylarından biriydi.

Bilet fiyatları 10 TL’dir ve bilet satışı gösterim günleri 14.30 ve 19.15 saatleri arasında yapılmaktadır.

Gösterim tarihleri

Cumartesi 01/04 – 14.30 ve 19.15
Pazar 02/04 – 16.45
Cumartesi 15/04 – 16.45
Pazar 16/04 – 14.30

Yönetmen : Tran Anh Hung
Süre : 115 dk.
Dil : Fransızca. Türkçe altyazılı.

Bir ailenin bir asra yayılan kadın fertlerinin ve onların ilişkilerinin hikayesi…  Yönetmenliğini Tran Anh Hung’un üstlendiği film Alice Ferney’in romanından yine yönetmen Tran Anh Hung tarafından senaryolaştırıldı. Filmin oyuncu kadrosunda Audrey Tautou, Bérénice Bejo ve Mélanie Laurent isimleri başı çekiyor.

Zorlu PSM, İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle 16 Temmuz – 10 Eylül tarihleri arasında, açık hava sinemasında Türkçe altyazılı Fransız filmleri gösterimleri düzenliyor : Programda, Albert Dupontel’den bol kahkahalı 9 AY HAPİS, Romy Schnedier ve Yves Montand rol aldıkları duygu yüklü CESAR VE ROSALIE ve animasyon filmlerin başyapıtlarından KRAL VE KUŞ filmleri yer alıyor.

Programda:

16 Temmuz – 9 Ay Hapis

23 Temmuz – Barbara

30 Temmuz – Kuzey Garı

6 Ağustos – Kral ve Kuş

13 Ağustos – César ve Rosalie

3 Eylül – Ten Rengi: Buğday

10 Eylül – Preljocaj

 

Avrupa cazının en karizmatik dörtlülerinden Parisien/Peirani/Schaerer/Wollny, sadece kendi sınırlarını değil enstrümanlarının da sınırlarını zorlamayı seven bir topluluk. Parlak kariyerlerini bu ortak projeyle pekiştiren İsviçreli vokal Andreas Schaerer, Alman piyanist Michael Wollny, Fransız akordiyoncu Vincent Peirani ve Fransız saksofoncu Emilie Parisien, bu birlikteliği geçtiğimiz yıl Out of Land albümüyle taçlandırdı. Topluluğun Zorlu PSM Drama Sahnesi’nde gerçekleştireceği hayli karakteristik performans, yüksek seviyede bir heyecanla açılan ve kusursuz bir kapanışla sonlanan bu albümün hazinelerini keşfe çağırıyor. Proje gruplarının doğası gereği, tekrarına belki de bir daha rastlanmayacak bu ender buluşma bu özelliğiyle ilgiyi üzerinde topluyor.

Emile Parisien: saksofon
Vincent Peirani: akordeon
Andreas Schaerer: vokal
Michael Wollny: piyano

Daha fazla bilgi

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

PAR-IS-TANBUL Festivali, “Bir film, on yıl” temasıyla size dört gece boyunca açık hava sinemasi sunuyor. 25-28 Haziran tarihleri arasında, her akşam 1980’lerden 2010’lara uzanan başarılı bir Fransız filmi keşfedin.

Artist (Michel Hazanavicius)
2011 | 100dk | Fransızca ; Türkçe altyazılı

2011 Cannes Film Festivali’nin en gözde yapımlarından olan The Artist, başrol oyuncusu Jean Dujardin’e George Valentin performansı ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandırdı. Film sinema sanatının sessiz dönemine bir saygı duruşu niteliğinde diyalogsuz, sessiz, siyah-beyaz ve saniyede 22 kare ile çekildi. Altın Palmiye adayları arasında da olan filmin yazarlığını ve yönetmenliğini ise Michel Hazanavicius üstleniyor.

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

PAR-IS-TANBUL Festivali, “Bir film, on yıl” temasıyla size dört gece boyunca açık hava sinemasi sunuyor. 25-28 Haziran tarihleri arasında, her akşam 1980’lerden 2010’lara uzanan başarılı bir Fransız filmi keşfedin.

Amélie (Jean-Pierre Jeunet)
2001 | 122dk | Fransızca ; Türkçe altyazılı

Anne ve babasını kaybetmiş olan Amelie, kendini başkalarının hayatlarını tamir etmeye, onları mutlu kılmaya adamıştır; bu adanmışlığı fark ettirmeden, bu durumdan bihaber olan insanların hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik yapmaktadır. Peki başkalarının mutluluğu için çabalayan Amelie, yalnızlığının farkına vardığı an kendi mutluluğu için de çabalamaya başlayacak mıdır?

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

Kötü hava şartları sebebiyle, 21:30’da açık alanda gösterimi planlanan “PROTESTO” filmi bomontiada ALT’da gerçekleşecektir.

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

PAR-IS-TANBUL Festivali, “Bir film, on yıl” temasıyla size dört gece boyunca açık hava sinemasi sunuyor. 25-28 Haziran tarihleri arasında, her akşam 1980’lerden 2010’lara uzanan başarılı bir Fransız filmi keşfedin.

Protesto (Matthieu Kassovitz)
1996 | 98mn | Fransızca ; Türkçe altyazılı

Paris’in gettolarında hararetli saatler yaşanmaktadır. Grup halinde dolaşan yerel gençlerle, çevreyi kuşatan polisler arasında nefret dolu bakışlardan oluşan bir gerilim vardır. Mahallenin gençlerinden Abdel, polis soruşturması sırasında benzetildiği için hastanede ölüm döşeğinde yatmaktadır. Gencin arkadaşları ise başıboş dolaşmaktadırlar. İçlerinden biri Vinz, Abdel’in ölmesi durumunda bir polis vurmaya and içer…

Giriş serbest

Programda:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

Yoğun ilgi sebebiyle uzattık !
Kütüphanemizin envanterinden çıkarılan CD ve kitapları 5 ₺’lik sembolik bir ücret karşılığında edinebilirsiniz !
Kalabalık bekliyoruz 🙂

Fransız Kültür Merkezi Sergi Salonu

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

PAR-IS-TANBUL Festivali, “Bir film, on yıl” temasıyla size dört gece boyunca açık hava sinemasi sunuyor. 25-28 Haziran tarihleri arasında, her akşam 1980’lerden 2010’lara uzanan başarılı bir Fransız filmi keşfedin.

Derinlik Sarhoşluğu (Luc Besson)
1988 | 168dk | İngilizce,Türkçe altyazılı

Jacques Mayol ve Enzo Molinari, birbirlerini çocukluklarından beri tanıyan iki arkadaştır. Her ikisi de okyanus ve dalış tutkusuna sahip olan genç adamlar, bir çok alanda rekabet içindedirler. Rekabet zaman içinde artar ve iki adam, hayatlarını tehlikeye atmak pahasına inanılmaz derinliklere inerler.
© Gaumont

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

PAR-IS-TANBUL Festivali, “Bir film, on yıl” temasıyla size dört gece boyunca açık hava sinemasi sunuyor. 25-28 Haziran tarihleri arasında, her akşam 1980’lerden 2010’lara uzanan başarılı bir Fransız filmi keşfedin.

Programda :

25.06 – Derinlik Sarhoşluğu (Luc Besson, 1988) : Jacques Mayol ve Enzo Molinari, birbirlerini çocukluklarından beri tanıyan iki arkadaştır. Her ikisi de okyanus ve dalış tutkusuna sahip olan genç adamlar, bir çok alanda rekabet içindedirler. Rekabet zaman içinde artar ve iki adam, hayatlarını tehlikeye atmak pahasına inanılmaz derinliklere inerler.

26.06 – Protesto (Matthieu Kassovitz, 1996) : Paris’in gettolarında hararetli saatler yaşanmaktadır. Grup halinde dolaşan yerel gençlerle, çevreyi kuşatan polisler arasında nefret dolu bakışlardan oluşan bir gerilim vardır. Mahallenin gençlerinden Abdel, polis soruşturması sırasında benzetildiği için hastanede ölüm döşeğinde yatmaktadır. Gencin arkadaşları ise başıboş dolaşmaktadırlar. İçlerinden biri Vinz, Abdel’in ölmesi durumunda bir polis vurmaya and içer…

27.06 – Amélie (Jean-Pierre Jeunet, 2001) : Anne ve babasını kaybetmiş olan Amelie, kendini başkalarının hayatlarını tamir etmeye, onları mutlu kılmaya adamıştır; bu adanmışlığı fark ettirmeden, bu durumdan bihaber olan insanların hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik yapmaktadır. Peki başkalarının mutluluğu için çabalayan Amelie, yalnızlığının farkına vardığı an kendi mutluluğu için de çabalamaya başlayacak mıdır?

28.06 – Artist (Michel Hazanavicius, 2011) : 2011 Cannes Film Festivali’nin en gözde yapımlarından olan The Artist, başrol oyuncusu Jean Dujardin’e George Valentin performansı ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandırdı. Film sinema sanatının sessiz dönemine bir saygı duruşu niteliğinde diyalogsuz, sessiz, siyah-beyaz ve saniyede 22 kare ile çekildi. Altın Palmiye adayları arasında da olan filmin yazarlığını ve yönetmenliğini ise Michel Hazanavicius üstleniyor.

Giriş serbest

Programda:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.30 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.30 – Music Sessions: No Jazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

İki sanatçı, Stéphanie Sagot ve Emmanuelle Becquemin, onlar için sonsuz bir eğlence dekoru olan dünyayı “yeniden canlandırıyor”.

22 Haziran 2018’de, « Uçan Büfe »’yi sunacaklar. Katılımcıların dahil olduğu bu  enstalasyonda, büfe uçuyor ve  yiyecekler yendikçe büfe kayboluyor.

« Uçan Büfe » performansında konuklar, insan boyunda asılı olan ve havada süzülüyormuşcasına duran yoğun ve sıkıştırılmış helyum balonlarını keşfeder. Her balon kanepeler içerir. Konuklar balonları hafifletmek ve serbest bırakmak için bu yiyeceklerin tadını çıkarır. Bu etkinlik « France eMmotion – Canlandırılan yolculuk » sergi açılışı vesilesiyle gerçekleşecektir.

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

Bu sergi, sanatsal bir mercekten bakarak, Fransa’daki kültür turizmini teşvik etmeyi amaçlıyor. Fransız kültürel mirasına farklı bir bakış açısı getirmek için 4 farklı kıtadan 4 yabancı fotoğrafçı seçildi : David Schaillol (ABD), Edu Monteiro (Brezilya), Lourdes Segade (İspanya) ve Ishola Akpo (Benin).

Serginin yaratıcıları Julie Cheng ve Thomas Pons, basit ve herkes tarafından erişilebilir orijinal bir gerçeklik uygulaması sayesinde görselleri hareketlendirerek bu projeye dijital bir boyut kazandırıyorlar.

Serginin hedefleri:
– Kültürel alanlar ve etkinlikler ile ilgili sanatsal ve dijital biçimde iletişimde bulunmak
– Fransız kültürel mirasına yeni ve modern bir bakış açısı getirmek
– Fransız kültürel mirasının zenginliğini Türkiye’de tanıtmak
– Dinamik dijital yaratıcılığı teşvik etmek

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

 

 

 

 

 

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

NoJazz grubu, 2002’de piyasaya çıkan ve çok ses getiren ilk albümleriyle, Fransa ve dünyanın dört bir yanında verdikleri kült konserleriyle 50’den fazla ülkede ve büyük festivallerde sahne alıyor.

NoJazz, “Soul Stimulation” başlıklı son albümünde, ATOM (Stromae) ile işbirliği yaparak, 80’li yılların Soul & Funky tınıları ile daha güncel elektronik prodüksiyonlar arasında mükemmel bir uyum sağlamayı başarıyor.

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

Gipsy Deluxe kolektifi ile Fransa’dan konuğumuz olacak DJ ve plak toplayıcısı Yoshi Hitchcock eklektik müzik seçkisi ile dikkat çekiyor. Setlerinde klasik Fransız seslerine ve kayıtlarına yer veren Hitchcock disco ve house sularında yüzüyor.

Dünya elektronik müzik sahnesinin bilinen kolektiflerinden, Paris merkezli Deviant Disco’nun bir üyesi olan Hitchcock, aynı zamanda yine Paris merkezli ses deneyselliği üzerine platformlar yaratan Supernova için de çalışmalarını sürdürüyor.

DJ Yoshi Hitchcock >>

Fransa’dan konuğumuz Gipsy Deluxe sanatçı kolektifi ile bahçede farklı bir atmosfer görmeye ve yeni müzikler duymaya hazır olun.  Kolektifin yoga, fitness ve dans temalı moda markası Minirine ise Muzik Bazar’da mini bir defile ile yer alacak.

Minirine >>

 

Seçkilerinde güncel dünya müziği örneklerine yer veren Muzikant, farklı set ve kompozisyonlar ortaya koyuyor. Prodüksiyonları ile de bilinen Muzikant, bugüne kadar birçok kulüp ve festivalde önemli isimler ile aynı sahneyi paylaştı.

Giriş : 20 TL

Muzik Bazar’ın Amerika’dan konuğu Tin Pan!
Bugüne kadar 6 stüdyo albümü yapan grup soul, jazz, blues tarzında müzik üretiyor. Tin Pan’i henüz dinlemediyseniz, Jesse’nin izleyiciler ile kurduğu esprili iletişim ile enerjisini hep yüksek tuttuğu sahne performansını kaçırmayın!
Jesse Selengut – Vokal
Kemal Hazar – Trombon
Alpay Çiftçi – Gitar
Selim Gürcan – Bass

Giriş : 20 TL

2018 yılı Nardis Genç Caz Vokal Yarışması’nda 1. olup dikkatleri üzerine çeken Cansu Nihal Akarsu, geçtiğimiz Nisan’da Riga Jazz Stage’de ülkemizi temsil etti. Soul, funk, pop gibi farklı müzik türlerini caz ile harmanlayan grup, kendi bestelerini de seslendiriyor.

Cansu Nihal Akarsu – Vokal
Doruk Çebi – Piyano
Sercan Kerpiççiler – Trompet
Fevzi Onur Ustabaş – Saksafon
Halil Çağlar Serin – Bas
Efecan Kalaycı – Davul

Giriş : 20 TL

Farklı müzik türlerinden gelen üç müzisyenden oluşan Yasak Helva, elektrik folk tarzındaki müziklerinde Anadolu, Balkanlar, Ortadoğu, Kafkas halk ezgilerine yer veriyor.

Salih Korkut Peker – Elektro-akustik cümbüş
Hakan Görkem Bıyık – Perdesiz bas
Onur Ertem – Davul

Giriş : 20 TL

Plak tutkunu Dj. NoFrost, turntablism akımının Türkiye’deki az sayıdaki temsilcilerinden biri. Hiphop kültürünün kült isimleri ile aynı sahneyi paylaşan NoFrost, setlerinde soul, funk ve gün yüzüne çıkmamış eski Türkçe şarkılara yer veriyor.

https://soundcloud.com/djnofrost

Giriş : 20 TL

Fransa’dan konuğumuz Gipsy Deluxe sanatçı kolektifi ile bahçede farklı bir atmosfer görmeye ve yeni müzikler duymaya hazır olun. Katıldıkları etkinliklere, lokal malzemeler ile yepyeni bir atmosfer yaratan Cosmic Clementine, İzmir’de neler bulacak ve bahçemizi Müzik Bazar’a nasıl hazırlayacak merak ediyoruz. Kolektif ile İzmir’e gelecek Dj/Vj Yoshi Hitchcock ise eklektik müzik seçkisi ile bahçeyi dans pistine döndürecek. Kolektifin yoga, fitness ve dans temalı moda markası Minirine ise Muzik Bazar’da mini bir defile ile yer alacak. Farklı atmosferi, yeni içerikleri, dopdolu müzik programı ve yeme-içme seçenekleri ile Muzik Bazar 21 Haziran’da, not edin!

Giriş : 20 TL

Son iki yıldır ‘Dünya Müzik Günü’nde yüzlerce müzikseveri ağırladığımız Muzik Bazar, bu yıl Fransa’dan konukları ve özel atmosferi ile farklı bir deneyim sunacak.
21 Haziran Perşembe gününü not edin !

Giriş : 20 TL

PROGRAM
16:00 – 17:00 Muzikant (Dj set)
17:00 – 18:00 Dj NoFrost
18:00 – 19:00 Tin Pan (live)
19:00 – 20:30 Dj. Yoshi Hitchcock – Gipsy Deluxe
19:45 – 20:00 Minirine Mini (defile)- Gipsy Deluxe
20:30 – 21:30 Yasak Helva (live)
21:30 – 22:30 Cansu Nihal Akarsu Full Band (live)
22:30 – 23:00 Dj Yoshi – Gipsy Deluxe

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

Başlangıçta, çalgıcı ve perküsyoncu babaların, Gnawas müziği var. Abdul şarkı söyler, dinler, oynar, müzik okulu olan yollarda kendini geliştirir. Yıllarca bu ortamlarda gezdikten sonra, Gang‘ın gelecekteki üyeleri ile tek tek karşılar.

Birlikte Doğu’dan esinlenen Chaabi melodileri ve Gnawas ritimleri, Afrobeat ile karşı karşıya gelen yeni bir müzik tarzı oluştururlar: Gnawa Beat.

Özel konuk: 21 Haziran saat 21: 00’de Gevende grubu birkaç şarkı için sahnede Abdul & the Gang’a katılacak!

  • Ludovic Colleu (davul)
  • Vincent Tonchet (bas gitar)
  • Julien Lévy (klavye)
  • Thibault Guériaux (perküsyon)
  • Nicolas Bongrand (trombon)
  • Jean-Baptiste Tandé (gitar)
  • Kevin Roger (trompet)
  • Guillaume Grosso (saxofon)
  • Abu Ben Salem (şarkıcı)

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.00 – Music Sessions: NoJazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.

Uzun süre DJ olarak çalıştıkları gece dünyasından gelen Hervé Carvalho ve Guido Minisky, 2011 yılında deneyimlerini bir araya getirerek Acid Arab ikilisini kurdular.

Türkiye’de birçok hayranı olan Acid Arab, Pierrot Casanova, Nicolas Borne ve Cezayirli klavyeci Kenzi Bourras’tan oluşan grubuyla “PAR-IS-TANBUL” etkinliğinde canlı performans sergileyecek.

Giriş serbest

İşte festivalin tam programı:
20 Haziran // 21.00 – Music Sessions: Acid Arab (live)
21 Haziran // 21.30 – Music Sessions: Abdul & The Gang
22 Haziran // 19.00 – Görsel Sanatlar: France eMotion – Canlandırılan yolculuk
22 Haziran // 19.00 – Performans: Uçan Büfe
22 Haziran // 21.30 – Music Sessions: No Jazz
25 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Derinlik Sarhoşluğu
26 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Protesto
27 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Amelie
28 Haziran // 21.30 – Film Gösterimi: Artist
29 – 30 Haziran // Gastronomi günleri

30 Haziran Cumartesi gerçekleşecek gastronomi gününde, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ekibi, çocuk ve büyükler için çeşitli okuma hikayeleri ve edebi metinler sunacak. Gelin ve çocuk hikayelerinin, gençlik edebiyatının, Marcel Proust’un ya da Orhan Pamuk’un alıntılarının keyfini çıkarın!

Program:
11.00 & 14.00: Gastronomi teması etrafında çocuklar için masal, tekerlemeler ve okumalar. (Ücretsiz, Fransızca ve Türkçe, 0 – 5 yaş, 45 dk)
16:00: gastronomi teması etrafında yetişkinler için edebi alıntılar (Ücretsiz, Fransızca ve Türkçe, 30 dk)

Giriş serbest

Türkiye’nin bağımsız belgesel şenliği Documentarist, 9-14 Haziran’da 11’inci yılını kutlamaya hazırlanıyor. Belgesellerin bir bolumu 11-12 Haziran tarihinde Fransiz Kultur Merkezinde gosterime girecektir.Yine dünyanın her köşesinden belgeselleri İstanbul’a taşıyacak olan festival programında Filistin ve 1968’in 50. yılı temaları öne çıkıyor. Yerli ve yabancı belgesellerin gösteriminin yanı sıra festivalde Canlandırma Belgesel, Yaratıcı Kurgu, Çocuklarla Sinema konulu atölyeler, sinema dersleri, sunum ve söyleşiler gerçekleşecek.

Documentarist 11. İstanbul Belgesel Günleri’nin bu yılki onur konuğu, Filistin sinemasının ‘babası’ sayılan tanınmış oyuncu ve belgeselci Mohammad Bakri olacak. Yapıldığı sırada büyük ses getiren “Jenin Jenin” (2002) ile bu filmin hayatını nasıl etkilediği üzerine çektiği “Sen Gittiğinden Beri” (Since You Left, 2005) adlı belgesellerinin gösterileceği festivalde Bakri, ‘Direniş Sineması ve Filistin’ konulu bir sinema dersi verecek. Festivalde, ayrıca 1968’in 50. yılı vesilesiyle, dünyanın birçok ülkesinde 1960’larda yaşananları konu alan filmlerin yer aldığı özel bir bölüm sunulacak. Türkiye’den geniş bir belgesel seçkinin sunulacağı programda Canlandırma Belgeseller (AnimaDocs), Kadınlar Vardır, Konuk Ülke: İsveç, Kuir Belgeseller başlıklı bölümler de yer alıyor.

Daha fazla bilgi için : http://www.documentarist.org/

Bilet ücreti 5 TL’dir. Biletler girişte temin edilebilir.

Fransız Kültür Merkezi Asya yakasında Beykoz’da yer alan eski ayakkabı fabrikası Beykoz Kundura’da gerçekleşecek sinema günlerinde yer alacak.

Programda, « Rochefortlu Kızlar », « Hal ve Gidiş Sıfır » ve  « Bay Hulot’nun tatili » gibi Fransız filmleri yer alacak. Filmler Türkçe ve İngilizce altyazılı olarak gösterilecektir.

Beykoz Kundura, sanayileşmenin tarihinde önemli bir rol üstlenmiş endüstriyel kültür mirası örneklerindendir. Günümüzde film stüdyosu olarak kullanılıyor ve  yavaş yavaş yaratıcılık merkezine dönüştürülüyor.

Daha fazla bilgi için

 

 
Festival kapsamında, Festival döneminde bomontiada’da restaurantlar özel lezzet sunumlarının yanı sıra , 29-30 Haziran tarihlerinde bomontiada Avlu’da kurulacak Gastronomi Marketinde , katılımcılar Fransız Gastronomisi ile birlikte farklı lezzetleri deneyimleme fırsatı bulacaklar. Bomontiada Avlu’da kurulumu yapılacak olan standlarda ekmek, peynir, tatlı, kruvasan, sandviç ile festivale özel lezzetler yer alacaktır.

30 Haziran Cumartesi gerçekleşecek gastronomi gününde, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ekibi, çocuk ve büyükler için çeşitli okuma hikayeleri ve edebi metinler sunacak. Gelin ve çocuk hikayelerinin, gençlik edebiyatının, Marcel Proust’un ya da Orhan Pamuk’un alıntılarının keyfini çıkarın!

Program:
11.00 & 14.00: Gastronomi teması etrafında çocuklar için masal, tekerlemeler ve okumalar. (Ücretsiz, Fransızca ve Türkçe, 0 – 5 yaş, 45 dk)
16:00: gastronomi teması etrafında yetişkinler için edebi alıntılar (Ücretsiz, Fransızca ve Türkçe, 30 dk)

 
Giriş serbest
 
İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçeklecek PAR-IS-TANBUL Festivali 20-30 Haziran tarihleri arasında bomontiada’da. Fransız kültürünün farklı yönlerini disiplinlerarası programıyla vurgulayan festival, Paris’in küçük bir parçasını İstanbul’a taşıyor.
 
 
 
 

ÇOK KISA FİLMLER FESTİVALİ
ULUSLARARASI YARIŞMA FİLMLERİ İZMİR

Fransa merkezli, 30 ülke ve 90 şehirde aynı anda seyirci ile buluşan ve 19 yıllık bir geçmişe sahip
olan Çok Kısa Filmler Festivali’nin Uluslararası Yarışması İzmir’de bu yıl, ikinci defa 5, 6, 8 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Jenerik hariç, 4 dakikalık kısa filmlerden oluşan, tematik seçkiler ve aynı özelliklere sahip bir
Uluslararası yarışmanın bulunduğu festivalde her türden film yer alıyor.

Bu yıl uluslararası yarışma bölümünde 41 çok kısa film yarışacak ve finalistler arasında Türkiye’den iki film var. İzmir dahil 90 şehirden toplanan seyirci oylarıyla da ayrı bir ödül verilecek.

Gösterim zamanları ve mekanları:
5 Haziran Salı saat 13:00 Fransız Kültür Merkezi
6 Haziran Çarşamba saat 19:00 Türkan Saylan Kültür Merkezi
8 Haziran Cuma saat 19:00 Fransız Kültür Merkezi

Müziğin tadını çıkarmak için en iyi film şarkıları eşliğinde keyifli bir zaman geçirin! Fransızcanızı geliştirmek için mükemmel bir fırsat.

A1 seviyesinden itibaren herkes katılabilir.
Etkinlik fransızcadır. Katılım ücretlidir : Kişi başı 10 TL. Sadece yerinde nakit ödeme geçerlidir.

Müziğin tadını çıkarmak için en iyi film şarkıları eşliğinde keyifli bir zaman geçirin! Fransızcanızı geliştirmek için mükemmel bir fırsat.

A1 seviyesinden itibaren herkes katılabilir.
Etkinlik fransızcadır. Katılım ücretlidir : Kişi başı 10 TL. Sadece yerinde nakit ödeme geçerlidir.

ULUSLARARASI ÇOK KISA FİLMLER FESTİVALİ

5, 6 ve 7 Haziran

Très Court, bu yıl 20. si gerçekleştirilen, Fransa merkezli bir festival. 30 ülke ve 90 şehirde aynı anda gerçekleşecek ve 19 yıllık bir geçmişe sahip olan Çok Kısa Filmler Festivali 5, 6 ve 7 Haziran’da Ankara Fransız Kültür Merkezi’nde.

Jenerik hariç 4 dakikalık kısa filmlerden oluşan tematik seçkiler ve aynı özelliklere sahip bir uluslararası yarışmanın bulunduğu filmlerde kurmaca, animasyon, belgesel, müzik klibi, video blog gibi her türden film yer alıyor. Bu sene Uluslarası Çok Kısa Filmler Festivali Yarışması 41 film sergiliyor. İzleyiciler ödüle layık gördükleri kazananları belirleyecek. Aynı zamanda “Çok Kısa Filmler” başlığı altında çok sayıda Türkiye’den kısa film de seyirciyle buluşacak.

Gösterimler ücretsizdir. Detaylı bilgi trescourt.com/fr

 

 

Uluslararası Çok Kısa Filmler Festivali sınır tanımıyor. Fransa merkezli, 30 ülke ve 90 şehirde aynı anda gerçekleşecek ve 20 yıllık bir geçmişe sahip olan Çok Kısa Filmler Festivali 5 ve 6 Haziran’da İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde.

Jenerik hariç 4 dakikalık kısa filmlerden oluşan tematik seçkiler ve aynı özelliklere sahip bir uluslararası yarışmanın bulunduğu filmlerde kurmaca, animasyon, belgesel, müzik klibi, video blog gibi her türden film yer alıyor. Bu sene Uluslarası Çok Kısa Filmler Festivali Yarışması 41 film sergiliyor. İzleyiciler ödüle layık gördükleri kazananları belirleyecek. Aynı zamanda “Çok Kısa Filmler” başlığı altında çok sayıda Türkiye’den kısa film de seyirciyle buluşacak.

Daha fazla bilgi için : https://www.cokkisafilmler.com/

Gösterimler ücretsizdir, kayıt olmak zorunludur.

KONFERANS / RAMAZAN: TOPLUM VE POLİTİKA

Konuşmacı: François Georgeon

  • Konuşma dili fransızca, türkçe simültane çeviri yapılacaktır.
  • Giriş için rezervasyon: murat.celik@ifturquie.org

RAMAZAN, TOPLUM VE POLİTİKA

Amacım, çok önemli ibadet olan Ramazan’ı, tarihsel bir yaklaşım ile tanıtmak. Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonra Kemalist Cumhuriyet’in modernleşme, Batılılaşma ve sekülarizm konularında gerçekleştirdikleri köklü reformlar İslam’ın kutsal ayına nasıl yansıdı ? Bu soruya cevap vermeye çalışacağım. Hakkında bol ve çeşitli belge ve kaynak bulunabilen Istanbul’da Ramazan ayının  18. ve 20. yüzyıllar arasında sosyal ve politik boyutlarını vurguladım. Kentsel sosyalleşme açısından önemli bir dönemde, farklı eğlence ve kültürel aktivitelerle geçen, Hükümet tarafından hem beklenen hem korkulan Ramazan ayı 1860 – 1910 yılların arasında bir çeşit « Altın Çağ »’ını yaşamaktadır ve sonraki onyıllar boyunca aşamalı olarak marjinalleşmeye devam edecek ve kamusal alandaki yerini ve görünürlüğünü kaybetme noktasına gelecektir.

François Georgeon

1970 Yılların sonunda 3 yıl Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde konuk olan François Georgeon, Paris Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nde  araştırmalarına devam ederek Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti konularında uzmanlık kazanmıştır. Abdülhamid’in biyografisi de dahil olmak üzere (Sultan Abdülhamid, İletişim, 2012)  kitaplarının bir çoğu, Türkçe’ye çevirilmiştir. Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından yayımlanan son kitabı 18. Ve 20. yy arasında İstanbul’da Ramazan’ı konu alır. 

BEYAZPERDE’DE TİYATRO: ROMEO VE JULİET

Comédie Française sahnesinden

Bu sezon La Comédie Française tarafından sahnelenmeye devam eden Eric Ruf’ün yönettiği Shakespeare’in “Romeo ve Juliet” oyununun profesyonel kaydı, Pathé Live, Türkiye Fransız Kültür Merkezi ve Kirpi Tiyatro işbirliğiyle 6 Haziran Çarşamba akşamı saat 20.00’de Büyülü Fener Sineması Kızılay ekranında. Oyun Özdemir Nutku çevirisiyle Türkçe altyazılıdır.

Shakespeare’in efsanevi eseri, mutlak aşkın vücut bulduğu öykü olarak yüzyıllar boyunca çeşitli uyarlamalara konu oldu. Oysa, bu birinci katmanın altındaki tortulara bakıldığında siyah bir güneş saklanmaktadır: siyasetin çürümüşlüğü, aile içi nefret, karmaşık ve ıssız karakterler Güney İtalya’da geçen bir aşk hikayesinin romantik okumasından daha öteye taşır seyirciyi. Orada güneş ruhlara çarpar, yoksul İtalya’nın yitik ihtişamından geriye harabe duvarlar kalmıştır, akıl dışı korkular ve halkın batıl inançları hala canlıdır. Oyunun rejisörü, Shakespeare’in dilinin olağanüstü çoğulluğunun tüm yankılarını yakalamayı başarır : acımasız, dolgun bir kuvvet ve mizah.

Yazan: Shakespeare
Yöneten: Eric Ruf
Kostüm Tasarımı: Christian Lacroix 
Işık Tasarımı: Bertrand Couderc
Koreografi: Glysleïn Lefever
Müzik Düzenleme: Vincent Leterme
Ses: Jean-Luc Ristord
Makyaj: Carole Anquetil
Oyuncular: Christian Blanc, Michel Favory, Claude Mathieu, Serge Bagdassarian, Christian Gonon, Jérôme Pouly, Gilles David, Pierre Louis-Calixte, Bakary Sangaré, Nâzim Boudjenah, Suliane Brahim, Stéphane Varupenne, Elliot Jénicot, Danièle Lebrun, Jérémy Lopez, Didier Sandre, Laurent Lafitte. 
Yapım: La Comédie Française
Dağıtım: Pathé Live
Bel Air Media ve Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle
Yönetmen: Dominique Thiel

165 dakika / iki perde

Biletler:
Tam: 30.-TL

 

Konuşmacılar : François GEORGEON, Jean-François PEROUSE

Bir ibadetin de ötesinde oruç “imanın, İslam topraklarında gözlemleyebileceğimiz en önemli kolektif tezahürüdür.” Ünlü Osmanlı Tarihçisi François Georgeon bu kitabında 19 ve 20. yüzyıl İstanbul’undaki siyasal reformlar ve kentsel dönüşümler çerçevesinde Ramazan yaşantısındaki değişimi ele alıyor.

İstanbul sanılanın aksine 1900’lere kadar Müslümanların çoğunluğu oluşturmadığı çok dinli bir topluma ev sahipliği yapmıştır. Ramazan pratiklerinde o dönemden bu yana nasıl bir değişim gerçekleşmiştir? Georgeon sosyalleşme biçimleri, toplumsal eğlence ve alışkanlıklar, gösteriler, gece hayatı, siyasal merasimler, gayrimüslimlerin ve kadınların ay boyunca kamusal alandaki konumları gibi çok çeşitli konular çerçevesinde Ramazanın İstanbul’daki evrimini anlatıyor.

Jean-François Pérouse ise yazdığı kapanış yazısıyla Georgeon’un cumhuriyetin başına kadar getirdiği bu tarihi günümüz İstanbul’u ile bağlantılandırıyor.

François Georgeon, Fransız tarihçi, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti tarihi konularında CNRS’te uzman araştırmacı ve öğretim görevlisidir. Bir İmparatorluğun Ölümü, Osmanlı-Türk Modernleşmesi, Osmanlı İmparatorluğu’nda Yaşamak, Sultan Abdülhamid, Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri isimli kitapları Türkçeye çevrilmiştir.

Jean-François Pérouse, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü IFEA’nın eski yöneticisidir. La Turquie en marche. Les Grandes mutations depuis 1980  (La Martinière, Paris, 2004) ve yakın zamanda yayınlanan Istanbul Planète. Capitale mondiale du XXIème siècle, (La Découverte, Paris, 2017) kitaplarının yazarıdır.

SOLO ÇAĞDAŞ DANS FESTİVALİ: BENOIT COUCHOT

Türkiye’de solo dans disiplininde ilk kez gerçekleşecek olan Solo Çağdaş Dans Festivali, 25 ulusal ve uluslararası dansçının katılımıyla 29-30 Haziran ve 1 Temmuz tarihlerinde Ankara Cermodern açık hava sahnesinde izleyiciyle buluşacak.

Fransa’da gelen dansçı Benoit Couchot katılacaktır.

Benoit Couchot :

1996 yılında Fransa'da doğan Benoit Couchot, 2015 yılında Paris’de (Fransa) Çağdaş Dans Teknik Yetenek belgesini alıp mezun olan bir dansçıdır. 2017 yılında Almanya Uluslararası Solo-Tanz-Tiyatrosu Festivalinde kendi koreografisi ‘Mutiko ala Neska’ ile seyirci birincilik ödülünü almıştır. “Mutiko ala Neska” adlı eseriyle Hollanda (Amsterdam) JULIDANS festivalinde, SoloTanzTheater Festivali'nin Almanya ve Brezilya turunda ve Bangkok'taki KAFKA festivalinde sahne aldı. Benoit 2017 yılında Joost Vrouenraets'in 'BOOM', Jiří Kylián'ın 'Bella Figura', Antonin Comestaz'ın ‘Then, Before, Now, Once More’, Alleyne Dansın “Innocent Children” (Masum Çocuklar), Jarek'in 'Ensign'i gibi çeşitli koreografların performanslarını gerçekleştirdi. 2016 yılında, kendi çalışması ile Korzo, Den Haag ve Schouwburg, Rotterdam'da sahne aldı. Sanja Maier-Hasagic'in koreografisi “FLUX” ile DeDoelen, Rotterdam’da, sahne aldı. 2015 yılında, Benoit, “Opera en Plein Air Tour France”'da “TRAVIATA” operasınında sahne aldı. 2015'te Neer Gil Cortés, Isabelle Chaffaud, Alleyne Dance'I ve 2016 yılında Frédéric Despierre, Ronai Attila, Liat Waysbort ve Marina Mascarell gibi koreografların atölyelerini takip etti. 2017 yılında Poetic Disaster Club, Tel Aviv’de Gaga “yaz ve kış yoğun çalışma workshop”’u altında ve James Finnemore ve Jos Baker'ın workshoplarında ders aldı. Halen TanzMainz Company'de (Almanya) staj yapmaktadır ve Hollanda'nın Rotterdam kentindeki Codarts'taki lisans eğitiminin son yılında devam etmektedir.

Program:

25-28 Haziran: Çağdaş Dans Atölyesi

13:00-16:00: Yaraslov Kaynar, Koreograf, Ukrayna

Cuma / 29 Haziran:

14:00 – 17:00 Çağdaş Dans Atölyesi: Elia Mrak, Koreograf, ABD

17:00 – 18:30 Kısa Dans Filimleri / Videolar

  • Walkabout, Elia Mrak and Nancy Lopez Luna
  • Seeds, Nancy Lopez Luna
  • Rays, Mirjam Sögner
  • Short Dance videos, Roni Cadesh

18:30 Kapı açılış ve müzik

Gala Açılış Gecesi

20:15 Festival Açılış Konuşması

20:30 Gala Açılış Solo Gösterisi, Mirjam Sögner, Avusturya (25 dk)

21:00 Çağdaş Dans Gösterisi (10 dk)

  • Deniz Alp: dansçı, dans eğitmeni, koreograf Devlet Opera ve Balet MDT
  • Özgür İnanç: dans eğitmeni, koreograf, ADA Ankara Üniversitesi MDT
  • Galip Emre: dans eğitmeni, koreograf, Galip Emre Dance Company/Dance Company

21:15 Yaraslov Kaynar, Ukrayna (10-12 dk)

4 günlük dans atölyesi gösterisi

21:30 Gizem Topal, Türkiye (10 dk)

21:45 – 00:00  DJ Performansı

Cumartesi / 30 Haziran:

13:00 – 13:30 Dans Söyleyişisi: Galip Emre, “Hayal Gücünü Harekete Geçir”

14:00 – 17:00 Çağdaş Dans Atölyesi: Mirjam Sögner, Koreograf, Avusturya

17:30-18:30 Film Gösterimi:  Pina; modern dans koreografi ve Tanztheater akımının öncülerinden Pina Bausch hakkında yapılmış bir 2011 Alman belgesel

18:30 Kapı açılış ve müzik

19:00 Festival Program Akışı

19:15 Helena Olmeda Dynslaeger, Belçika (13 dk)

19:40 Yaraslov Kaynar, Ukrayna (9 dk)

19:55 Gülce Su Gümüş, Turkey (10 dk)

20:10 Chiara Rontini, Almanya (8 dk)

20:25 Mert Aksu, Türkiye (5 dk)

20:35 Yara Lucia Afram Boustany, Lübnan (10 dk)

**************ara**************

21:15 Mizgin Bozkaya, Türkiye (9 dk)

21:30 Benoit Couchot, Fransa (9 dk)

21:45 Ekin Tunçeli, Türkiye (15 dk)

22:05 Elia Mrak, ABD (10 dk)

22:15 – 00:00  DJ performansı

Pazar / 1 Temmuz:

 

13:30 Kısa Dans Filmlerinden Seçmeler:

  • Hizmetçiler, Burçak Işımer (25 dk)
  • The Falling, Cem Yiğit Üzümoğlu (2 dk)
  • Veda, Mehmet Şafak Türkel (4 dk)
  • Bodrum Dream, Mehmet Şafak Türkel (6 dk)

14:00- 17:00 Çağdaş Dans atölyesi: Beatrice Panero, Koreograf, İtalya

17:30-18:30 Söyleyişi: Türkiye’de Çağdaş Dans. Konuşmacı: Tuğçe Tuna

18:30 Kapı açılış ve müzik

19:00 Festival Program Akışı

19:15 Oded Ronen, Israil (10 dk)

19:30 Gonca Gümüşayak, Türkiye (10 dk)

19:45 Thomas Bradley, Avustralya (9 dk)

20:05 Bekir Şimşek, Türkiye (10 dk)

20:20 Nancy Lopez Luna, Meksika (10 dk)

20:40 Mustafa Özçelik, Türkiye (10 dk)

**************ara**************

21:15 Fernando Troya, İspanya (10 dk)

21:30 Natalie Wagner, İsviçre (12 dk)

21:50 Festivalin kapanış performansı: Eldad Ben-Sasson, Israil (10 dk)

22:00 Tüm katılımcılara ve sponsorlara plaket sunumu

22:15-00:00 Festivalin kapanış partisi: DJ performansı

 

+ Bilgi:

Website: http://solodans.com/

Facebook Page: https://www.facebook.com/SOLODANCEANKARA/

Instagram: solodanceankara

Twitter: @SoloDanceAnk

 

Floride (Philippe Le Guay)
2015 | Dramatik Komedi | 110 dk | Fransızca ; Türkçe altyazılı

Cumartesi 09/06 – 19.15
Pazar 10/06 – 16.45

Eski bir iş adamı olan, 80 yaşındaki Claude, hayatında genel olarak bir sorun görünmese de sık sık unutma krizleri ve kafa karışıklığı anları yaşamaktadır. Bir gün, bir anda Florida’ya gitme kararı alır. Bu ani yolculuğun ardında ne vardır ? Aktör Jean Rochefort duygulu, hassas ve çok güçlü bir oyunculukla karşımızda…

Bilet fiyatları 10 TL’dir  (Fransız Kültür Merkezi öğrencileri için 5 TL’dir) ve bilet satışı gösterim günleri 14:30 ve 19:15 saatleri arasında yapılmaktadır. Sadece nakit ödeme geçerlidir.

Kütüphane ekibi sizlere, 16 ve 30 mayıs “Kurt ve yedi küçük keçi” öyküsünü yeniden keşfedeceğiniz bir kukla gösterisi sunuyor.

Kayıt için:  mediatheque.istanbul@ifturquie.org
Katılım  ücretlidir : çocuklar için kişi başı 10 TL. Sadece yerinde nakit ödeme geçerlidir.
3 yaş ve üstü

Türkiye Fransız Kültür Merkezi İstanbul kütüphanesi küçüklere ve gençlere özel bir önem verir ve yaklaşık 13 500 eseri onların kullanımına sunar : çizgi romanlar, ilk okuma kitapları, hikaye ve romanlar, belgeseller, dergiler, masallar, şiir ve şarkı kitapları ile CD ve DVD’ler…

Basit gözlemin ötesine geçmek. Algıyı yeniden şekillendirmek. Sanatçı Julien Aksoy, birçok kez fotoğraflanan bu simgesel şehre yeni bir bakış açısı getiriyor.
Fotoğrafçı, hem mekan hem insanlar açısından şehre ikili bir bakış açısı sunuyor ve  gözle görünmez, önemsiz gibi düşünülene dikkat çekiyor.

Julien, çizgiler ve yansımalar gibi birbirini tekrarlayan farklı durağan nesneleri dinamikleştirip harekete geçiriyor, ve bu şekilde şehrin dengeleriyle oynuyor.

Denge, dengesizlik? “Denge/sizlik/ler Paris” sergisi, Paris’i farklı bir şekilde hayal etmek, sarsmak ve algı alışkanlıklarını değiştirmek için, sanatseverlere mizah dolu bir yöntem sunuyor.

1976 yılında Paris’te doğan Julien Aksoy, 20 yılı aşkın bir süredir fotoğrafçılık yapmaktadır. Özellikle, kentsel ve mimari fotoğraflar aynı zamanda sokak anları ve belgesel fotoğrafçılığı üzerine çalışıyor.

 

YÜZLER VE İZLER

FOTOĞRAF SERGİSİ

27/05 – 03/06 arası
açılış ve kokteyl: 27/05, 18.30

Her şey bir iz bırakır. 
Hafızada ,ruhta, tende… 
Kuşların bile izi vardır gökyüzünde, sözcüklerin dilde, bakışların yüzde. 

7 ay süren “Portre ve Kurgu Fotoğrafçılığı” eğitimi sonrasında 18 katılımcının fotoğraflarından oluşan “Yüzler ve İzler” sergisiyle karşınızdayız. Kimi zaman ışık, kimi zaman kurgu yoluyla yüzlerin üzerinde bıraktığımız izleri sizlerin beğenisine sunuyoruz.

Hafızalarınızda güzel izler,
Yüreklerinize dokunacak sözler,
Baktıkça gülecek gözler,
Ve en önemlisi;
O günü andığınızda mutlu olacak yüzler bırakmayı hedeflediğimiz sergimize sizleri de bekliyoruz…

13. ULUSLARARASI ESKİŞEHİR ÇOCUK VE GENÇLİK TİYATROLARI FESTİVALİ

« D.K.D –  Dance from Keith’s Drawings »

  • Koreografi: Olivier Viaud
  • Dansçılar: Patrick Cheradame, Marin Moser, Margot Twitchin
  • Süre: 30 dak.
  • Dimanche 27 mai à 14h00 / Sazova Park – Eskişehir

Zentai (kafa ve kolları tamamen kaplayan dans mayosu) giyilerek icra edilen trio için olan bu koreografik dans gösterisi, mizahı, yaratıcılığı, rengi ve canlılığı açığa çıkarıyor.

İlk andan itibaren, dansçıların kostümleri Amerikalı ressam Keith Haring’in resimlerinde kullandığı karakterleri anımsatıyor. 80’lerin New-York’unda ilk sokak danslarında olduğu gibi, D.K.D ses için kullandıkları ghetto-blaser (seyyar teyp) ile yere yerleştirilen karton sahnenin üzerinde gelişiyor.

Olivier Viaud Keith Haring’in sanatından çokça ilham almıştır. 2011 kreasyonu olan D.K.D, doğaçlama düzeneğiyle her tür mekanda : Paris metrosu, çocuk festivalleri, sokak animasyonları, hem yaz hem kış ; müzelerde (özellikle 2013 yılında Paris Modern Sanat Müzesi’nde Ketih Haring retrospektifi) 3 yaştan 83 yaşa kadar tüm seyircileri mest ediyor.

Jeune Ballet International (uluslararası genç bale) ve Claude Brumachon Topluluğundan gelen, uluslararası seviyede olan Fransız koreograf Olivier Viaud, 1989 yılında « Compangie V.O. » topluluğunu kurar.  Her tür sahne için çeşitli oyun repertuarları oluşturmuştur.

« Sınırları aşan » bazen abartının uçlarında bir tarzla, müzikalite, mizah ve şiir arasında ustaca kurduğu dengeli koreografileri, sanat tarihini çağrıyor ve beklenmeyene ilgiyi teşvik ediyor.

Hakaret (Ziad Doueiri)
2017 | Dram | 112 dk | Arapça ; Fransızca ve Türkçe altyazılı

Pazar 27/05 – 14.30
Cumartesi 02/06 – 16.45
Cumartesi 09/06 – 16.45

Günümüz Beyrut’unda ciddi sonuçlar doğuran bir hakaret Hıristiyan bir Lübnanlı olan Toni’yi ve Filistinli mülteci Yasser’i mahkeme karşısına getiriyor. Gizli yaralardan açığa çıkanlar, avukatların çatışması Liban’ı toplumsal bir patlamanın sınırına götürür ve bu iki adamı yüzleşmeye zorlar.

Bilet fiyatları 10 TL’dir  (Fransız Kültür Merkezi öğrencileri için 5 TL’dir) ve bilet satışı gösterim günleri 14:30 ve 19:15 saatleri arasında yapılmaktadır. Sadece nakit ödeme geçerlidir.

Kedi (Ceyda Torun)
2017 | Belgesel | 117 dk | Türkçe ; Fransızca altyazılı

Cumartesi 26/05 – 16.45
Pazar 03/06 – 14.30

Yüzyıllardan beri, yüz binlerce kedi İstanbul’un sokaklarında başıboş dolaşıyor. Yarı vahşi yarı evcil iki dünya arasında sahipsiz yaşıyorlar ve şehrin sakinlerine neşe ve yaşama nedeni veriyorlar. Kedi onlardan yedisinin hikayesini anlatıyor.

Bilet fiyatları 10 TL’dir  (Fransız Kültür Merkezi öğrencileri için 5 TL’dir) ve bilet satışı gösterim günleri 14:30 ve 19:15 saatleri arasında yapılmaktadır. Sadece nakit ödeme geçerlidir.

Deniz neden tuzludur ? Bir müzisyenin eşlik ettiği kütüphane ekibimiz, bu soruyu birlikte irdelemek için sizleri bekliyor.

5 yaş ve üstü.
Katılım  ücretlidir : çocuklar için kişi başı 10 TL. Sadece yerinde nakit ödeme geçerlidir.

Türkiye Fransız Kültür Merkezi İstanbul kütüphanesi küçüklere ve gençlere özel bir önem verir ve yaklaşık 13 500 eseri onların kullanımına sunar : çizgi romanlar, ilk okuma kitapları, hikaye ve romanlar, belgeseller, dergiler, masallar, şiir ve şarkı kitapları ile CD ve DVD’ler…

 

 

İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Başka Sinema işbirliğiyle gerçekleşen Vive le cinéma (Yaşasın Sinema) programı Mayıs ve Haziranaylarında yeni filmlerle devam ediyor. Sinemaseverler tarafından büyük ilgiyle karşılanan programda yakın tarihli ve ödüllü beş Fransız yapımı ve ortak yapımı yer alıyor. Son zamanlarda uluslararası festivaller tarafından ödüllendirilen ve basın tarafından beğeni toplayan filmler, İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde Cumartesi günleri saat 16.45 ve 19.15 ve Pazar günleri saat 14.30 ve 16.45.

– Kedi (Ceyda Torun) : Yüzyıllardan beri, yüz binlerce kedi İstanbul’un sokaklarında başıboş dolaşıyor. Yarı vahşi yarı evcil iki dünya arasında sahipsiz yaşıyorlar ve şehrin sakinlerine neşe ve yaşama nedeni veriyorlar.

– Bir Nefes Ötede (Daniel Roby) : Garip ve ölümcül bir sis Paris’i etkisi altına alır. Ne yapacaklarını bilmeyen, hayatta kalmaya çalışan insanlar apartmanların üst katlarına sığınmaya başlarlar.

Hakaret (Ziad Doueiri) : Günümüz Beyrut’unda ciddi sonuçlar doğuran bir hakaret Hıristiyan bir Lübnanlı olan Toni’yi ve Filistinli mülteci Yasser’i mahkeme karşısına getiriyor.

Florida (Philippe Le Guay) : Eski bir iş adamı olan, 80 yaşındaki Claude, hayatında genel olarak bir sorun gözükmese de sık sık unutma krizleri ve kafa karışıklığı anları yaşamaktadır. Bir gün bir anda Florida’ya gitme kararı alır.

Bilet fiyatları 10 TL’dir  (Fransız Kültür Merkezi’nin öğrenciler içinse 5TL’dir) ve bilet satışı gösterim günleri 14:30 ve 19:15 saatleri arasında yapılmaktadır. Sadece nakit ödeme geçerlidir.

.

RIDICULE (Gülünç İlişkiler)

(Yönetmen Patrice Leconte)

Fransız Kültür Merkezi’nin Sinema Kulübü kapsamında, giriş 5TL
1996 | Dramatik komedi | 102dk | Fransızca, İngilizce altyazılı

19/05 Cumartesi – 18.00

Özet

Güney Fransa’da genç bir aristokrat, Marki Gregoire Poncudelon de Malavoy, köylüler arasında ürkütücü boyutlara varan sıtma salgınlarına neden olan bataklığı kurutmak için gereken kanalizasyon sistemini kurmaya karar verir. Ne var ki, bu iş için gereken parası yoktur. Marki Poncudelon, çareyi krala başvurmakta bulur ve Paris’e kralın yaşadığı Versailles Sarayı’na gider….

Oyuncular:

  • Charles Berling
  • Jean Rofechort
  • Fanny Ardant
  • Bernard Giraudeau

FİLM GÖSTERİMİ: 7 PERDE

(Yönetmen Sepideh Farsi)

21. Uçan Süpürge Film Festivali kapsamında, giriş ücretsizdir.
2017 | Kurgu| 80 dk | Afganistan-Fransa | Türkçe altyazılı 

  • Çarşamba 16/05 –18.30
  • Perşembe 17/05 –16.00

Özet

Ulusal Yarışma Büyük Ödülü, FID Marseille 2007.

Afganistan hakkında, Taliban sözcüğü, Sovyetler Birliği işgalinden beri bitmeyen bir savaş ve 2001 yılında gelinen dönüm noktası misali birkaç tane klişe haricinde bilinen pek az şey var. Sepideh Farsi, bu filmde, mesleğe başladığı belgesel formatına dönerek, yalnızca bir kamera kullanarak Afganistan’ın özüne ulaşmak için gönüllü bir görev üstlendi. Abluka altında, barikatlarla çevrili, ölümün her binada, her köşe başında kol gezdiği Kabil’den, Fransız Büyükelçiliği’nden yola çıktı. Anadili Farsçaya benzerlik taşıyan Dari bilgisine dayanarak, ülke içerisinde seyahat etme cesaretini gösterdi. Sepideh Farsi’nin kamerasından, bu yolculukta tanıştığı insanlarla yaptığı söyleşileri izleyecek, özlem dolu yaşantılarına ve tarihi gerçeklere tanık olacaksınız.

Yönetmen Hakkında

Tahran doğumlu yönetmen. Matematik eğitimi almak için gittiği Fransa’ya yerleşti. Yıllarca fotoğrafçılık yaptıktan sonra kısa filmler ve belgeseller çekmeye başladı. Su Altındaki Ev/The House Under the Water (2010), İzinsiz Tahran/Tehran Without Permission (2009), Harat/Harat (2007), /Gazze/The Gaze (2005), Tozdan Hayaller/Dreams of Dust (2003) ve Meryem’in Yolculuğu/The Journey of Maryam (2002) onu uluslararası alanda tanıttı. Filmlerinde farklı yönleriyle kimlik temasını işleyen Sepideh Farsi’nin ilk uzun metrajlı kurmaca filmi Kırmızı Gül, 2014 Toronto Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaptı.

 

FİLM GÖSTERİMİ: MİLLA

(Yönetmen Valérie Massadian)

21. Uçan Süpürge Film Festivali kapsamında, giriş ücretsizdir.
2017 | Dram | 128 dk | Türkçe altyazılı 

  • Çarşamba 16/05 –16.00
  • Perşembe 17/05 –18.30

Oyuncular

  • Séverine Jonckeere
  • Luc Chessel
  • Ethan Jonckeere
  • Elizabeth Cabart
  • Valentine Carette

Özet

Milla ve Leo kendilerine ait olmayan bir evde yaşayan iki aşıktır. Çift yoksul ama mutludur. Zamanlarını birlikte eğlenerek geçiren çift Leo’nun bir gemide iş bulması sonucu ayrılmak zorunda kalır. Üstelik Milla hamiledir. Gemiye gittikten bir süre sonra Mille ile Leo’nun iletişimi tamamen kopar. Genç kadının hayatında artık tek önemli şey vardır o da oğlu Ethan. Bir otelde çalışmaya başlayan Milla oğlu Ethan ile Kendisine farklı bir dünya yaratır.

 

ARA GÜLER, BİR ZAMANLAR İSTANBUL

(Samuel Aubin)

Fransız Kültür Merkezi’nin Sinema Kulübü kapsamında, giriş 5TL
2017 | Belgesel | 51 dk | Fransızca ve Türkçe ; Fransızca ve Türkçe altyazılı

Ctesi 12/05 –18.00
Ctesi 26/05 –18.00
Çşamba 30/05 – 20.00

Istanbul’da yaşayanların en büyük şanslarından biri de, Ara Güler’in fotoğraflarının şehre ait bir görsel birikimi kendiliğinden zenginleştirmesi, farkında olmadan gördüklerinin onun gördüklerine eklenivermesi herhalde. Sayısız tarihi katmandan oluşan ve bu katmanların izleriyle aniden, herhangi bir köşe başında karşılaşabileceğiniz Istanbul’a onun fotoğrafları da başka bir katman ekliyor. Ara Güler, 50 yıldan fazla süredir Istanbul’un -onun deyişiyle deli saraylının anlarını yakalıyor. Hem şatafatlı ve mutlu günlerinde hem de biraz gözden düşmüş, kalbi kırılmış ama takıp takıştırmaktan vazgeçmemiş zamanlarında, her zaman sadık bir dost olarak. Ara Güler, Bir Zamanlar Istanbul, Istanbul sokaklarını, insanlarını ve hikayelerini tekrar ama yeni bir gözle görmemizi sağlayacak bir belgesel, bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir zamanda yolculuk.

Bütün bebek ve çocuklar kitap ve hikayeleri sever. Anne-babalar, bakıcılar, nine ve dedeler, medyatek ekibimiz ailenizdeki en küçüklerin hayal gücünü geliştirmek ve birlikte özel anlar paylaşmanız için sizleri kütüphanemize bekliyoruz.

Katılım  ücretlidir : çocuklar için kişi başı 10 TL. Sadece yerinde nakit ödeme geçerlidir.

Türkiye Fransız Kültür Merkezi İstanbul kütüphanesi küçüklere ve gençlere özel bir önem verir ve yaklaşık 13 500 eseri onların kullanımına sunar : çizgi romanlar, ilk okuma kitapları, hikaye ve romanlar, belgeseller, dergiler, masallar, şiir ve şarkı kitapları ile CD ve DVD’ler…

Bu etkinlik, A Corner in the World X bomontiada ALT programı kapsamında gerçekleşen 3. A Corner in the World Festivali’nde yer almaktadır.

Siz nötr bir dünyadan geliyor olsaydınız ve birden bire her şey cinsiyetli hale gelseydi nasıl olurdu? İranlı dansçı Sorour Darabi bu soruya kişisel bir cevap veriyor. Anadili olan Farsçada dişil ya da eril bir biçim yok. Fransa’da yaşamaya başladığından beri fiilen her şeyin, istisnasız her şeyin ya eril ya da dişil olduğu bir dünyaya ayak uydurmanın yollarını aramaya devam ediyor.

Farsçada cinsiyet kelimesi جنسیت , jenssiat diye okunuyor ve aslında “maddiyat” anlamına geliyor. Nesneler için kullanıldığında onların yapıldığı malzemeyi ifade ediyor. İnsanlar ya da diğer canlılar için kullanıldığında ise eşey belirtiyor. Dolayısıyla kendi dilinde “masanın cinsiyeti ahşap.” Peki kendi cinsiyeti, deri mi, et mi, kemik mi, kas mı, kan mı, damar mı, hücreler mi…?

Konsept, koreografi ve icra: Sorour Darabi
Işık: Yannick Fouassier
Işıklandırma Operatörü:  Jean-Marc Ségalen
Dış göz: Mathieu Bouvier
İdare: Charlotte Giteau
Turne Organizasyon: Sandrine Barrasso
Yapımcı: Météores

Ortak yapımcılar
Festival Montpellier Danse, ICI-CCN de Montpellier L-R Midi-Pyrénées, CN D Pantin’den stüdyo rezidans desteği ile, Honolulu-Nantes, Théâtre de Vanves

Loïc Touze, Raïssa Kim, Florence Diry, Pauline Brun, Jule Flierl, Clair. E Olivelli, Zar Amir Ebrahimi’ye teşekkürler

Sorour Darabi Paris’te yaşayan ve çalışan alaylı bir İranlı sanatçı. İran’da aktif olarak çalışırken yeraltı örgütü ICCD’ye üyeydi ve Fransa’ya doğru yola çıkmadan önce çalışmaları bu örgütün düzenlediği Untimely (Tahran) festivalinde sahnelendi. CCN de Montpellier’de aldığı eğitim sırasında zaman içindeki dönüşüm ve kişinin çevre ile beraber yaşamasını sorgulayan solo çalışması Subject to Change (Değişiklik Yapılabilir)’i üretti. 2016’da, Festival Montpellier Danse’da, dil, cinsiyet kimliği ve cinsellik kavramlarını ele alan solo çalışması Farci.e’yi üretti. Bir sonraki projesi duygulanım, savunmasızlık ve duygulanan varlıklara övgü niteliğindeki Savusun, Muharrem ayının yas törenlerinden esinleniyor ve yas, korku ve acı gibi duygu sorularıyla ilgileniyor. Geçmişte Jule Flierl ve Pauline Brun ile birlikte çalışmış ve gelecek projelerde Paula Pi ve Ligia Lewis ile çalışacak.

Fotoğraf: Mehrdad Motejalli
Biletler: Tam 40 TL, Öğrenci 25 TL

İstanbul Fransız Kültür Merkezi desteğiyle

10.Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri, amatör ve profesyonel belgesel filmcileri desteklemek, belgesel türünün gelişmesi ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, çeşitli ülkelerden farklı ve yüksek nitelikli belgesel filmlerin seyirciyle buluşmasını sağlamak ve uzun vadede dünyanın her tarafından belgeselcilerin buluşacağı ve düşünce alışverişinde bulunacağı bir zemin oluşturmak amacıyla Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından düzenlenmektedir.

Etkinlik çerçevesindeki film gösterimleri ve finalist filmlerin jüri izleme ve değerlendirmeleri 10 – 13 Mayıs 2018 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecektir. Ödül kazanan filmler, 14 Mayıs 2018 Pazartesi gecesi, yönetmenler, jüri üyeleri, basın temsilcileri ve özel konukların katılacağı ve TRT TV kanallarından yayınlanacak özel bir gala/ödül töreni programıyla ilan edilecektir.

Daha fazla bilgi için : www.trtdoc.com.

Hedef Sıfır (Christopher Beaver)
2014 | Belgesel |59 dk | İngilizce ; Türkçe altyazılı

Bea Johnson’ın “sıfır atık” söyleşisi vesilesiyle, İstanbul Fransız Kültür Merkezi, İstanbul ABD Başkonsolosluğu iş birliği ile sizlere “Racing to zero”gösterimini sunuyor.

Hedef Sıfır, küresel atık sorununa yeni çözümler sunan hızlı tempolu bir belgesel. “Çöp” kelimesini kaldırıp yerine “kaynak” kelimesini koyarsak kültürel bir dönüşüm gerçekleşebilir ve bir çok yeni endüstri doğabilir! San Francisco Belediye Başkanı 2020’de sıfır atık hedefine ulaşmayı taahhüt etmişti… Hedef Sıfır, San Francisco’daki atık ayrıştırma yöntemlerinin izini sürerken geliştirilen yenilikçi çözümleri gözler önüne seriyor, sıfır atık hedefine doğru şaşırtıcı ve ilham verici bir yarışı belgeliyor.

Ücetsiz giriş için kayıt

MARIE VERMEULIN

Erimtan Müzesi

Program:

  • Schumann: Scènes de la forêt (entrée – Chasseur aux aguets – Fleurs solitaires – Lieu maudit – Paysage souriant – À l’auberge – L‘oiseau prophète – Chant de chasse-Adieu)
  • Debussy :  Pour le piano (Prélude – Sarabande – Toccata)
  • Debussy : Estampes (Pagodes – Soirée dans Grenade – Jardins sous la pluie)
  • Ravel : Gaspard de la nuit (Ondine – Le Gibet-Scarbo)

Marie Vermeulin, piyanist

Piyano eğitimine  Boulogne bölgesi konservatuarında Jacqueline Dussol, ve sonrasında Marie-Paule Siruguet ile başlayan Marie Vermeulin 2001 – 2004 yılları arasında eğitimine Hortense Cartier-Bresson ve Edson Elias’ın öğrencisi olduğu Lyon Devlet Yüksek Müzik ve Dans Konservatuarında devam eder. Buna paralel olarak, dört yıl boyunca Floransa’da Lazar Berman ile sonrasında ise Imola Accademia Pianistica Internazionale de eğitim görür. Roger Muraro’nun yanında ise kendini daha da geliştirir. Aralık 2004 yılında Uluslararası Müzik Turnuvası Büyük Ödülünün biricisi olur (Jüri ve Seyirci oylaması üzerine), Mayıs 2006’da Barselona Uluslarlarası Maria Canals Yarışmasında en genç finalist ödülünü kazanır ve Aralık 2007’de ise Uluslararası Olivier Messiaen Yarışmasında En Büyük ikincilik ödülünü kazanır. Kasım 2014’te Güzel Sanatlar Akademisi tarafından verilen Somine et Cino Del Duca Vakfının Yorumcu ödülünü kazanır.

Hem Paris’in büyük konser salonlarında (Cité de la musique, Petit Palais, Opera Bastille Anfitiyatrosu, Orsay Müzesi Oditoriumu, Cortot salonu, Serres d’Auteuil, Bouffes du Nord Tiyatorsu) hem de Fransa’nın çeşitli büyük şehirlerinde (Equinoxe de Châteauroux, Agora d’Evry, Lyon Molière salonu, Orléans Enstitü salonu, Sarcelles André Malraux salonu, Metz Centre Pompidou, Jean-Pierre Miquel de Vincennes Oditorium, Solliès-Pont Şatosu, Aulteribe, de Chambord…) konserler verir.

Aynı zamanda, yurtdışında birçok konserler verir (ABD, İtalya, İspanya, İsviçre, Almanya, Belçika, Litvanya, Cezayir, Moldovya, Karadağ, Kıbrıs, Lübnan, Viyetnam, Filipinler, Endonezya, Monako ve Etiyopya). Solo resital, oda müziği ve konçertolar arasında dönüşümlü olarak konserler verir. Bu şekilde Pierre Boulez, Sir Paul Goodwin, Pavel Berman, Eric Geneste, Claire Levacher, Debora Waldman ve Salvador Brotons gibi şeflerle konserle vermiştir. Sıkça çağdaş kreasyonlarda da yer almaktadır.

 

13.’si düzenlenen Uluslararası İşçi Filmleri Festivali sizlere « Sessizlik Sinemada Güzel » temasıyla, içinde dünyanın tehditleri karşısında sessiz kalmayanların öykülerinin anlatıldığı 66 ulusal ve uluslararası filmler sunuyor. Festival, İstanbul’da 1-7 Mayıs tarihleri arasında 9 salon’da ücretsiz olarak gerçekleşecektir.

Sömürge Anarşisti (Lee Joon-ik) 2017
14:00 | 129 dk | Korece | Türkçe altyazılı

Film Kore’de, Japon koloni döneminde “Siyah Dalga” isimli direnişi başlatan ve yön veren Park Yoel’in hayat hikayesini anlatır.

Gıda Kooperatifi (Thomas Boothe) 2016
16:30 | 104 dk |İngilizce | Türkçe altyazılı

Ekonomik kriz Wall Street’in gölgesinde devam ederken bir kurum az tanınan bir Amerikan geleneğini geliştirir. “The Park Slope Food Coop”: Bir kooperatif market. Bu kooperatifin 16.000 üyesi ayda 3 saat markette çalışarak inanılmaz ucuz fiyatla New York’taki en iyi gıdayı almaya hak kazanırlar. Kooperatifin başarısı kapitalizm ve yaygın gıda sektörü için pek de iyi bir haber değildir ama gıda üretim ve dağıtım sistemini değiştirmek için bir şanstır.

Daha fazla bilgi için : http://www.iff.org.tr/

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) programı kapsamında yazar Maryam Madjidi  ile bir söyleşi gerçekleştirilecektir.

Marx ve Oyuncak Bebek adlı hem fabl tadında hem de bir günlük olarak okunabilecek şiirsel anlatının yaratıcısı Maryam Madjidi, ince bir mizah ve samimiyetle, köklerinin bir yük, sığındığı bir kale, sosyalleşme aracı, hatta baştan çıkarma silahı olabilmesinin öyküsünü anlatırken “Ben bir ağaç değilim, köklerim yok benim” diyor. Moderatör Barış Tut eşliğinde gerçekleşecek okumayı takiben imza ve kitap söyleşisi yer alacak.

Yazar: Maryam Madjidi

Moderatör: Barış Tut

13.’si düzenlenen Uluslararası İşçi Filmleri Festivali sizlere « Sessizlik Sinemada Güzel » temasıyla, içinde dünyanın tehditleri karşısında sessiz kalmayanların öykülerinin anlatıldığı 66 ulusal ve uluslararası filmler sunuyor. Festival, İstanbul’da 1-7 Mayıs tarihleri arasında 9 salon’da ücretsiz olarak gerçekleşecektir.

Kalandar Soğuğu (Mustafa Kara) 2015
14:00 | 149 dk | Türkçe | İngilizce altyazılı

Karadeniz’in bir dağ köyünde, ailesiyle yaşayan Mehmet, bir yandan beslediği birkaç  hayvanla geçinirken diğer yandan da büyük bir tutkuyla dağlarda maden aramaktadır. Zamanla bu konudaki umudu tükenen Mehmet, duyduğu bir haberle yeni bir maceraya atılacak ve Artvin’deki boğa güreşlerine katılacaktır. Sıradan bir yaşam gibi görünen bu öykünün arka planında, dokunaklı bir hayat, inceden inceye örülen bir mücadele ve doğa, insan, hayvan ilişkisine dair naif bir portre bulunmaktadır.

Sevdiğin Müddetçe (Tadashi Imai Satsuo Yamamoto) 1955
16:45 | 34 dk | Japonca | Türkçe altyazılı

Temizlik işçisi Yaeko, kızlarıyla birlikte yoksul bir yaşam sürmektedir. Tek oğlu Şigeru düşünce suçundan ötürü hapistedir. Düzenli bir işe ve gelire sahip büyük kız Toşiko evlenmek üzere evden ayrılmaya karar verir. Küçük kız Miçiko ve annesi karşı çıkarlar, ama amcaları Goro bu kararı destekler ve fikirlerinden vazgeçtiği takdirde Şigeru’yu hapisten çıkarabileceğini belirtir. Görüş günü oğlunu ziyarete giden Yaeko yaşama gücü bulacağı bir sürprizle karşılaşacaktır.

Hiçlik Fabrikası (Pedro Pinho) 2017
17:45 | 180 dk | Portekizce | Türkçe ve İngilizce altyazılı

Bir akşam fabrika işçileri, yöneticilerinin fabrikadaki makineleri çalmaya hazırlandığını fark eder. Kısa zamanda anlarlarki bu yaklaşmakta olanişten çıkarılmanın ilk işaretidir. İşçilerin çoğu, birebir görüşmelerde yönetimle iş birliği yapmayı reddeder ve iş yerlerini işgal ederler. Yönetim büyük bir sürprizle ortadan kaybolduğunda, işçiler kendilerini yarısı boş bir fabrikada bulur. Etraflarındaki dünya çökerken, yeni arzular filizlenmeye başlar.

Daha fazla bilgi için : http://www.iff.org.tr/

AYSEL ALVER “MULAJ”

Ankara Fransız Kültür Merkezi, 4. Mardin Bienal paralel etkinlikleri kapsamında sunulacak olan sanatçı Aysel Alver’in “Mulaj” adlı sergisiyle desteklemektedir.

  • Sergi Mekanı: Şar Mahallesi, 239 Bademci sokak NO:14 Merkez/Artuklu/Mardin:
  • 05.05 – 06.06. 2018 arası

Aysel Alver, ‘Mulaj’,  05.05-06.06. 2018

Aysel Alver, ‘Mulaj’ adını verdiği yedinci kişisel sergisini 5 Mayıs ile 6 Haziran 2018 tarihleri arasında Mardin’de tarihi bir evde gerçekleştiriyor. Sergi, Alver’in, Ankara Fransız Kültür Enstitüsü’nün desteğiyle, 2016 yılında katılmaya hak kazandığı, Cité International des Arts sanatçı programı kapsamında hazırladığı ‘Eve Dönüş’ başlıklı projesinin devamı niteliğindedir.

Heykel sanatında kullanılan teknik bir terim olan ve bir şeyin bal mumu veya alçı gibi maddelerle kalıbını çıkarmak için yapılan işlemler bütününe ve bu tekniğin kendisine verilen Fransızca kökenli bir kelime olan ^mulaj’ı sanatçı, sergisinin kavramsal çerçevesini oluşturmak üzere ele almaktadır.

Projesini Mardin ve Paris arasında bir ‘‘geri dönüş’’ kurgusu olarak tasarlayan Alver, yaşamakta olduğu kentin gündelik yaşam pratiğine yansıyan sosyo-politik ve tarihsel bağlamdan yola çıkmaktadır. Sanatçı, göçler sonucu boşalan, sosyal ve kültürel bağlamı değişen mekânlar üzerinden projesini kurgulamaktadır.

Göç etmiş bir ailenin ‘ev’e ait yaşam pratiğini, kavramsal bir bağlamla geri taşımayı amaçlayan Alver, bu türden bir geri dönüş ile yaşanabilecek aidiyet duygusunu, tretuvar kavramı çerçevesinde, iki türlü mekânsallık (göç alan ve göç veren) üzerinden irdelemektedir. Bu bağlamda,  Paris’te bulunduğu süre boyunca Türkiye’den farklı zamanlarda ve farklı sebeplerden ötürü göç etmiş bazı ailelerle görüşen sanatçı, bu görüşmeleri içerisinden, kendini ‘‘Asuri’’ olarak niteleyen ve kendisinin yaşamakta olduğu bölgeden göç etmiş bir aile ile çalışmasını sürdürmüştür.

Alver, zihinsel anlamda ve kavramsal düzeyde gerçekleştirdiği bir tür modelleme ile taşıdığı şeyin, esasında birçok bileşenin oluşturduğu  duyusal düzlemde şekillenen, yaşanılan yere ait mekânsal pratiğin kendisi olduğuna dikkat çekmektedir.

Sergide farklı kültürel süreçlere ait iki ayrı mekânın duyusal pratiklerine özgü kimi referanslarla inşa edilen bir geri dönüş mekanı kurgulanmaktadır. Kendisinin de birebir deneyimlediği  bu her iki mekâsnsallığı sanatçı, masalsı bir dille yorumlamaktadır.

Aysel Alver özgeçmişi:

www.ayselalver.com

1983 Sivas doğumlu Aysel Alver Mardin’de yaşıyor ve çalışıyor. 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Heykel Ana Sanat dalında ‘Sanat ve Şeyleş(tiril)me Süreçleri’ konulu tezi ile Yüksek Lisans Programını bitirdi. 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde başladığı Sanatta Yeterlik Doktora programına ‘Oyun Alanı Olarak Sanat’ konulu tez çalışmasıyla devam etmektedir.

Yurtiçi ve yurt dışında birçok kişisel ve karma sergi ve etkinlikte yer almıştır.

 

http://www.mardinbienali.org/

Otuzbeslik.com ve Birikim Atölyesi kısa film iyi gider düşüncesiyle “ALTERNATİF KISA” film etkinliğinin beşincisini düzenliyor. Aralarında bir Fransız filminin de bulunduğu beş kısa filmin gösterileceği “ALTERNATİF KISA 7” yönetmenlerin ve oyuncuların katılımıyla gerçekleşecek. Etkinlik soru-cevap şeklinde gerçekleşecek.

Giriş : 5 TL

DALIDA 2 MAYIS 19.00

Yönetmen : Lisa AZUELOS
2017, 124” – Fransızca. Türkçe altyazılı.

Sveva Alviti, Riccardo Scamarcio, Jean-Paul Rouve…

1933 yılında Kahire’de doğan, 50’lerde ün kazanan, bir çok dilde şarkıları olan müzik ikonu Dalida’nın gerçek öyküsü. 55 altın plak sahibi, tüm zamanların en ünlü şarkıcılarından Dalida’nın hayatının anlatıldığı filmde Gigi l’Amoroso ile uluslararası müzik dünyasında büyük üne kavuşması, içsel bir arayışla çıktığı Hindistan yolculuğu, disko müziğinin altın yıllarında yeniden parlayışı ve trajik ölümü gibi olaylara yer veriliyor. Olağanüstü, karmaşık ve yalnız bir kadının öyküsü. 1987 yılında intihar eden Dalida, ölümsüz varlığıyla günümüzde parıltısını sürdürüyor.

Giriş : Tam 10 tl / Öğrenci ve 65 yaş üstü : 5 tl

Müziğin tadını çıkarmak için en iyi film şarkıları eşliğinde keyifli bir zaman geçirin! Fransızcanızı geliştirmek için mükemmel bir fırsat.

A1 seviyesinden itibaren herkes katılabilir.
Etkinlik fransızcadır. Katılım ücretlidir : Kişi başı 10 TL. Sadece yerinde nakit ödeme geçerlidir.

Bir Nefes Ötede (Daniel Roby)
2018 | Bilim-Kurgu | 89 dk | Fransızca ; Türkçe altyazılı

Cumartesi 26/05 – 19.15
Pazar 27/05 – 16.45
Cumartesi 03/06 – 19.15
Pazar 04/06 – 16.45
Pazar 10/06 – 14.30

Garip ve ölümcül bir sis Paris’i etkisi altına alır. Ne yapacaklarını bilmeyen, hayatta kalmaya çalışan insanlar apartmanların üst katlarına sığınmaya başlarlar. Fakat ne elektrik, ne su ne de yiyecek bir şeyleri vardır. Bir çift kendilerini bu felaketten kurtarmaya, kızlarını korumaya çalışır; fakat zaman ilerledikçe bazı şeyler açığa çıkar. Kendilerine yardım edebilecek kimse yoktur. İnsanlar başlarına gelen bu felaketten gerçekten kurtulmak istiyorlarsa şanslarını sise karışarak denemek zorunda kalacaklardır.

Bilet fiyatları 10 TL’dir  (Fransız Kültür Merkezi öğrencileri için 5 TL’dir) ve bilet satışı gösterim günleri 14:30 ve 19:15 saatleri arasında yapılmaktadır. Sadece nakit ödeme geçerlidir.

HİPPOCRATE

(Yönetmen Thomas Lilti)

Fransız Kültür Merkezi’nin Sinema Kulübü kapsamında, giriş 5TL
2013| dramatik komedi |102dk | Fransızca, Türkçe altyazılı

05/05 Cumartesi – 18:00

Özet

Aynı zamanda doktor olan filmin yönetmeni Thomas Lilti, prömiyerini Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirdiği ikinci uzun metrajlı filmi Hipokrat’ta, babasının çalıştığı hastanede stajyer doktor olarak işe giren Benjamin’in yaşadığı komik ve dramatik olayları anlatıyor. Farklı ve daha gerçekçi bir hastane resmi çizen film, büyük övgü topladı.

Oyuncular:

  • Vincent Lacoste
  • Reda Kateb
  • Jacques Gamblin

 

 

 
 

Bu etkinlik, A Corner in the World X bomontiada ALT programı kapsamında gerçekleşen 3. A Corner in the World Festivali’nde yer almaktadır.

“Yazının kalıcılığını sağlayan şey her bir icracının isteyerek aldığı risktedir. Hem beden hem de zihin pes edip artık herhangi bir sınır tanımayana kadar, bıkmadan usanmadan kendi ihlallerini de içeren katı bir biçim oluşturma yetisi. Bu sonsuz boyun eğme ve koy verme karışımı, ancak kurtulunması gereken alışılmış prosedürleri tespit edip ortadan kaldırmak için bedene ve zihne bir dizi kural katı uygulandığında mümkündür. Ancak o zaman kişinin kendinden kaçmak için izleyebileceği yolları buluruz ve bu bence tam olarak eserin yerini bulduğu noktadır. İzleyicide bu aşkınlığın bir aksini yaratmak için icracının bu dramatik gerilimin sürekli farkında olması gerekir ki bu gerilim yavaş yavaş kişinin kendi kenarlarında olduğu hissini, kontrolün ötesinde olanı anlama hissini verir. Bu hassas dengeyi korumak icracının kendi içinde neler olup bittiğine, ama en çok da dışarıda olanlara hassasiyetini en yüksek noktaya çıkarır. Performanstan faydalanarak etrafımızla kaybettiğimiz bağları yeniden ören yenilenmiş bir farkındalık. Ancak o zaman, belirsiz bir süre için bu ipin* üstünde yürürken,  bilmekten vazgeçmeyi kabul ederiz.” Nacera Belaza

* Sur Le Fil kelime anlamıyla “ip üstünde” demektir.

Koreograf: Nacera Belaza
İcracılar: Nacera Belaza, Aurélie Berland, Anne-Sophie Lancelin, Dalila Belaza
Ses ve ışık tasarımı: Nacera Belaza
Teknisyen: Christophe Renaud

Ortaklar

Yapımcı: Compagnie Nacera Belaza
Ortak yapımcı: Festival Montpellier Danse ; La Villette Paris – sanatçı rezidansı 2015 ; CCN de Tours /Direction Thomas Lebrun ; Le Centre National de la Danse – Pantin (yaratım rezidansı) ; Moussem ; Collectif 12, Mantes la Jolie, DRAC Ile de France – rezidans fonu desteği ile; Bozar – Palais des Beaux-Arts de Bruxelles ; Künstlerhaus Mousonturm, Frankfurt.
Destekleyenler: Fonds Transfabrik – Fonds franco-allemand pour le spectacle vivant ; Spedidam

Cezayir doğumlu Nacera Belaza 5 yaşından beri Fransa’da yaşamaktadır. Université de Reims’de modern edebiyat eğitimi aldıktan sonra 1989 yılında kendi dans grubunu kurmuştur. Ocak 2015’te Fransa Kültür Bakanlığı tarafından Sanat ve Edebiyat Şövalyesi Nişanı’na layık görülmüştür. Dansa alaylı bir yorumcu olarak başlar ve içsel gelişiminden, beden, mekan ve içindeki boşluğa karşı duyarlı bir farkındalıktan yola çıkan bir koreografi geliştirir.  Onun yolu bir arayışa benzer ve dansçı ile izleyici arasında, sahnenin sınırsızlığına açık, doğrudan bağın geliştirilmesine yönelir. Eserlerinin her bir ögesi –ışık, mekan, zaman, beden- sahnede birbirlerine cevap verir ve kendi tasarımlarını geliştirir. Jest tekrarları, muazzam bir yavaşlık, zamanın dışına doğru esneme: Nacera Belaza’nın eserlerinin hepsi kişinin sakin, derin ve sürekli, “varoluşlarımızın kulakları sağır eden kavgası” ile karışan bir nefesi araştırması gibi, hareketi araştırır.

Biletler: Tam 50 TL, Öğrenci 30 TL

İstanbul Fransız Kültür Merkezi desteğiyle

HAFIZA ZORLUKLARI

YENİ TEKNOLOJİLERE KARŞI DİKKATİ NASIL KORUMALI?

  • Konuşma dili fransızca, türkçe simültane çeviri yapılacaktır.

Dikkati sürdürebilmek birden çok etkene bağlıdır. Birincisi, faaliyetin süresi: Sakin bir ortamda, kişinin dikkatini yarım saatten fazla sürdürmesi verimlilikte azalmaya yol açar. Bu nedenle ilgiyi tazelemek için düzenli olarak ara vermek gereklidir. Dikkatin yoğunluğu aynı zamanda çevresel faktörlere de bağlıdır.

Christophe Quaireau, deneysel psikolojide kıdemli öğretim görevlisidir: dijital ortamlarda ilgi mekanizmaları (Üniversite Rennes 2, LP3C). « Okul ortamında ilgi » konusunda çalışmaktadır. İlgi ve akademik başarı adlı kitabı Dunod tarafından yayınlanmıştır.

 

Konuşmacı : Profesör Pierre BRIANT, Collège de France

Makedonya Kralı Büyük İskender’in Anadolu’yu fetih günlüklerinde, Granikos ve İssos savaşları haricinde Küçük Asya/Anadolu’nun fethi büyük bir yer kaplamaz. Öte yandan, Artabaze ve Pharnabaze gibi asil Pers ailelerinin kayıtlarından ya da Truva, Tatarlı ve Lydia arkeolojik kazılarından, İskender’in Pers Uygarlığıyla olan savaşı ve Anadolu’ya gelişi hakkında çok daha fazla bilgi edinebiliyoruz.

Giriş serbesttir. Türkçe’ye çevrilecektir.

Bu etkinlik, A Corner in the World X bomontiada ALT programı kapsamında gerçekleşen 3. A Corner in the World Festivali’nde yer almaktadır.

Siz nötr bir dünyadan geliyor olsaydınız ve birden bire her şey cinsiyetli hale gelseydi nasıl olurdu? İranlı dansçı Sorour Darabi bu soruya kişisel bir cevap veriyor. Anadili olan Farsçada dişil ya da eril bir biçim yok. Fransa’da yaşamaya başladığından beri fiilen her şeyin, istisnasız her şeyin ya eril ya da dişil olduğu bir dünyaya ayak uydurmanın yollarını aramaya devam ediyor.

Farsçada cinsiyet kelimesi جنسیت , jenssiat diye okunuyor ve aslında “maddiyat” anlamına geliyor. Nesneler için kullanıldığında onların yapıldığı malzemeyi ifade ediyor. İnsanlar ya da diğer canlılar için kullanıldığında ise eşey belirtiyor. Dolayısıyla kendi dilinde “masanın cinsiyeti ahşap.” Peki kendi cinsiyeti, deri mi, et mi, kemik mi, kas mı, kan mı, damar mı, hücreler mi…?

Konsept, koreografi ve icra: Sorour Darabi
Işık: Yannick Fouassier
Işıklandırma Operatörü:  Jean-Marc Ségalen
Dış göz: Mathieu Bouvier
İdare: Charlotte Giteau
Turne Organizasyon: Sandrine Barrasso
Yapımcı: Météores

Ortak yapımcılar
Festival Montpellier Danse, ICI-CCN de Montpellier L-R Midi-Pyrénées, CN D Pantin’den stüdyo rezidans desteği ile, Honolulu-Nantes, Théâtre de Vanves

Loïc Touze, Raïssa Kim, Florence Diry, Pauline Brun, Jule Flierl, Clair. E Olivelli, Zar Amir Ebrahimi’ye teşekkürler

Sorour Darabi Paris’te yaşayan ve çalışan alaylı bir İranlı sanatçı. İran’da aktif olarak çalışırken yeraltı örgütü ICCD’ye üyeydi ve Fransa’ya doğru yola çıkmadan önce çalışmaları bu örgütün düzenlediği Untimely (Tahran) festivalinde sahnelendi. CCN de Montpellier’de aldığı eğitim sırasında zaman içindeki dönüşüm ve kişinin çevre ile beraber yaşamasını sorgulayan solo çalışması Subject to Change (Değişiklik Yapılabilir)’i üretti. 2016’da, Festival Montpellier Danse’da, dil, cinsiyet kimliği ve cinsellik kavramlarını ele alan solo çalışması Farci.e’yi üretti. Bir sonraki projesi duygulanım, savunmasızlık ve duygulanan varlıklara övgü niteliğindeki Savusun, Muharrem ayının yas törenlerinden esinleniyor ve yas, korku ve acı gibi duygu sorularıyla ilgileniyor. Geçmişte Jule Flierl ve Pauline Brun ile birlikte çalışmış ve gelecek projelerde Paula Pi ve Ligia Lewis ile çalışacak.

Fotoğraf: Mehrdad Motejalli
Biletler: Tam 40 TL, Öğrenci 25 TL

İstanbul Fransız Kültür Merkezi desteğiyle

Bu etkinlik, A Corner in the World X bomontiada ALT programı kapsamında gerçekleşen 3. A Corner in the World Festivali’nde yer almaktadır.

Bir adam “doğru yolda” değilse, babası onun için dua eder. “Tanrım, biliyorsun oğlumu eğitmeye çalıştım. Ama başaramadım. Tanrım, onu benim için sen eğit.” Doğumundan itibaren erkek çocuk hürmet görür, yüceltilir ve övülür. Erken yaşlarından itibaren küçük bedeni hem dini hem siyasi hem de toplumsal yönden çok büyük bir yük taşır. Maskülen erk ile çevrelenen çocuk beynine kazınan ideallere ulaşma arzusuyla büyür: verimli, dimdik, nüfuz eden, hükmeden, fetheden.

“Benim için sen eğit ”  aynı anda hem çok tutucu, hem tarihsel, kalıtsal ve güven verici bir kesinliğe sahip, ama aynı zamanda da açık, yaratıcı, onu hem yücelten hem de korkutan bir özgürlüğe tutkun olan erkek bedeni kavramını inceliyor. Bu beden çelişkilerle şekillenmiş ve çok büyük komplekslere gömülü.

Tasarım, koreografi ve yöneten: Nancy Naous / Cie 4120.corps
İcracılar: Nadim Bahsoun ve Alexandre Paulikevitch
Dramaturji: Abdullah Alkafri
Sahne Tasarımı Danışmanı: Bissane Al-Charif
Işık ve Sahne Yönetimi: Alexandre Vincent
Kostüm: Julie Deljehier
Müzik: Blue (the Blaze Remix), Fjord / Hafla Fil Dar (orijinal beste), Hadi Zeidan / Syria, Unders

Yapımcı Cie 4120.CORPS – Ortak yapımcı Arap Sanat ve Kültür Fonu (AFAC) – Destekleyenler Théâtre scène nationale, Saint- Nazaire / de la Maison des Métallos, Paris / du Centre National de la Danse, Pantin / Micadanses, Paris / du Ministère de la Culture-Liban / de l’Institut français du Liban / du programme des résidences – Institut Français – Ministère de la Culture et de la Communication / de la Cité Internationale des Arts / ECF (The Step Beyond Travel Grants) / Roberto Cimetta Fund / Compagnia di San Paolo / Mophradat / Hammana Artist House (HAH)

Nancy Naous Beyrut’ta çeşitli Lübnanlı ve yabancı öğretmenler ve koreograflardan aldığı klasik, caz, Dabkeh ve çağdaş dans eğitimlerinin ardından kendisini geliştirmek için tiyatro ile dans arasında gidip gelen çağdaş dans alanına yoğunlaşmayı seçmiştir. Önce Roueida Al Ghali Horning yönetimindeki Lübnanlı fiziksel tiyatro grubu Studio 11 ile çalışmıştır. Tiyatro yüksek lisansını tamamladıktan sonra Paris’te Tiyatro Sanatları Yüksek Lisansı ve fiziksel ifade diploması almıştır.

Sık sık iş üretmek ve atölyeler yapmak için Beyrut ve Paris arasında seyahat etmeye devam etti. Ardından kendi çağdaş dans grubu 4120.CORPS’u kurdu (4120 km Beyrut ile Paris arasındaki mesafe). Nancy yaratımlarıyla “şiddet”in (toplumsal, siyasi ve dini) bedenimizdeki yankılarını araştırmaya devam ediyor. 4120.corps’un çalışmaları tiyatro ve çağdaş dans alanlarını içi içe geçirirken geleneksel dans ve jestleri de araştırıyor.

Biletler: Tam 50 TL, Öğrenci 30 TL

Altyazı Bilgisi: Metin yok

Fotoğraf: Dalia Naous

 

 

Nouvelle Vague 5 Mayıs’ta İzmir’de!

Fransız müzisyenler Marc Collin ve Olivier Libaux ortaklığından doğan Nouvelle Vague, punk rock’ın söz dinlemez tavrını ve new wave’in entellektüel derinliğini bossa nova’nın neşesi ve dansı ile birleştiriyor.

Camielle, Phoebe Killder, Nadeah, Melanie Pain, Liset Alea gibi sıradışı vokalistleri bünyesinde barındıran topluluğun rerpertuarlarını Joy Division’dan The Clash’e, Depeche Mode’dan Blondie’ye kadar birçok kült grubun cover’ları oluşturuyor.

Grup, 2004-2010 arasında çıkardıkları 4 albüm ile bir milyonun üzerinde satış yaparken, 2016’da I Could Be Happy albümü ve geçtiğimiz Kasım ayındaki Algo Familiar EP’leri ile geri döndü.

Nouvelle Vague ile keyifli bir zaman yoluculuğuna çıkmak için 5 Mayıs’ta buluşuyoruz.

Biletler >>

Osmanlı arkeolojisinin ilk dönemlerine eleştirel bir bakış (1840-1880)

Prof. Dr. Edhem Eldem, Collège de France’da Uluslararası Türk ve Osmanlı Tarihi Kürsüsü’ne seçildi.

Arkeoloji temalı konferanslarımızın çerçevesinde.

Konferans dili Türkçe, fransızca simültane çeviri yapılacaktır.

Osmanlı arkeolojisinin tarihi, bir taraftan hakim Batı anlatımının ilgisizliği, diğer taraftan ise Türk tarih yazımının milliyetçi söylemi arasında sıkışıp kalmış, bir türlü hak ettiği derinlemesine ve eleştirel bir incelemenin konusu olmamıştır.

Bu durum özellikle Osman Hamdi Bey’in müdür olarak atandığı 1881 yılından önceki dönem için geçerlidir.

Oysa yaklaşık kırk yıllık bu döneme yakından bakılacak olursa, hem ciddi bilgi eksikliklerini gidermek, hem de Osmanlı ve Türk arkeolojisinin bazı yapısal sorunlarını ele almak mümkün olacaktır.

konferansa katılmak için : murat.celik@ifturquie.org

 

  

 

ULUSLARARASI ANKARA CAZ FESTİVALİ

Charlotte Wassy meets the Jef Giansily Quartet 

  • Charlotte Wassy, vokal
  • Hermon Mehari, trompet
  • Jef Giansily, piyano
  • Matthew Hall, kontrbas
  • Ferit Odman, bateri

Biletler yakın bir zamanda   

Charlotte Wassy: Çok küçük yaştan itibaren sanatçı bir ailenin içinde Kamerun’un geleneksel ritimleriyle büyüyen Charlotte Wassy, erken yaşta hayatını müziğe adayacağının farkına varır. Bunu da favori enstrümanı olan sesiyle en doğal şekilde ifade etmeyi seviyor. Hem Fransız  hem Kamerun kökenlerinin çeşitliliğinden beslenen Charlotte, benliğinin derinlerinde yaşıyor ve kalbinde taşıdığı melezliği dile getiren sanatçı « içgüdüsel melez caz » diye adlandırdığı kendi müziğini « cazın renkleriyle « etnik renkleri » birleştirmeyi seviyor. Sanatsal vizyonunda, ritimler, sesler ve hareketler kaçınılmaz bir şekilde  birleşiyor. Müziğe paralel olarak uyguladığı dans, konserleri esnasında sahnede hep  vardır. 2011 yılından beri sürekli olarak beraber sahne aldığı ve dünyanın dört bir yanından gelen (Küba, Brezilya, Guadalup) olağanüstü müzisyenlerden oluşan beşli grubu Leonardo Montana, Damian Nueva, Arnaud Dolmen ve Irving Acao’dan oluşmaktadır. 2013 yılında « Niam » adlı albümünü (Gaya Music / Abeille) bu grupla çıkarır.

Caz kediler için bir müzik türüdür : risk alıp tekrar dört ayak üzerine düşenleri sever.

Istisnai bir şarkıcı olan Charlotte Wassy girişimde bulunur, dener ve üstlendiği her işte başarılı olur.   Antoine Garance, Citizen Jazz. Geçen Ocak ayında, Unisson adlı albümü kaydetmiştir. 2018 sonbaharında çıkacak olan albümde bu sefer kontrbasta muhteşem Felipe Cabrera bulunmaktadır.

  1. Ankara Uluslararası Caz Festivali çerçevesinde bu sefer Charlotte Wassy, Jef Giansily Quartet ile buluşacaktır.

 Jef Giansily Quartet: Fransız piyanist Jef Giansily Istanbul’da yaşamaktadır.  Paris’te aldığı müzik eğitiminden sonra, Istanbul’a yerleşen sanatçı farklı gruplarla ve özellikle Kontrabasçı Matthew Hall ve baterist Ferit Otman’ın uzun yıllardır beraber olduğu trio ile ya da trompetçi Hermon Mehari’nin katıldığı yeni beşli grubu ile sıkça konserler vermektedir. Sık sık caz festivallerinde ve kulüplerde kendi grubuyla çalmaktadır. En son bulunduğu projelerden biri Darrell Green’in de katıldığı Camille Thurman’ın grubudur. Istanbul sahnelerinde birçok grupla sahne almaktadır. Çeşitli ülkelerden doğaçlama yapan müzisyenler arasında buluşmalar yakalamak için 2009 yılında kurduğu ve Circle label’den çıkan « Stetches » adlı albümünde Sibel Köse veya Sarp Maden’i yer almaktadır. Şimdilerde Jef Giansily EFMI (Ecole Franphone de Musique d’Istanbul) müdürüdür.

Hermon Mehari: Kansas city şehrinden trompetçi Hermon Mehari, tüm dünyada sideman ya da kendi grubu ile verdiği konserler sayesinde uluslararası caz sahnelerinde oldukça aktif olduğunu kanıtlamıştır. Carmine Caruso uluslararası trompet yarışmasının kazananı ve prestijli Thelonious Monk Competition’un yarı finalisti olan sanatçı en ünlü müzisyenlerle beraber sıkça konserler verir ve albüm çıkarır. Bleu adlı çok beklenen albümü kariyerinde yeni bir çağın başlangıdır. Piyanoda Aaron Parks (ECM), saksafonda Logan Richardson (Blue Note), Vibrafonda Peter Schlamb, bateride Ryan J. Lee ve kontrbasta Rick Rosato, albümün çıkışından kısa bir süre sonra iTunes caz kategorisinde albüm satışlarında 1 No oldu.

Matthew Hall: Virginia eyaletinin başkenti olan Richmond’da dünyaya gelen Matthew Hall 2009 yılından beri Istanbul’da yaşıyor. Okyanus ötesinde çok sevilen kontrbasçı, çeşitli durumlarda  Jimmy Cobb gibi caz müziğinin efsaneleriyle beraber konserler veriyor.

Aynı zamanda, Justin Kauflin, Matt Wilson, Alan Parker gibi isimlerle eğitimlere katılır ve  ülkesine döndüğü zamanlarda ise bu isimlerle albüm kaydeder. Sarp Maden, Imer Demirer, Ayşe Gencer … gibi birçok Türk sanatçıların kayıtlarında yer almaktadır.

Ferit Odman: Çok talep gören caz davulcusu Ferit Odman Istanbul’da yaşamaktadır. Sideman olarak birçok projede yer alan müzisyen, ünlü trompetçi Terell Stafford ile kendi adıyla  çıkardığı Dameronia wiht Strings (2015) adlı son albümünün aranjmanını  David O’Rourke yapar, Danny Grissett ve Peter Washington ise eşlik eder. Ferit Odman,  Vic Firth bateri çubuğu ve İstanbul Agop zil ile özellikle Gretsch marka bateri çalıyor.

Charlotte Wassy’nin müziği: Tüm çift kökenliliklerde olduğu gibi,  Charlotte Wassy’nin müziği bu çeşitliliğin etkinlerinden besleniyor.  Bu melezliği dile getiren ve « cazın renkleriyle » « etnik renkleri » birleştiren  sanatçı kendi müziğini « içgüdüsel melez caz » diye adlandırıyor.  Şarkıcının orjinal bestelerinde Paris, Afrika, New York, Brezilya’yı duyuyoruz. Bu Kültürel fokurdamaya, Charlotte’un beraberinde sahneye getirdigi ve dünyanın şu karşı konulamaz şarkısına özgü olan dans da katılır.

 

http://www.ankaracazfestivali.com/tr/

 

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) programı kapsamında yazar Béa Johnson ile bir söyleşi gerçekleştirilecektir.

Mizah ve enerjiyle yorumladığı görsel bir sunum ile Béa, parkuru boyunca karşılaştığı engelleri ve kabul gören çözümleri paylaşıyor. Sıfır Atık elde etmek için, 5 kuralın uygulanması için basit bir sistem sunuyor : Reddet, Azalt, Yeniden Kullan, Dönüştür ve Gübrele. Öğüt vermeden, yargılamadan, kendi hayat tarzı hakkında bilgilerini anlaşılır bir biçimde paylaşarak önyargıları kırıyor : Sıfır atığın iyi, daha sağlıklı olabileceğini, zaman ve para tasarrufu sağlayabileceğini ispatlıyor. Can sıkan bir konunun, herkes için erişilebilir olabileceğini gösteriyor.

Béa kendini tutku, dinamizm ve samimiyetle ifade ediyor. Evlerde uygulanabilir çözümlere, eşsiz bir bakış açısı sunuyor. Düzenlenen konferanslara katılan kitlelere farklı bir bakış açısı ve alışkanlıklarını değiştirmeye teşvik ediyor. Katılımcılar, sürdürülebilirlik konusunda az veya çok bilgili de olsalar akla gelmemiş yeni olasılıkları keşfedeceklerdir. Evlerine daha farklı fikirlerle dönecek ve bu ilgi çekici konferansı onlara sunduğunuz için teşekkür edeceklerdir.

Béa Johnson ve ailesi, 2008’den bu yana çöpleri günlük hayatlarından çıkardılar. Yıllık atıkları bir litrelik kavanozda. Béa, blogu ve çok satan Zéro Déchet (Sıfır Atık) kitabı sayesinde, daha basit yaşayarak ve atıklarını radikal bir biçimde azaltarak ilham kaynağı olmuştur. 2011 yılında « Green Awards » ödülüne layık görülen Béa, uluslararası düzeyde üniversitelerde, iş komitelerinde, derneklerde, sempozyum ve fuarlarda söyleşilere katılarak medyanın ilgisini topluyor. New York Times, France 2 haber bültenlerinde olmak üzere dünyanın dört bir yanında gazete ve televizyonlarda yer aldı. Tutkulu ve iyimser bir mizaca sahip olan Béa « Sıfır Atık » yaşam biçiminin dünyadaki sözcüsü Paris-Match dergisinin deyişiyle « Ekolojinin yeni mesihi » olmuştur.

Giriş serbest. Katılım için kayıt gerekir.
Türkçe simultane çeviri.

LES PARAPLUIES DE CHERBOURG

Özet:

Cannes’dan En İyi Film Ödülü’yle dönen ‘Cherbourg Şemsiyeleri’, bir şemsiye dükkanının sahibi olan üvey annesiyle birlikte yaşayan genç bir kadının öyküsünü anlatıyor. Bir süre sonra aşık olduğu adamla evlenmek istemesi ve annesinin buna karşı çıkmasıyla başlayan olaylar, kadının sevgilisinin iki yıllığına askere gitmesiyle dramatik bir boyut kazanıyor…
Jacques Demy’nin klasik filminin başrollerinde Catherine Deneuve, Nino Castelnuovo ve Anne Vernon bulunuyor.

  • Yönetmen Jacques Demy (1964)
  • film dili fransızca, türkçe altyazılı
  • giriş 5TL
  • Gösterim: 14 ve 28 Nisan Cumartesi saat 18.00

Oyuncular:

  • Catherine Deneuve
  • Nino Castelnuovo
  • Anne Vernon

Bu sezon La Comédie Française tarafından sahnelenmeye devam eden Eric Ruf’ün yönettiği Shakespeare’in “Romeo ve Juliet” oyununun profesyonel kaydı, Pathé Live, Türkiye Fransız Kültür Merkezi ve Kirpi Tiyatro işbirliğiyle 28 Nisan Cumartesi akşamı saat 20.30’da Sahne Pulchérie ekranında. Oyun Özdemir Nutku çevirisiyle Türkçe üst yazılıdır.

Shakespeare’in efsanevi eseri, mutlak aşkın vücut bulduğu öykü olarak yüzyıllar boyunca çeşitli uyarlamalara konu oldu. Oysa, bu birinci katmanın altındaki tortulara bakıldığında siyah bir güneş saklanmaktadır: siyasetin çürümüşlüğü, aile içi nefret, karmaşık ve ıssız karakterler Güney İtalya’da geçen bir aşk hikayesinin romantik okumasından daha öteye taşır seyirciyi. Orada güneş ruhlara çarpar, yoksul İtalya’nın yitik ihtişamından geriye harabe duvarlar kalmıştır, akıl dışı korkular ve halkın batıl inançları hala canlıdır. Oyunun rejisörü, Shakespeare’in dilinin olağanüstü çoğulluğunun tüm yankılarını yakalamayı başarır : acımasız, dolgun bir kuvvet ve mizah.

Yazan: Shakespeare
Yöneten: Eric Ruf
Kostüm Tasarımı: Christian Lacroix 
Işık Tasarımı: Bertrand Couderc
Koreografi: Glysleïn Lefever
Müzik Düzenleme: Vincent Leterme
Ses: Jean-Luc Ristord
Makyaj: Carole Anquetil
Oyuncular: Christian Blanc, Michel Favory, Claude Mathieu, Serge Bagdassarian, Christian Gonon, Jérôme Pouly, Gilles David, Pierre Louis-Calixte, Bakary Sangaré, Nâzim Boudjenah, Suliane Brahim, Stéphane Varupenne, Elliot Jénicot, Danièle Lebrun, Jérémy Lopez, Didier Sandre, Laurent Lafitte. 
Yapım: La Comédie Française
Dağıtım: Pathé Live
Bel Air Media ve Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle
Yönetmen: Dominique Thiel

165 dakika / iki perde

Biletler:
Tam: 45.-TL
Öğrenci: 30.-TL
*Rezervasyon yapılmamaktadır.
*Gişe (Oyun günü saat 18.30’dan itibaren; sadece nakit geçerlidir)
*Lamelif (Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nin karşısında; Çukurluçeşme Sok. No:2 Parmakkapı, Beyoğlu, İstanbul; sadece nakit geçerlidir)

Medyalar batılı toplumlarımızın yaşadığı korkuları kızıştırıyorlar, bazı toplulukları kınıyorlar, diğerlerini övüyorlar; terör ve savaş görüntülerini empoze ederek duygularımızı ve öfkemizi tetikliyorlar, his ve inançlarımızla oynuyorlar ve dolay isiyle davranışlarımızı etkiliyorlar.  Doğru/yanlış, siyah/beyaz mantığını güden tuhaf bir dünya sahneye koyuyorlar ve bize doğru tarafta bulunup bulunmadığımızdan şüphe ettiriyorlar.

Gerçek kahramanlar kimler? Bizi düşmandan koruyanlar mı? Bir amaç için mücadele edenler mi? yoksa her iki tarafın şiddetine maruz kalanlar mı? Katliamların sorumluları kim? süper güçler mi, bağnazlar mı, yoksa biz miyiz?

Mise en scène/Yönetmen: Ayşe Garcin

Acteurs/Oyuncular:
Adem Aba
Ömer Akköseoğlu
Erman Arslan
Isabelle Aslan
Sabine Buchmann
Cathy Cadinha
Marion Carrier
Deniz Denlü
Eda Erimez
Yasmine Maouche
Nur Saraylı
Karine Vourch

 

Medyalar batılı toplumlarımızın yaşadığı korkuları kızıştırıyorlar, bazı toplulukları kınıyorlar, diğerlerini övüyorlar; terör ve savaş görüntülerini empoze ederek duygularımızı ve öfkemizi tetikliyorlar, his ve inançlarımızla oynuyorlar ve dolay isiyle davranışlarımızı etkiliyorlar.  Doğru/yanlış, siyah/beyaz mantığını güden tuhaf bir dünya sahneye koyuyorlar ve bize doğru tarafta bulunup bulunmadığımızdan şüphe ettiriyorlar.

Gerçek kahramanlar kimler? Bizi düşmandan koruyanlar mı? Bir amaç için mücadele edenler mi? yoksa her iki tarafın şiddetine maruz kalanlar mı? Katliamların sorumluları kim? süper güçler mi, bağnazlar mı, yoksa biz miyiz?

Mise en scène/Yönetmen: Ayşe Garcin

Acteurs/Oyuncular:
Adem Aba
Ömer Akköseoğlu
Erman Arslan
Isabelle Aslan
Sabine Buchmann
Cathy Cadinha
Marion Carrier
Deniz Denlü
Eda Erimez
Yasmine Maouche
Nur Saraylı
Karine Vourch

 

FRANSIZ SİNEMASI YOLCULUĞUM

(Voyage à travers le cinéma français)

Yönetmen Bertrand Tavernier

2016

29. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında: Büyülü Fener sineması / Kızılay

  • 24 Nisan Salı, saat 20.00
  • 27 Nisan cuma, saat 11.30

Bertrand Tavernier’in Fransız sinemasında yaptığı kişisel yolculuk, çocuk olarak beğendiği filmlerden kariyerinin erken dönemlerine, önemli yaratıcı figürlerin portreleri ile anlatılıyor. Film, Cannes FF’de de En İyi Belgesel adaylığı almıştır.

 

http://www.filmfestankara.org.tr/tr/

ÇİNLİ KIZ (La Chinoise)

Yönetmen Jean-Luc Godard

(1967)

29. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında: Büyülü Fener sineması / Kızılay

  • 22 Nisan Pazar, saat 11.30
  • 24 Nisan Salı, saat 16.30

Film, bir grup soykırım komünistinin hayatına odaklanıyor. Gruptan sorumlu olan Veronique, revizyonist olmakla suçlanan Henri, şiddete eğilimli Kirilov, siyasete pek ilgisi olmayan Yvonne ve çeşitli gelgitlerde yaşayan Guillaume, devrimci pratiğe farklı yaklaşımları olan beş arkadaştır. Mao’nun devrimi konusunda hemfikir olan bu beş farklı kişi Godard’ın kışkırtıcı tarzına katılıyor. 68 Hareketlerinden önce, yönetmen Çinli Kız ile yeni bir dönemi başlatmıştır.

 

http://www.filmfestankara.org.tr/tr/

 

29. ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ

Festival esnasında Büyülü Fener sinemasında Fransız filmlerin programı:

  • Çinli Kız  (La Chinoise), yönetmen: Jean-Luc Godard

22 Nisan Pazar 11.30 ve 24 Nisan Salı 16.30

Film, bir grup soykırım komünistinin hayatına odaklanıyor. Gruptan sorumlu olan Veronique, revizyonist olmakla suçlanan Henri, şiddete eğilimli Kirilov, siyasete pek ilgisi olmayan Yvonne ve çeşitli gelgitlerde yaşayan Guillaume, devrimci pratiğe farklı yaklaşımları olan beş arkadaştır. Mao’nun devrimi konusunda hemfikir olan bu beş farklı kişi Godard’ın kışkırtıcı tarzına katılıyor. 68 Hareketlerinden önce, yönetmen Çinli Kız ile yeni bir dönemi başlatmıştır.

  • Fransız Sineması Yolculuğum (Voyage à Travers le Cinéma Français), yönetmen: Bertrand Tavernier

24 Nisan Salı 20.00 ve 27 Nisan Cuma 11.30

Bertrand Tavernier’in Fransız sinemasında yaptığı kişisel yolculuk, çocuk olarak beğendiği filmlerden kariyerinin erken dönemlerine, önemli yaratıcı figürlerin portreleri ile anlatılıyor. Film, Cannes FF’de de En İyi Belgesel adaylığı almıştır.

 

  • Mayıs’ta Milou (Milou en Mai), yönetmen: Louis Malle

23 Nisan Pazartesi 11.30 ve 25 Nisan Çarşamba 14.00

Ülkede saldırılar ve gerginlikler devam ederken annesi ölen Milou ve ailesinin cenaze planlarının nasıl etkilendiğini anlatan filmde Mayıs 68’deki burjuva bir ailenin “sağlıksız” ilişkileri masaya yatırılıyor.  Kapitalist/Endüstriyel toplumun insan ilişkilerini zedeleyici yönü ön plana çıkarılıyor. Film, 1991 yılında BAFTA’ya da aday gösterilmişti.

  • Unutulmayan Sevgili (Jules et Jim), yönetmen: François Truffaut

29 Nisan Pazar 14.00

İki erkek ve bir kadın arasındaki üç kişilik aşkın sinema tarihindeki en güzel anlatımlarından biri olan Jules ve Jim, sadece aşk değil, dostluk üzerine de sözleri olan bir film. Yakın arkadaş olan Jules ve Jim’in hayatları, Catherine ile tanışınca bambaşka bir yöne doğru savrulur. Her ikisi de aynı kadına aşık olsa da Catherine, ilk başlarda sadece Jules’a ilgi duyar. Bildik kadın kimliğinin çok dışında bir karaktere sahip olan Catherine için hayat, alışıldık sınırların çok ötesinde bir anlam taşımaktadır. İlk zamanlardan beri Jim’in ilgisinin de farkında olan Catherine, yıllar sonra onunla da bir yakınlaşma içine girer. Catherine’i terketmeyi düşünmeyen Jules’un da varlığıyla bu unutulmaz üçlü, birlikte yaşamaya başlarlar.

 

 

 

Beni Adınla Çağır (Luca Guadagnino)
2017 | Dram, romantik | 131 dk | İngilizce, İtalyanca, Fransızca ; Fransızca ve Türkçe altyazılı

Ctesi 21/04 – 19.15
Pazar 22/04 – 16.45
Ctesi 28/04 – 19.15
Pazar 29/04 – 16.45

1983 yazında, İtalya’nın kuzeyinde 17 yaşındaki Elio Perlman günlerini, ailesinin 17 yüzyıldan kalma villasında geçirmektedir. Miskince notaların kopyasını çıkarıp, arkadaşı Marzia ile flörtleşmektedir. Bir gün, doktora tezi üzerinde çalışan 24 yaşındaki Oliver Greko-Roman kültür alanında çalışan Elio’nun babasına yardım etmek için yanlarına gelir. Elio ve Oliver kısa bir süre içinde bu yazın, hayatlarını sonsuza dek değiştireceğini fark ederler.

Bilet fiyatları 10 TL’dir  (Fransız Kültür Merkezi öğrencileri için 5 TL’dir) ve bilet satışı gösterim günleri 14:30 ve 19:15 saatleri arasında yapılmaktadır. Sadece nakit ödeme geçerlidir.