fbpx

Institut français Türkiye/Ankara 2023 yılında başlattığı Sınır Tanımayan Palyaçolar eğitim programı Mardin’e tekrar dönüyor.

Fransız-Alman Fonu ve Institut français tarafından finanse edilen, Institut français Ankara, Goethe Institut iş birliğinde ve Sirkhane Derneği ortaklığında, bu yıl Fransa ve Almanya’dan Sınır Tanımayan Palyaçoların iki temsilci eşliğinde sirk sanatlarında uzmanlaşmış “Her Yerde Sanat Derneği” derneği gençlerinin eğitimlerine devam ediyor.

Sınır Tanımayan Palyaçolar, dünyanın her yerinde, insani krizlerin mağdurlarına veya büyük yoksulluk durumlarında başta çocuklar olmak üzere toplumlara psikososyal destek sağlamak için eğlence ve gösteri yoluyla müdahale eden uluslararası dayanışmanın sanatsal bir derneğidir.

Sirkhane/Mardin

STP’ların eğitmenleri tarafından verilen eğitimin katılımcıları Sirkhane Sosyal Sirk Okulu’nun genç, yetenekli, enerjik gönüllülerinden oluşan “Sirk Kahramanları”dır. Sirkhane ekibi, Suriye ve Türkiye’den yaşları 17-21 arasında değişen yaklaşık 10 genç kız ve erkek çocuktan oluşuyor.

Çocukluklarından beri Sirkhane’de sirk sanatını öğrenen bu gençler, artık zor durumdaki çocuklara sirk eğitimi veriyor, zor durumdaki bu çocuklar yıl boyu sirk gösterileri yapıyor. Bu grupta sirk gösterilerini çok ileri düzeyde sunan gençler yer alıyor. Hokkabazlık, akrobasi, dans ve uzun bacaklı yürüyüş gibi farklı sirk becerileri vardır.

Fransız-Alman Kültür Fonu

Fransız-Alman Kültür Fonu (FCFA), 2003 yılında Élysée Antlaşması’nın 40. yıldönümü vesilesiyle kuruldu.

Bu Fon, Fransız ve Alman diplomatik ve kültürel ağlarının yerel kültürel aktörlerle yakın işbirliği içinde farklı ülkelerde yürüttükleri kültürel işbirliği girişimlerini teşvik ediyor ve destekliyor.

FCFA, Fransız ve Alman tarafından eşit olarak finanse edilmektedir. Fonun Fransız yönetimi sorumluluğu 2011’den beri Institut français tarafından sağlanmaktadır.

Fransız-Alman Kültür Fonun faaliyetleri:

– Kuruluşundan bu yana 22 proje çağrısı
– Dünya çapında 153 ülkede 1000’den fazla proje desteklendi
– Her yıl yaklaşık 300 sanatçı ve entelektüel desteklendi

 

   

27.04.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2022 | Yönetmen Denis Imber | Kurgu, edebiyat uyarlama, drama | 95dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Ünlü bir kaşif ve yazar olan Pierre, macera arayışı içinde düzenli olarak dünyayı dolaşıyor. Bir akşam sarhoş bir halde bir otelin cephesine tırmanır ve birkaç kat düşer. Yaşadığı şok onu derin bir komaya sokar. Uyandığında, herkesin tavsiyelerine rağmen zar zor ayağa kalkabildiğinde, unutulmuş yolları kullanarak Fransa’yı yürüyerek dolaşmaya karar verir. Aktörün Sylvain Tesson’un izinden giderek aşırı kırsallıkla karşılaştığı eşsiz ve zamansız bir yolculuk.

 

20.04.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2022 | Yönetmen Aïssa Maïga | Afrika, ekoloji, çevre, iklim | 90dk | Film dili Fransızca, Türkçe altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Nijer’in kuzeyinde, küresel ısınmanın kurbanı olan Tatiste köyü suya erişim mücadelesi veriyor. On dört yaşındaki Houlaye de diğer gençler gibi köy yaşamı için gerekli olan suyu getirmek için her gün kilometrelerce yürüyor. Bu görev, diğer şeylerin yanı sıra onların okula sık sık gitmelerini engelliyor. Suyun yokluğu, yetişkinleri her yıl ailelerinden ayrılarak sınırlar ötesinde hayatta kalmaları için gerekli kaynakları aramaya itiyor. Ancak bu bölgenin toprak altında birkaç bin kilometrekarelik bir akifer gölü bulunmaktadır. Ancak özlenen suyu köyün merkezine getirmek ve herkese daha iyi bir yaşam sunmak için sadece bir sondaj yeterlidir.

16/04 Salı saat 19.00

Yönetmen: Annie Ernaux, David Ernaux-Briot
Seslendiren: Annie Ernaux
2022/Fransa/62′
Orjinal Dil Fransızca, Türkçe Altyazılı

Hikaye
2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Annie Ernaux’nun yazıp anlattığı, oğlu David Ernaux-Briot’nun yönettiği Super-8 Yılları, Annie Ernaux’nun yazarlığa adım atmadan önce çekilmiş 8mm hatıra filmlerini bir araya getiriyor: “1972 ile 1981 yılları arasında çekilmiş super-8 filmleri yeniden izlerken, bunların yalnızca bir aile arşivi olmadığını, aynı zamanda 1968’den sonraki on yıl boyunca toplumsal bir sınıfın eğlencelerine, yaşam tarzına ve özlemlerine tanıklık ettiğini de gördüm. Bu sessiz görüntüleri, mahrem olanı toplumsal olanla ve tarihle birleştiren bir hikâyeye dahil etmek, o yılların tadını ve rengini aktarmak istedim.”

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce FKM girişinde satışa çıkıyor. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.
FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir.

 

 

17 Nisan Çarşamba saat 19.00
Institut français İzmir Sinema Salonu
*Yönetmenlerin katılımıyla

2022/Türkiye/92′/Türkçe orjinal dilde, Fransızca ve İngilizce altyazılı

Hikaye
“Bu Ben Değilim”, toplum, aile baskısı ve kendi iç çatışmaları nedeniyle cinsel yönelimini gizleyerek bir kadınla evlenen geylerin hikayesini anlatıyor.
Mustafa, Mehmet ve Yusuf, küçük şehirlerden, kasabalardan, metropol şehir İstanbul’a göç etmiş, muhafazakar ailelerden gelen üç eşcinsel erkek. Karakterlerin sürekli rol yapmaktan ve yalan söylemekten bunalmış, yaşadıkları ile hayal ettikleri arasında bocalayan, sıkışıp kalmış dünyalarını ele alan film, derin kadın mağduriyetini de hissettiriyor.
Mehmet ve Yusuf, kendi muhafazakar aile çevrelerinde heteroseksüel bir erkek ve birer aile babası. İç dünyalarındaysa erkek sevgililerine tutkuyla aşıklar ve gerçekliklerini sadece onlarla kurdukları paralel hayatlarında yaşıyorlar. Filmin lokomotif karakteri Mustafa ise, Mehmet’in 15 yıl beraberlik yaşadığı ve bir türlü kopamadığı sevgilisi. Mustafa, Mehmet’i, “homofobik bir eşcinsel” olarak tanımlıyor. Filmde bu tutkulu ama bir o kadar da travmatik ilişkiyi geride bırakmaya çalışan bir Mustafa görüyoruz. Ancak Mehmet’in, Mustafa’dan vazgeçmeye niyeti yok.

*Gösterimden sonra filmin yönetmenleri Jehan Kader Gülşen et Zekiye Kaçak Bakırhan ile bir söyleşi gerçekleştirilecek.

Gösterim ücretsiz, kayıt zorunludur.

Frankofon Film Festivali, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştireceği olağanüstü sinema kutlaması için programını açıkladı.

Festivalin sizin şehrinizdeki programı için tıklayın :

Gaziantep, Kırkayak Kültür Sanat Merkezi, Taşev, 3 – 6 Nisan
Diyarbakır, Mordem Sanat Merkezi, 12 – 14 Nisan
Mersin, Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı, 16 – 17 Nisan
Bursa, Konak Kültür Evi, 19 – 25 Nisan
Eskişehir, Odunpazarı Modern Müze, 24 – 27 – 28 Nisan

Film seçkisi :
Ashkal, l’enquête de Tunis, 2023, Youssef Chebbi
Divertimento, 2023, Marie-Castille Mention-Schaar
Chien de la casse, 2023, Jean-Baptiste Durand
Falcon Lake, 2022, Charlotte Le Bon
Les filles d’Olfa, 2023, Kaouther Ben Hania
Courts métrages, 2023, İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali seçkisi
Laisser-moi, 2023, Maxime Rappaz
La Fiancée du Poète, 2023, Yolande Moreau -> dikkat, bu film sadece İngilizce altyazılı olacak
Jules au pays d’Asha, 2023, Sophie Farkas Bolla
Respire, 2023, Onur Karaman
Le petit Nicolas – Qu’est-ce qu’on attend pour être heureux?, 2022, Amandine Fredon ve Benjamin Massoubre
Doppelgänger. Sobowtór, 2023, Jan Holoubek
Pacifiction, tourments sur les îles, 2023, Albert Serra

Frankofon Film Festivali, uzun zamandır beklenen ve Fransızca sinemanın en iyi örneklerinin gösterileceği unutulmaz bir edisyon için geri döndüğünü duyurmaktan mutluluk duyuyor. Sinemaseverler, 21 Mart’tan Nisan sonuna kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerde, yakın tarihli ve çoğu gösterime girmemiş filmlerden oluşan geniş bir seçkiyi keşfetme fırsatı bulacak.

Bu yılki ev sahibi şehirler arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin yer alıyor. Bu destinasyonların her biri Fransızca filmlerin ritmiyle titreşecek ve izleyicileri Fransızca konuşulan dünyanın sinemasının zenginliği ve çeşitliliğine davet edecek.

İsviçre, Belçika, Kanada, Lüksemburg ve Polonya Büyükelçilikleri ile ortaklaşa düzenlenen Frankofon Film Festivali, Uluslararası Frankofoni Örgütü’ne üye veya gözlemci olan Fransızca konuşulan ülkelerin kültürlerini ve Fransızcayı tanıtmayı taahhüt etmektedir. Bu ortaklıklar, sanatın ve kültürel çeşitliliğin desteklenmesinde uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.

Frankofon Film Festivali yaratıcılığın, sanatsal ifadenin ve kültürlerarası diyaloğun bir kutlamasıdır. Bu yıl, sinemaseverler Frankofon Dünyanın sinemasal başyapıtlarını, etkileyici belgeselleri ve yenilikçi bağımsız filmleri keşfetme fırsatı bulacaklar.

2024 için yenilikler neler?

  • Daha fazla film (12 uzun ve 4 kısa metraj) ve temsil edilen ülke (10 ülke).
  • Festival turu için çok sayıda ek şehir: Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin.
  • İstanbul’da Institut français ile birlikte Beyoğlu sinemasında paralel bir program.
  • Hacı Bayram Veli Üniversitesi ile ortaklaşa üretilen bir iletişim
  • Gençleri sinemayla tanıştırmak için okul gruplarına yönelik gösterimler
  • İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği

Bu yılki festival için, on şehirdeki kültür merkezleri de dahil olmak üzere bir dizi Türk ortak, filmlerin gösterilmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Etkinlik, tüm iletişimin sağlanması için Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve kısa filmlerin programlanması için de İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği yaptı.

Institut français Türkiye’nin Görsel-işitsel Ataşesi ve etkinlik sorumlusu Florent Signifredi, çok geniş bir izleyici kitlesine hitap edecek benzersiz, güçlü ve çok çeşitli filmlerden oluşan bu harika programdan çok memnun oldugunu ifade ederek “Bu yılki programda Ashkal (Cinemed’de Antigone d’or & Fespaco’da Etalon d’or), Les filles d’Olfa (Oscar’a aday gösterildi), Chien de la casse (Fransa’da birçok ödül kazandı) ve Pacifiction (Césars’ta iki ödül kazandı) gibi birçoğu daha önce Türkiye’de gösterilmemiş ödüllü filmler yer alıyor. Programın ötesinde, festival her şeyden önce Fransızca konuşulan dünyayı paylaşmak için keyifli bir fırsat!” diye konuştu.

Başlıca tarihler:
– İstanbul (Institut français): 21-30 Mart 2024 tarihleri arasında
– Ankara (Büyülü Fener, Kızılay): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında
– İzmir (Institut français): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında

İster bir film tutkunu olun, ister sadece yeni sinema ufuklarını keşfetmeye meraklı olun, Frankofon Film Festivali herkes için sürükleyici ve zenginleştirici bir deneyim vaat ediyor.

Afiş tasarımı: Selin Nimet Aydın, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Ankara

ATÖLYE – FELSEFE VE EDEBİYAT 
GÜNDELİK YAŞAM
04/04 Perşembe saat 19:00’da
Institut français

Fikirler Gecesi ile birlikte başlayan Felsefe ve edebiyat atölyesi Haziran ayına kadar, her ayın ilk perşembesi, Institut français’de düzenleniyor. “Gündelik yaşam” temasını ele alacak atölyelerde, teorik yaklaşımlardan yola çıkarak, edebiyat ve sinemanın hangi araçları kullanarak rüyaların, hayal gücününü ve politikanın kapılarını açtığını tartışacaklar.

Atölye Fransızca gerçekleşecektir.

Organizasyon ve moderasyon: Alper Bakım – Pascal Roure

Kayıt zorunludur.

Doğaçlama sahnesi – Müzik
Geleneksel müzikler
04/04 Perşembe saat 19:30’da
IF Café

4 Nisan Perşembe akşamı dünyanın dört bir yanından farklı müzik geleneklerinden pek çok sanatçının yer aldığı bir jam session için biraraya geliyoruz! Gecenin sunumunu geleneksel müziklere adanmış bir müzik sahnesi olan Kadıköy Sessions’ın kurucusu Gabriel Meidinger yapacak. Tüm müzikseverleri bekliyoruz!

Giriş serbest, kayıt zorunludur.

Dijital ve sanatsal yöntemlerle görsel hikaye üretimi

19 Nisan, 3-17-31 Mayıs, 14 Haziran Cuma günleri, 18.00 – 20.00
Institut français Izmir kütüphanesinde

Fransız Kültür Merkezi Kütüphanesi sizleri « Visual stories : Dijital ve sanatsal yöntemlerle görsel hikaye üretimi» atölyesine davet ediyor. Bu atölye Nisan ve Mayıs aylarında 2 haftada bir Cuma günleri saat 18:00 ile 20:00 arasında gerçekleşecek.

Görsel hikaye üretimi için tasarlanan atölyemizde kendinizi sanatsal yaratımın büyüleyici dünyasına bırakacak ve hayallerinizdeki hikayeyi gerçeğe dönüştürebileceksiniz. Bu eşsiz etkinlik, çok dilli ve çok kültürlü olmasıyla da zenginleştirici ve öğretici bir deneyim sunuyor.
Bu atölye çalışmasının merkezindeki yaratıcı keşif, çok çeşitli kültürel referanslardan ve farklı üretim yöntemlerinden besleniyor. Katılımcılar farklı üretim tekniklerini kullanarak (sulu boya, pastel, füzen, kolaj, dijital resimleme, fotoğraf video, Midjourney, ChatGpt) kendi hikayelerini ortaya koyacaklar.
Sınırları olmayan bir hayalgücüyle sanat ve yaratıcılığa tam anlamıyla kendinizi bırakmak istiyorsanız, bu macerada bize katılın.

Atölye planı için tıklayın

Atölye İngilizce, Fransızca ve Türkçe gerçekleşecektir. Minimum katılım yaşı : 16

Yerler sınırlı, katılım ücretlidir. Kayıt için: mediatheque.izmir@ifturquie.org

 

Institut français, Türkiye Goncourt Seçimi kapsamında bir araya gelen Fransız yazar Mathias Enard ve Boussole (2015 Goncourt Ödülü) romanının Türkçe çevirmeni Ebru Erbaş ile, sizleri bir edebiyat buluşması ve ardından imza seansına davet ediyor.

17 Nisan Çarşamba, 19.30
Yer: Institut françaiş Ankara
Giriş ücretsiz, kayıt zorunlu, buraya tıklayın
Konuşma dili Fransızca, Türkçe simültane çeviri yapılacak

Konuşmacılar:

Mathias Enard

Fransız yazar ve çevirmendir. Ecole du Louvre’da eğitimini tamamladıktan sonra, INALCO’da Arapça ve Farsça eğitimine devam etmiştir. Ortadoğu’da uzun süre kaldıktan sonra, Barselon’da ve Berlin’de yaşayıp Fransa’ya dönmüştür. 2008 yılında Actes Sud, birinic şahsın ağzından beş yüz sayfalık tek bir cümleden oluşan Zone adlı romanını yayınlamıştır. 2008 Décembre Ödülü, Candide Ödülü ve 2009 Livre Inter Ödülü gibi birçok ödül almıştır. 2015 yılında, Batının Doğuya bakışını ele alan Boussole (Ebru Erbaş tarafından Türkçe Pusula olarak çevirilmiştir) adlı romanı Goncourt ödülünü almıştır. 2020 yılında Le Banquet annuel de la confrérie des Fossoyeurs (Mezar Kazıcıları Birliğinin Yıllık Ziyafeti) romanından sonra, Déserter yayınlanan son kitabıdır.

Ebru Erbaş

İstanbul’da doğdu. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde ve Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde okdu. Yayınevleri, süreli yayınlar için çevirmenlik ve editörlük işlerinin yanı sıra, ticari, siyasi, diplomatik metinler, haber, makale, senaryo gibi çeşitli yazı işleri üretiyor. Çeviri eserlerinin yanı sıra Kartal Belediye Plajı ve Mandilina Bahçeleri isimli çocuk kitabı yayımlamdı. Ebru Erbaş, Mathias Enard’ın Pusula adlı romanının çevirisiyle 2019 Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’ne ve 2021 Institut français Türkiye’nin Çeviri Ödülüne layık görüldü.

 

 

 

20-30 Mart 2024
Pazartesi’den Cumartesi’ye, saat 10 :00 ile 20:00 arası

Fransız Kültür Merkezi Sergi Salonu

Institut français Izmir, 20-30 Mart 2024 tarihleri arasında Selim Bonfil’in Bangkok sokak lezzetlerine adanmış fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor.
« Uzak doğuda yerleşmiş bir sokakta yemek yeme alışkanlığı var. Özellikle Tayland’da çok yaygın.
Buradaki sokakta yemek yeme kültürü batıdan çok farklı. Önemli bir geçim kaynağı olduğu kadar, insanların beslenme gereksinimini çok geniş bir yemek yelpazesi ile karşılıyor. Sanki insanların evinde mutfak yok gibi bir fikre kapılıyorsunuz.
Nerede nasıl ve hangi fiyata yemek yediğimiz önemli değil. Yemeğin lezzeti her şey den önce gelir. İşte bu fikrin hayata geçtiği yer Bangkok.
Yüzlerceye ulaşan sokak lokantaları karnı acıkan herkese hijyen kurallarına uygun, büyük bir şölen sunuyor. Aralarında Michelin yıldızlı olup bir tabak için saatlerce beklemek gereken yerler bile var. Gelin bu şölenin görsellerini izleyelim. Koku ve tadını sizler hayal edin. »

Giriş serbest.

 

 

03.04 – 31.05.2024 arası

«Le monde sans fin» , meşhur çizgi roman yazarı Christophe Blain ile enerji ve iklim konularında uzman olan mühendis Jean-Marc Jancovici’n bir buluşması sonucu ortaya çıktı.

Çizgi roman iklim değişikliğinin sebeplerine ve sonuçlarına derin ve mizahi bir bakış açısı sunuyor. İlk yayınlandığı 2021 yılından itibaren büyük bir başarı elde etti. Birçok dile çevrilmiş olan çizgi roman, 2022 yılında 500 bin adetten fazla satarak aynı sene Fransa’da en çok satan kitap oldu ve Türkiye’de KaraKarga Yayınları (Destek Yayınları’nın alt kuruluşu) tarafından gelecek günlerde Türkçe yayınlanacaktır.

Institut français, çizgi romanı ekolojik tasarımlı bir sergi şeklinde yorumlayarak, tüm dünyada kamuoyunda iklim değişikliğinin önemi hakkında farkındalık yaratmak için katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Çizgi romanın ana temaları – enerji ve iklimi – ele alan sergi, yaşamakta olduğumuz ekolojik krizi daha iyi anlamamızı sağlıyor ve ardından (yeniden) harekete geçmemiz için yollar sunuyor.

Gelin, çizgi romanın yazarları rehberliğinde iklim değişikliğinin sebepleri ve sonuçlarını keşfe çıkalım…

Yer: Institut français Ankara
Giriş ücretsiz
Panolar Türkçe çevirilmiştir

Dans gösterisi – Jérôme Bel – Dilek Champs
5 Nisan Cuma saat 19:00
Institut français
+14 yaş
120 dakika

5 Nisan Cuma akşamı saat 19:00’da Institut français sahnesinde Atmasyon Dans kumpanyasının hazırladığı “Jérôme Bel”
dans gösterisine ev sahipliği yapıyoruz. Tüm danseverleri bekliyoruz!

Jérôme Bel, Isadora Duncan’la birlikte, yalnızca sanatçıların yaşamlarına odaklanilan,ilk kez bir koreografın dans portresini çizdi. “Oto-biyo-koreo-grafik” olarak tanımladığı bu yeni yaratım için, kendisini kendi egzersizlerine adadı ve dans yaşamına dair kişisel öyküsünü aktardı.

Rétrospective filmi Jérôme Bel’in çalışmalarından bir kesiti gerçekleştirirken, bu yaratım zorunlu olarak öznel bir bakış açısıyla ifade edilen doğrusal mantığını yeniden oluşturuyor. Koreografın sahnede tek başına icra ettiği konuşma, filme alınan arşivlerin yayınına yanıt verir ve konuşmanın yazışmaya getirdiği jestlerin, notaların, biyografik gerçeklerin hafızasını yeniden harekete geçirir. Jérôme Bel, repertuarının kurucu bir parçasının adını taşıyan projesi, yine de başlangıç ​​noktasına geri dönüş, hatta a posteriori yapılan bir değerlendirmeden ziyade, çalışmasının itici unsurlarının soykütüğü biçimini alıyor; Kişisel olan sanatsal ve politik olanla bağlantılıdır. Jérôme Bel, hikâyesini ilk kez anlatıyor; şüphelerini, taahhütlerini, başarısızlıklarını ve heyecanlarını paylaşıyor. Hikâye anlatımını anlamla birleştiren eser, böylece onun hayatından, kariyerinden ve entelektüel projesinden kesitleri ortak yapılarını ortaya çıkaracak şekilde dile getiriyor.

Florian Gaité, Paris Festival d’Automne için, 2021

Performans çıplaklık içerir.

Giriş ücretlidir.
Tam bilet: 350 TL, İndirimli bilet: 300 TL
15 kişilik öğrenci grubu için bilet fiyatı: 200 TL/kişi başı
Biletleri gösteriden 1 saat önce Institut français’den temin edebilirsiniz.
Rezervasyon için: 0537 767 40 56

Metin ve videolar: Jérôme Bel
Yönetim ve performans: Dilek Champs
Metnin çevirisi: Dilek Champs
Prodüksyon: R.B. Jerome Bel
Yerli prodüksiyon: Atmasyon Dans Kumpanyası
www.danseatmasyon.com

Instagram : @compagnieatmasyon

Yorumcu Dansçilar: Dilek Champs, Frédéric Seguette, Claire Haenni, Gisèle Pelozuelo, Yseult Roch, Olga De Soto, Peter Vandenbempt, Sonja Augart, Simone Verde, Esther Snelder, Nicole Beutler, Eva Meyer Keller, Germana Civera, Benoît Izard, Ion Munduate, Cuqui Jerez, Juan Dominguez, Carine Charaire, Hester Van Hasselt, Dina Ed Dik, Amaia Urra, Carlos Pez, Henrique Neves, Johannes Sundrup, Véronique Doisneau, Damian Bright, Matthias Brücker, Remo Beuggert, Julia Häusermann, Tiziana Pagliaro, Miranda Hossle, Peter Keller, Gianni Blumer, Matthias Grandjean, Sara Hess, Lorraine Meier, Simone Truong, Akira Lee, Aldo Lee, Houda Daoudi, Cédric Andrieux, Chiara Gallerani, Taous Abbas, Stéphanie Gomes, Marie-Yolette Jura, Nicolas Garsault, Vassia Chavaroche, Magali Saby, Ryo Bel, Sheila Atala, Diola Djiba, Michèle Bargues, La Bourette

Gorüntü : Herman Sorgeloos, Marie-Hélène Rebois, Aldo Lee, Pierre Dupouey, Olivier Lemaire, Chloé Mossessian

Sanat Danışmanı ve Proje Yöneticisi R.B. : Rebecca Lasselin
Produksiyon Amiri : Sandro Grando

Video Produksiyonu : CND Ulusal Dans Merkezi, R.B. Jérôme Bel, Paris Ulusal Operasi/Telmondis birlikteligi ile France 2 katilimi ile Mezzo ve Ulusal Sinema Merkezi (Centre national de la cinématographie), Theater Hora, French Institute Alliance Française – FIAF

Performans Produksyonu : R.B. Jérôme Bel
Yerli Produksiyon Versiyonu : Compagnie de Danse Atmasyon, Dilek Champs, Steven Champs, Institut Français de Paris, Institut Français d’Istanbul.
Ortak Yapim  : Ménagerie de Verre (Paris), La Commune centre dramatique national  d’Aubervilliers, Festival d’Automne à Paris, R.B. Jérôme Bel (Paris)
The writing of the text of this show is part of the creative process of  Sustainable theatre ?, conceived by Katie Mitchell, Jérôme Bel and Théâtre Vidy-Lausanne and coproduced by STAGES –  Sustainable Theatre Alliance for a Green Environmental Shift cofunded by  European Union: Dramaten Stockholm, National Theater & Concert  Hall, Taipei, NTGent, Piccolo Teatro di Milano -Teatro d’Europa,  Teatro Nacional D. Maria II Lisboa, Théâtre de Liège, Lithuanian  National Drama Theatre, Croatian National Theatre Zagreb, Slovene  National Theatre Maribor, Trafo Budapest, MC93 Maison de la culture de  Seine-Saint-Denis

Teşekkürler : Caroline Barneaud, Daphné Biiga Nwanak, Jolente De Keersmaeker, Zoé De Sousa, Florian Gaité, Chiara Gallerani, Danielle Lainé, Xavier Le Roy, Marie-José Malis, Frédéric Seguette, Christophe Wavelet, Hope Alkazar.

R.B Jerôme Bel Ile-de-France Kultur Etkinlikleri Bolgesel Yonetimi tarafinda desteklenmektedir, Fransiz Kultur Bakanligi.

Jerôme Bel Quartz (Brest) ve Ulusal Dans Merkezi CND (Pantin)’in İlişkili sanatçisidir.

Ekolojik sebeplerden dolayi R.B/ Jérôme Bel company artık uçakla seyahat etmemektedir.

www.jeromebel.fr

 

25 Mart – 30 Haziran 2024
Institut français İzmir bahçe duvarlarında

Institut français İzmir, ekolojik geçişe yönelik yol haritasının bir parçası olarak, ekolojik geçişle bağlantılı konularda mümkün olduğu kadar çok insanda farkındalık yaratılmasına katkıda bulunmak istiyor. Böylece IF, Jean-Marc Jancovici ve Christophe Blain’in Le Monde sans fin çizgi romanını temel alan, 2022’de 800.000’den fazla kopya satılan ve birçok dile çevrilen Fransa’da bir numaralı kitap satışına dayanan bir sergi hazırladı.
Bu sergi, enerji dönüşümü gibi hepimizi ilgilendiren konuları eğlenceli bir şekilde inceliyor; ekonomik, ekolojik ve sosyal konulara değiniyor; karbon dışı enerjiler, gıda, ulaşım ve şehircilik alanlarında somut çözümler öneriyor.

Rezervasyonsuz ücretsiz giriş.
Daha fazla bilgi için iletişime geçin mediatheque.izmir@ifturquie.org

Sahne senin – Tiyatro
Doğa Nalbantoğlu
23 Mart Cumartesi saat 18:00’de
IF Café – İstanbul

Institut français ve teatrINO her ay duzenlenen doğaçlama sahnesinde, bu ay yönetmen ve oyuncu Doğa Nalbantoğlu’nu ağırlıyor. Tüm gün sürecek atölyeden sonra öğrenciler saat 18:00’de bir oyun sergileyecekler. Genç yetenekleri desteklemeye gelin!

Doğa Nalbantoğlu, tiyatroya Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu bünyesinde çalışarak başladı. Aktif olarak çalıştığı 10 sene içinde oyunculuk, atölye çalıştırıcılığı ve yönetmenlik yaptı. 2014’te Jacques Lecoq Uluslararası Tiyatro Okulu’nu bitirdi. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde sahneye çıktı. 2015’te İstanbul’a geri döndü ve Knut Hamsun’un ‘Açlık’ romanını sahneye uyarlayıp yönetti. Yapım pek çok kurum tarafından ödüle layık görüldü. Kurucularından olduğu Hareket ve Oyun Laboratuvarı’nda doğaçlama dersleri vermeye devam etmektedir.

Kayıt zorunludur.

Şairler baharı – Şiir dinletisi
BEDENLERİMİZ
28 Mart Perşembe saat 19:30’da
Institut français

Şairler Baharı kapsamında, 28 Mart Perşembe günü saat 19:30’da Institut français sahnesinde, François Coudray, Deniz Durukan, Cenk Gündoğdu, Claire Lajus ve Gonca Özmen bir şiir dinletisi için biraraya geliyorlar.  “Bedenlerimiz” konulu dinleti Fransızca ve Türkçe gerçekleşecektir.

Cenk, Claire, Deniz, François, Gonca… 5 şair, 2 dil, 1 buluşma.

Şiirleri, Fransızca ve türkçede, aynı nefesin yönlendirdiği kendine has evrenleri keşfediyor. Bu performans bir buluşmanın, bir arzunun ve bir bahsin neticesi. Amaçları, aynı sahnede şiirsel seslerini paylaşmak ve seyircinin dilinin fransızca veya türkçe olmasından bağımsız olarak, şiirlerin müziği ve bedenlerin enerjisiyle takip edebilmelerini sağlamak için onlara bir yol çizmek. Bahsi geçen konu “beden” ve bedenin öfke, korku ve acıdan birlikte bişey sahneye koyma arzusu, sevinci ve zarafetinin beraberinde getirdiği ışığa doğru yolculuk.

Katılımcılar: François COUDRAY, Deniz DURUKAN, Cenk GÜNDOĞDU, Claire LAJUS, Gonca ÖZMEN

Kayıt zorunludur.

Sahne Senin – Dans
22 Mart Cuma
19:30-21:15

IF Café

22 Mart Cuma akşamı Institut français’de dans etmeye ne dersiniz?
Her ay düzenlenen doğaçlama sahnesi kapsamında, Institut français sizi Waacking dansını keşfetmeye davet ediyor. 19:30’da başlayacak gecede Waacking dansını öğrenmek isteyenler için bir workshop ve herkese açık bir show battle düzenlenecek. Herkesi bekliyoruz!

Waacking dansı Los Angeles 1970’lerde ”punking” adı verilen danstan ortaya çıkmıştır. Bu dans geçmişte eşcinsel dansçıların kendilerini gece kulüplerinde funk müzik ile ifade etmeleriyle oluştu. Waack” hareketi aslında kol ile atılan darbedir. Bu dansın asıl amacı dansçıların kendilerini oldukları ve istedikleri gibi ifade etmeleri ve kendi hikayelerini anlatmalarıdır.

Kayıt zorunludur

15 Mart 2024 saat 16.00
Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonu

Commune Art Space, Hayal İncedoğan’ın 19 Ocak – 5 Nisan 2023 tarihleri arasında Anna Laudel Galeri Düsseldorf’ta gösterilen « Yalnızlık Çağı Vol.I » isimli sergisinin İzmir’deki kitap lansmanı ve sanatçı söyleşisini duyurmaktan mutluluk duyar.
Dışavurumcu sanat terapi uygulayıcısı Seren P. İlkdoğan’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek söyleşi, Hayal İncedoğan’ın tuval resimleri, video eserleri, neon yerleştirmeler ve ayna resimler gibi çeşitli tekniklerle ürettiği sanat eserlerinden oluşan sergisini farklı bir bakış açısıyla keşfetmeye odaklanıyor. Çok katmanlı sorgulamalara alan açan eserleri disiplinlerarası diyaloglarla konuşacağımız bu söyleşinin sonunda, izleyenlerin sanat eserleri ile kurdukları iletişim üzerine mini bir atölye gerçekleştirilecek.
Etkinlik ücretsiz ve herkese açıktır.

Katılım için linkten kayıt yaptırılmalıdır: https://forms.gle/vA2CHJkvzK7NRgJR6
Söyleşi ve kitap lansmanı, 15 Mart Cuma günü 16.00-18.00 saatleri arasında Fransız Kültür Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşecektir.

Sanatçı biyografisi:
Hayal İncedoğan, İzmir doğumlu bir sanatçı ve akademisyen olarak, lisans ve yüksek lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde tamamlamıştır. Şu anda, aynı fakültenin Sanat ve Tasarım Bölümü’nde sanat alanındaki uzmanlık çalışmalarına devam etmektedir. Mezuniyetinden bir yıl sonra, 2005 yılında, Türkiye’nin ilk özel müzelerinden biri olan Elgiz Müzesi’nin Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer aldı. Aynı yıl, dünya çapında gerçekleşen “Avrupa Müzelerinde Genç Sanatçılar” adlı uluslararası projede, Pera Müzesi’ne adanmış bir eser hazırladı ve bu eser, koleksiyonun diğer eserleriyle birlikte sergilendi. Türkiye’de düzenlenen ulusal bir yarışmada New York School of Visual Arts’ın bursunu kazanarak, Türk Amerikan Derneği ve Moon and Stars Project’in desteğiyle yeni medya alanındaki ilk sergisini New York’ta gerçekleştirdi.
2010’da Akbank Sanat tarafından düzenlenen 30. Çağdaş Sanatçılar Sergisi’nde başarı ödülüne layık görüldü. Aynı yıl, eserleri Almanya’daki Osthaus Müzesi’nde düzenlenen “Çağdaş Türk Sanatının Son 60 Yılı” adlı uluslararası koleksiyon sergisinde ve ardından Mönchehaus Müzesi Goslar ve Pécs’te 2010 Kültür Başkenti Projesi kapsamında sergilendi, ardından Macaristan’daki Modern Hungarian Gallery’de bir sergi düzenlendi. 2014’te İstanbul Sanat Haber Dergisi tarafından düzenlenen bir ankette, “40 yaşın altındaki ‘Türk Çağdaş Sanatı’nda dikkat çeken 40 sanatçı” arasında gösterildi. “Rüzgar Vahşi” adlı 2012’de Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Operasyon Odası Galerisi’nde düzenlenen solo sergisi, 2014’te Art On Istanbul’da düzenlenen “Liliac Wine Vol. 1” sergisi, 2015’te düzenlenen “Ebediyetin Sesi” ve geçen yıl sonunda Anna Laudel Galerisi’nde düzenlenen “Zamanın Gölgesi Altında” sergisi gibi solo sergileriyle geniş bir izleyici kitlesi kazandı.
Bugüne kadar eserleri, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Finlandiya, İspanya, Macaristan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi çeşitli ülkelerdeki çeşitli müze ve kurumlarda sergilenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Koleksiyonu, İstanbul Modern, Elgiz Müzesi Çağdaş Sanat Koleksiyonu, Vehbi Koç Vakfı Sanat Koleksiyonu ve Papko Çağdaş Sanat Koleksiyonu gibi birçok kurumsal ve özel koleksiyonda eserleri bulunmaktadır. İç ve dış projelerle çalışmalarına devam etmektedir.

Moderatör biyografi:
Seren P.İlkdoğan, dışavurumcu sanat terapi uygulayıcısı ve Curative Arts’ın kurucusudur. Pratiğinde farklı sanat modalitelerini bir araç olarak kullanarak intermodel yaklaşımla yetişkinlere yönelik bireysel danışmanlık vermektedir. Bunun yanı sıra, çeşitli kurum ve gruplarla sanat terapi atölyeleri düzenlemektedir. Terapötik potansiyel alanlar olarak müze ve çeşitli sanat galerilerinde proje ve atölye çalışmalarını yaygınlaştırmaktadır. Temmuz 2023’te Sakıp Sabancı Müzesi işbirliğiyle, izleyicinin sanata farklı perspektiften bakmasına odaklanan bir yöntem sunarak kalıcı koleksiyona yönelik “Müzede An’da” projesini hayata geçirmiştir ve proje kapsamında sanat terapi atölyeleri yürütmektedir. Sotheby’s Institute of Arts Londra’da Sanat Tarihi ve Yönetimi eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndüğünde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını “Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisinde Dışavurumcu Sanat Terapisi” başlıklı projesiyle tamamlamış ve Bilgi Üniversitesi “Yaratıcı Hareket” Sertifika programını tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Çapa Psikiyatri Servisinde “Ruhsal Bozukluklarda Sanat Terapi” sertifika programını teorik eğitim ile eş zamanlı olarak hastalarla sanat terapi grup çalışmalarını süpervizyon kapsamında sürdürmüştür. Programı, Sakıp Sabancı Müzesi ve İstanbul Üniversitesi işbirliği ile yürüttüğü “Ruhsal Bozukluklarda Müze Odaklı Sanat Terapisi” başlıklı projeyle tamamlamış ve Ruhsal İyileştirim Kongresinde sözel bildiri olarak sunulmuştur. İleri düzey sanat terapisi eğitimlerinin yanı sıra uluslararası düzenlenen konferanslara katılmış, psikodinamik yönelimli psikoterapi eğitimi ve psikanalize giriş seminerlerini tamamlamış ve kendi psikanaliz sürecinden geçmiştir. Curative Arts 2023 yılında bireylere, topluluklara ve kurumlara yaratıcı, sembolik ve sanatsal dışavurum aracılığıyla içsel süreçlerine dair farkındalık kazanmaları için güvenli bir alan sunmak amacıyla kurulmuştur ve tüm çalışmalarını bu çatı altında aktif olarak sürdürmektedir.

 

Giriş ücretsiz, kayıt zorunludur: https://forms.gle/vA2CHJkvzK7NRgJR6

21 Mart saat 18:30
Institut français gösteri salonunda

Institut Français Türkiye, Uluslararası Frankofoni Günü’nü kutlamak ve Türkiye’nin Goncourt Seçimi’nin lansmanı vesilesiyle, sizleri Fransız ve Faslı yazar Tahar Ben Jelloun ile bir edebiyat ve frankofoni söyleşisine davet ediyor. Yazar, Mouloud Adel’in ud dinletisi eşliğinde şiirlerini okuyacak.

Katılım ücretsiz, kayıt zorunludur, kayıt olmak için tıklayın

Konuşma dili Fransızcadır.

Tahar Ben Jelloun

Tahar Ben Jelloun 1944’te Fes’de doğdu. Rabat’ta felsefe okudu. Tetuan’da öğretmenlik yaptı, ardından Kazablanka’da Souffles Magazine ile çalışmalara katıldı. 1971’de psikoloji ve sosyoloji alanında çalışmalar yapmak üzere Paris’e taşındı. Le Monde gazetesi de dahil olmak üzere çeşitli dergilerle calışmalarını sürdürdü. Çok sayıda romanı (Harrouda, L’Ecrivain public, L’Auberge des pauvres…) ve köklerinden kopma, çift kültürlülük, azınlıklara yönelik baskı gibi konuları işeyen şiir derlemeleri (Cicatrices du soleil, Les amandiers sont morts de blessures…) yayımlandı.

1987’de La Nuit Sacrée ile Goncourt Ödülü’nü, tüm çalışmaları nedeniyle 1994’te Noureddine Aba Vakfı Edebiyat Büyük Ödülü’nü ve L’homme Rompu‘yla 1994’te Akdeniz Ödülü’nü kazandı. Tahar Ben Jelloun Paris’te yaşamaktadır.

Ya­zarın Türkçeye çevrilen yapıtları:

Tanca’da Sessiz Bir Gün, Bay Ahlak’ın Çöküşü, Kör Melek, Kızıma Irkçılığı Anlatıyorum, Hata Gecesi, Kutsal Gece, Kum Çocuk, Yoksul­lar Hanı, Duygular Labirenti, Jean Jenet: Yüce Yalancı, Işığın O Kör Edici Yokluğu, Beckett ve Genet Tanca’da Bir Çay, Devenin Söylediği, Ülkemde, Annem Hakkında.

 

Doğaçlama sahnesi – Müzik
Geleneksel müzikler
14/03 Perşembe saat 19:30’da
IF Café

14 Mart Perşembe akşamı dünyanın dört bir yanından farklı müzik geleneklerinden pek çok sanatçının yer aldığı bir jam session için biraraya geliyoruz! Gecenin sunumunu geleneksel müziklere adanmış bir müzik sahnesi olan Kadıköy Sessions’ın kurucusu Gabriel Meidinger yapacak. Tüm müzikseverleri bekliyoruz!

Giriş serbest, kayıt zorunludur.

22 – 24 Mart 2024
Adana – 100. Yıl Sanat Merkezi (Çırçır Sanat Merkezi)

Program Adana

Frankofon Film Festivali, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştireceği olağanüstü sinema kutlaması için programını açıkladı.

Film seçkisi :
Ashkal, l’enquête de Tunis, 2023, Youssef Chebbi
Divertimento, 2023, Marie-Castille Mention-Schaar
Chien de la casse, 2023, Jean-Baptiste Durand
Falcon Lake, 2022, Charlotte Le Bon
Les filles d’Olfa, 2023, Kaouther Ben Hania
Courts métrages, 2023, İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali seçkisi
Laisser-moi, 2023, Maxime Rappaz
La Fiancée du Poète, 2023, Yolande Moreau
Jules au pays d’Asha, 2023, Sophie Farkas Bolla
Respire, 2023, Onur Karaman
Le petit Nicolas – Qu’est-ce qu’on attend pour être heureux?, 2022, Amandine Fredon ve Benjamin Massoubre
Doppelgänger. Sobowtór, 2023, Jan Holoubek
Pacifiction, tourments sur les îles, 2023, Albert Serra

Frankofon Film Festivali, uzun zamandır beklenen ve Fransızca sinemanın en iyi örneklerinin gösterileceği unutulmaz bir edisyon için geri döndüğünü duyurmaktan mutluluk duyuyor. Sinemaseverler, 21 Mart’tan Nisan sonuna kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerde, yakın tarihli ve çoğu gösterime girmemiş filmlerden oluşan geniş bir seçkiyi keşfetme fırsatı bulacak.

Bu yılki ev sahibi şehirler arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin yer alıyor. Bu destinasyonların her biri Fransızca filmlerin ritmiyle titreşecek ve izleyicileri Fransızca konuşulan dünyanın sinemasının zenginliği ve çeşitliliğine davet edecek.

İsviçre, Belçika, Kanada, Lüksemburg ve Polonya Büyükelçilikleri ile ortaklaşa düzenlenen Frankofon Film Festivali, Uluslararası Frankofoni Örgütü’ne üye veya gözlemci olan Fransızca konuşulan ülkelerin kültürlerini ve Fransızcayı tanıtmayı taahhüt etmektedir. Bu ortaklıklar, sanatın ve kültürel çeşitliliğin desteklenmesinde uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.

Frankofon Film Festivali yaratıcılığın, sanatsal ifadenin ve kültürlerarası diyaloğun bir kutlamasıdır. Bu yıl, sinemaseverler Frankofon Dünyanın sinemasal başyapıtlarını, etkileyici belgeselleri ve yenilikçi bağımsız filmleri keşfetme fırsatı bulacaklar.

2024 için yenilikler neler?

Daha fazla film (12 uzun ve 4 kısa metraj) ve temsil edilen ülke (10 ülke).
Festival turu için çok sayıda ek şehir: Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin.
İstanbul’da Institut français ile birlikte Beyoğlu sinemasında paralel bir program.
Hacı Bayram Veli Üniversitesi ile ortaklaşa üretilen bir iletişim
Gençleri sinemayla tanıştırmak için okul gruplarına yönelik gösterimler
İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği
Bu yılki festival için, on şehirdeki kültür merkezleri de dahil olmak üzere bir dizi Türk ortak, filmlerin gösterilmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Etkinlik, tüm iletişimin sağlanması için Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve kısa filmlerin programlanması için de İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği yaptı.

Institut français Türkiye’nin Görsel-işitsel Ataşesi ve etkinlik sorumlusu Florent Signifredi, çok geniş bir izleyici kitlesine hitap edecek benzersiz, güçlü ve çok çeşitli filmlerden oluşan bu harika programdan çok memnun oldugunu ifade ederek “Bu yılki programda Ashkal (Cinemed’de Antigone d’or & Fespaco’da Etalon d’or), Les filles d’Olfa (Oscar’a aday gösterildi), Chien de la casse (Fransa’da birçok ödül kazandı) ve Pacifiction (Césars’ta iki ödül kazandı) gibi birçoğu daha önce Türkiye’de gösterilmemiş ödüllü filmler yer alıyor. Programın ötesinde, festival her şeyden önce Fransızca konuşulan dünyayı paylaşmak için keyifli bir fırsat!” diye konuştu.

İster bir film tutkunu olun, ister sadece yeni sinema ufuklarını keşfetmeye meraklı olun, Frankofon Film Festivali herkes için sürükleyici ve zenginleştirici bir deneyim vaat ediyor.

Afiş tasarımı: Selin Nimet Aydın, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Ankara

 

30.03.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2021 | Yönetmen Claire Simon | Drama, edebi uyarlama | 95dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Ekim 1982’de Yann Andrea, Michèle Manceaux’dan kendisiyle röportaj yapmasını istedi. İki yıldır Marguerite Duras’ın arkadaşıdır, ondan 38 yaş küçüktür ve gazeteci ve yazar Michèle, Marguerite’nin arkadaşı ve komşusudur. Kendilerini Neauphle’un evinin birinci katında buluyorlar ve Yann’ın ilk cümlesi “Duras hakkında konuşmak istiyorum” oluyor.

21 Mart 15.00 – 17.00
Galatasaray Üniversitesi
316 no’lu salon, Saray Binası
 

Institut Français Türkiye ve Galatasaray Üniversitesi, Uluslararası Frankofoni Günü’nü kutlamak ve Türkiye’nin Goncourt Seçimi’nin lansmanı vesilesiyle, sizleri Fransız ve Faslı yazar Tahar Ben Jelloun ile olağanüstü bir edebiyat ve frankofoni söyleşisine davet ediyor.

Galatasaray Üniversitesi’nde gerçeklesecek buluşma, 1987’de Goncourt Ödülü’nü alan üretken yazarın eserlerine ve Frankofoni ile olan ilişkisine dönmemize olanak tanıyacak.

  • Katılım ücretsiz, kayıt zorunludur, kayıt olmak için tıklayın
  • Konuşma dili Fransızca
  • Buluşmanın ardından imza seansı gerçekleşecek

Tahar Ben Jelloun

Tahar Ben Jelloun 1944’te Fes’de doğdu. Rabat’ta felsefe okudu. Tetuan’da öğretmenlik yaptı, ardından Kazablanka’da Souffles Magazine ile çalışmalara katıldı. 1971’de psikoloji ve sosyoloji alanında çalışmalar yapmak üzere Paris’e taşındı. Le Monde gazetesi de dahil olmak üzere çeşitli dergilerle calışmalarını sürdürdü. Çok sayıda romanı (Harrouda, L’Ecrivain public, L’Auberge des pauvres…) ve köklerinden kopma, çift kültürlülük, azınlıklara yönelik baskı gibi konuları işeyen şiir derlemeleri (Cicatrices du soleil, Les amandiers sont morts de blessures…) yayımlandı.

1987’de La Nuit Sacrée ile Goncourt Ödülü’nü, tüm çalışmaları nedeniyle 1994’te Noureddine Aba Vakfı Edebiyat Büyük Ödülü’nü ve L’homme Rompu‘yla 1994’te Akdeniz Ödülü’nü kazandı. Tahar Ben Jelloun Paris’te yaşamaktadır.

Ya­zarın Türkçeye çevrilen yapıtları:

Tanca’da Sessiz Bir Gün, Bay Ahlak’ın Çöküşü, Kör Melek, Kızıma Irkçılığı Anlatıyorum, Hata Gecesi, Kutsal Gece, Kum Çocuk, Yoksul­lar Hanı, Duygular Labirenti, Jean Jenet: Yüce Yalancı, Işığın O Kör Edici Yokluğu, Beckett ve Genet Tanca’da Bir Çay, Devenin Söylediği, Ülkemde, Annem Hakkında.

 

 

 

SİNEMA&SÖYLEŞİ – DIRECTED BY WOMEN
KISA FİLM GÖSTERİMLERİ
11/03 saat 19:00’da
Institut français 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, uluslararası ve ulusal düzeyde kadın kısa film yönetmenlerinin filmlerini İstanbul’da bir araya getiren “DIRECTED BY WOMEN TURKEY” festivali tarafından seçilen 6 filmi keşfetmeye davet ediyoruz. Gösterimlerden sonra yönetmenler ile söyleşi gerçekleşecektir.

Kayıt zorunludur.

102 dakika
İngilizce altyazılı

Filmler:

– Burası size göre değil, Ceyda Aşar
– Herkesin yapabileceği bir şey, Selen Örcen
– Farklı bir yaş, Beril Tan
– Hominicid, Floriane N’Guyen Van Meo
– Les princes, Camille Hamet
– Nudebout, Caroline Hallier

 

16.03.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2016 | Yönetmen Justine Triet | Komedi | 96dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Tamamen duygusal bir hiçlik içindeki bir avukat olan Victoria Spick, bir düğüne gelir ve burada arkadaşı Vincent ve beladan kurtardığı eski bir uyuşturucu satıcısı olan Sam’i bulur. Ertesi gün Vincent, kız arkadaşı tarafından cinayete teşebbüsle suçlanır. Olay yerinin tek tanığı kurbanın köpeğiydi. Victoria, Sam’i çocuk bakıcısı olarak işe alırken Vincent’ı savunmayı isteksizce kabul eder. Victoria için bir dizi felaketin başlangıcı.

 

15 Mart 2024 saat 20.30
16 Mart 2024 saat 20.30
23 Mart 2024 saat 20.30
5 Nisan 2024 saat 20.30
27 Nisan 2024 saat 20.30

Han Tiyatrosu
Alsancak, 1479. Sk. 10/B, 35220 Konak, İzmir

En tanınmış Fransız tiyatro yazarlarından biri olan sanatçının 402. doğum yıldönümünü kutlamak için, Institut français İzmir, Han Tiyatrosu ile iş birliği yaparak sizlere, Molière’in en bilinen eserlerinden olan « Tartuffe » oyununu sunuyor.
Oyun Türkçedir.

Tartuffe, Jean-Baptiste Poquelin ya da bilinen adıyla Molière’in 350 yılı aşkın süredir sahnede olan ve her zaman seyirciyi memnun eden parlak bir komedisidir. Adı, herkesin bildiği bir isim haline gelen, bir ikiyüzlü ve bir aldatıcının maceralarının hikayesi. Asil ve zengin lord Orgon, Tartuffe’ye güven duyar. Fakat Tartuffe ihanet eder, aldatır ve baştan çıkarır. Görünüşte, her şeyini Tanrı’ya adamış olan kutsal adam Tartuffe, bir yandan Orgon’un genç eşi Elmire’yi elde etmeye çalışırken, bir yandan da Orgon’un kızı Marianne ile O’nun rızası dışında evlilik planları yapmaktadır. Üstüne üstlük, Orgon’un evini de elinden almaya çalışmaktadır. Hiçbir şey Tartuffe’nin sinsi planlarını engelleyemez gibi görünmektedir , ancak hizmetçi Dorine, olaylara müdahale eder. Bakalım, Dorine’nin kıvrak zekası, Tartuffe’nin kötülükleri ile baş etmeye yetecek mi? Bu mücadelede ona kim yardım edecek? Marianne ve sevgilisini neler bekliyor?

Yazan: Jean-Baptiste Molière
Yöneten: Rüçhan GÜREL
Kostüm Tasarımı: Eda Bayburtlu
Sahne ve Afiş Tasarımı: Murteza Albayrak
Işık Tasarımı: Önder Faruk Buldu
Oyunun Türü: Komedi
Yaş sınırı: 13 yaş ve üzeri
Süre: 100 dakika (İki Perde)

Biletler: https://hantiyatrosu.com/

 

 

LYNN ADIB & MARC BURONFOSSE « NEARNESS »
14 Mart 2024 Perşembe saat 20.30
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Küçük Salon (AASSM)

Lynn Adib, vokal ve flüt
Marc Buronfosse, gitar ve kontrbas
Elias Arapoglou, davul ve perküsyon
Stéphane Guillaume, soprano saksafon

Lynn Adib – vokal ve flüt
Lynn Adib, Şam’da doğmuş Suriyeli bir şarkıcıdır ve genç yaşından itibaren Şam’daki Notre Dame kilisesinin “Sevinç Korosu”nda Bizans şarkısına tanıtılır. Daha sonra, Şam Konservatuvarı’nda flüt çalışmaları sırasında caz müziğiyle tanışır ve tarzın özgürlüğü ve karmaşıklığı tarafından etkilenir.

Marc Buronfosse – gitar ve kontrbas
Klasik gitar çalışmalarının ardından, Marc Buronfosse 1982’de kontrbasla başlar ve aynı zamanda ses mühendisliği ve müzikoloji alanlarında üstün eğitim alır. Kontrbas çalışmalarını Césarius Alvim, Henri Texier, Charlie Haden ve Reggie Workman ile yapar. Ayrıca Paris Operası gibi senfonik orkestralar ve Versailles Solistleri gibi oda müziği topluluklarında çalar, 1989’da Japonya turnesine katılır. Haziran 1991’de Kültür Bakanlığı’nın bir bursuyla New York’ta bir yıl boyunca New School of Music’te kalmak üzere seçilir. Burada Gary Peacock, Marc Johnson ve Mark Dresser gibi isimlerle düzenli olarak çalışır. Bu dönemde Jimmy Cobb, Steve Kühn, John Abercrombie, Lew Soloff, Tim Berne, Dave Liebman, Billy Harper gibi birçok müzisyenle tanışır ve çalar.

Elias Arapoglou – davul ve perküsyon
Elias Arapoglou müzisyen, besteci ve ses mühendisidir. Yunanistan kökenlidir ve müziğe çok genç yaşta başlamıştır ve üniversite eğitimini 2016 yılında tamamlamıştır. Profesyonel müzik yaşamına başladığı bu dönemde farklı müzik alanlarında çalışırken, yurtdışında eğitimini tamamlama arayışındadır. Bu nedenle, 2018’de Fransa’ya gelerek, Nancy’de bulunan Musique Academy International (MAI)’da altı ay boyunca caz üzerine ustalaşır ve ardından Paris’teki CMDL’ye katılır ve 2022’de diplomasını alır. Eğitimini tamamladıktan sonra, çeşitli caz müzisyenleri ve diğer pek çok tarzda müzisyenlerle çalışır ve Fransa’daki sahnelerde deneyim kazanır. Besteci çalışmalarını ihmal etmeyen Arapoglou, Mayıs 2022’de ilk albümü Mist Upon Horizon’u yayınladı; bu albümün bestecisi ve yorumcusudur.

Stéphane Guillaume – soprano saksafon
Stéphane Guillaume, 17 yaşında Jean Bonal ve Jacques Vidal ile birlikte caz kariyerine başladı. Paris Konservatuvarı’nda klasik saksafon dalında birinci ödülü kazandı. François Jeanneau’nun caz sınıfına katılmasıyla, Randy Weston ve Dave Liebman gibi tanınmış müzisyenlerle birlikte çalmaya başladı. 2008’de Fransız Caz Akademisi, olağanüstü müzikal yeteneği için onur ödülü verdi. Kariyeri boyunca, Phil Abraham, Franck Agulhon ve Georges Arvanitas gibi birçok müzisyenle işbirliği yaptı.

İZMİR SİNEMA OFİSİ TARAFINDAN DESTEKLENEN KISA METRAJ FİLMLER SEÇKİSİ

9 Mart 2024 – 14.00
İzmir Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonu
Giriş ücretsiz

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı ortaklığında hayata geçen İzmir Sinema Ofisi; çekimleri İzmir’de gerçekleşecek olan film projelerine rehberlik etmek ve destek amacıyla kuruldu. 2019 yılından bu yana uzun ve kısa metraj filmler, reklam, müzik klibi, dizi ve belgeseller başta olmak üzere birçok başarılı görsel içerik prodüksiyonuna kolaylaştırıcılık sağladı. Kuruluşundan bu güne dek destek verdiği projeler arasından seçilen kısa filmlerin gösterimi ile film ekiplerini ve İzmirli sinemaseverleri buluşturacak.

“Desteklenen Kısalar Seçkisi” başlığı ile düzenlenecek gösterim etkinliği 9 Mart Cumartesi günü saat 14.00’te Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.

‘‘Desteklenen Kısalar Seçkisi’’
Belki Bir Gün Gideriz – Yönetmen İnan Erbil
Radyodaki Şarkı – Yönetmen Aslı Coşar
Buz – Yönetmen Mevlüt Karabulut
Ümitli Karanlık Yolculuk – Yönetmen Kubilay Aksun
Firig – Yönetmen Eren Ulucan
Bul Beni – Yönetmen Elif Aybüke Akdere
Diyet – Yönetmen Handan İpekçi
Synthesis – Yönetmen Şükrü Özçevik
Kızım Süper Kahraman Olacak – Yönetmen Selçuk Uyan
Playback – Yönetmen Onur Akşit
Kök – Yönetmen Selin Mincinozlu
Müdavim – Yönetmen Gökmen Küçüktaşdemir
Sadece Bir Anlık – Yönetmen Ebru Ülengin
Gece – Yönetmen Armağan Uysal

 

Bayram Yılmaz
26 Şubat – 21 Mart 2024
Saat 11.00 ile 19.00 arası
Ada Modern Sanat Galerisi
– Atatürk Bulvarı No: 31/113 09400 Kuşadası-Aydın

“Paris sadece bir şehir olmanın çok ötesinde, zamansız bir yaşam tarzı ve insanın içsel dünyasının bir yansımasıdır. Paris’in ruhunu hissetmeden onun içinde kaybolmadan onunla bir olmadan Paris’i görsellemek mümkün değildir. Paris’in her mekanı aynı zamanda o mekanlarda yaşanan geçmişin izlerini taşır.
“Paris Yalnızlığı”, şehrin kalabalık caddelerindeki sessiz anları, kafelerin perdelerini aralayan içsel hikayeleri ve meydanlardaki yalnız figürleri içeren özel anları içeriyor.
“Paris Yalnızlığı”, Paris’i dışsal bir görsellik olarak değil, aynı zamanda o şehirde geçen zamanın yavaşça işleyen ritmi ve insanların duygu dolu anlarıyla bir bütün olarak görmelerine olanak tanıyor ve şehrin içsel yalnızlığını anlama fırsatı sunuyor.
Bayram Yılmaz’ın objektifi, Paris sokaklarında yankılanan yalnızlık dolu anları, romantik köşeleri ve zamansız güzellikleri yakalamada ustalıkla kullanılıyor.
Bu sergi ile Paris’in sadece bir şehir olmanın ötesinde, bir yaşam tarzı, bir duygu ve zamanın dondurulmuş bir parçası olduğunu göstermeye çalışıyor.
Bayram Yılmaz, fotoğrafın gücüyle duygularımıza hitap ederek, izleyicileri unutulmaz bir seyahate davet ediyor.”
Levent Köylü – Sergi Küratörü

Giriş ücretsiz

 

Uluslararası Frankofoni Günü’nü kutlamak amacıyla ve Türkiye Goncourt Seçimi lansmanı vesilesiyle, Institut Français Türkiye Fransız ve Faslı yazar Tahar Ben Jelloun’u Ankaralı okurlarıyla olağanüstü bir buluşmaya davet ediyor.

Ankara Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Profesörü ve Başkanı Prof. Dr. Nurmelek Demir’in moderatörlüğünde yürütülen buluşma, 1987’de Goncourt Ödülü’nü alan üretken yazarın eserlerine ve Frankofoni ile olan ilişkisine dönmemize olanak tanıyacak.

  • Katılım ücretsiz, kayıt zorunludur, kayıt olmak için tıklayın
  • Konuşma dili Fransızca, Türkçe simültane çeviri yapılacak
  • Yer: Ankara Üniversitesi, Abdülkadir Noyan Salonu – Sıhhiye
  • Buluşmanın ardından saat 16.30’da imza seansı gerçekleşecek

Tahar Ben Jelloun

Tahar Ben Jelloun 1944’te Fes’de doğdu. Rabat’ta felsefe okudu. Tetuan’da öğretmenlik yaptı, ardından Kazablanka’da Souffles Magazine ile çalışmalara katıldı. 1971’de psikoloji ve sosyoloji alanında çalışmalar yapmak üzere Paris’e taşındı. Le Monde gazetesi de dahil olmak üzere çeşitli dergilerle calışmalarını sürdürdü. Çok sayıda romanı (Harrouda, L’Ecrivain public, L’Auberge des pauvres…) ve köklerinden kopma, çift kültürlülük, azınlıklara yönelik baskı gibi konuları işeyen şiir derlemeleri (Cicatrices du soleil, Les amandiers sont morts de blessures…) yayımlandı.

1987’de La Nuit Sacrée ile Goncourt Ödülü’nü, tüm çalışmaları nedeniyle 1994’te Noureddine Aba Vakfı Edebiyat Büyük Ödülü’nü ve L’homme Rompu‘yla 1994’te Akdeniz Ödülü’nü kazandı. Tahar Ben Jelloun Paris’te yaşamaktadır.

Nurmelek Demir

Ankara Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Profesörü Nurmelek Demir, akademik araştırmalarının çoğunu frankofon ve karşılastırmalı edebiyata ayırdı. « Kadın öfkesinin ifadesi: George Sand’ın Indiana’sı ve Fatma Aliye’nin Udi’si », 19. yüzyılda Türk kadın aydınlarının modernleşme dili olarak Fransızca,

« Dil üzerine düşünceler » gibi çok sayıda makalenin yazarıdır. « Jean-Jacques Rousseau ve Semseddin Sami : Dillerin kökeni ve lisan üzerine bir deneme », « Suat Derviş : Modern Türkiye’den fransızca konuşan bir aydın » ve levanten kökenli cenevreli yazar Charles-Albert Cingria üzerine bir monografi yayımlamıştır.

 

     

 

12/03 Salı, saat 19.00’da
Institut français İzmir

İzmir Fransız Kültür Merkezi tarafından hazırlanan Sinema Kulübü, en güncel Fransız filmlerinden oluşan seçkiyle geri dönüyor. Bu Salı, IfT İzmir sinema salonunda yerinizi alın ve dokunaklı dramlardan hafif komediye kadar geniş bir yelpazede uzanan film seçkisini keşfedin.

Yönetmen: Céline Sciamma
Başroller: Joséphine Sanz, Gabrielle Sanz, Nina Meurisse
2021/Fransa/72′
Türkçe Altyazılı

Hikaye
Sciamma’nın 2021 Berlin Film Festivali’nde ana yarışmada prömiyerini yapan filmi, sekiz yaşındaki Nelly’nin anneannesinin hayatını kaybetmesiyle başlıyor. Annesi Marion’un küçüklüğünde gezdiği, oynadığı yerlerde vakit geçirirken annesi birden ortadan kayboluyor ve Nelly kendi yaşlarında, Marion adında bir kızla tanışıyor. Hayatın gizemlerini kadın bakış açısından ele alan Sciamma, bu kez hafıza ve hayal gücünün kesiştiği noktaya kamerasını yöneltiyor ve Hayao Miyazaki filmleriyle Chantal Akerman’dan esin alarak yine benzersiz bir büyüme hikâyesi anlatıyor. Küçük Marion ile Nelly’yi ikiz kız kardeşler Gabrielle ve Joséphine Sanz canlandırıyor.

Biletler Fransız Kültür Merkezi’nde satışta. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.

09.03.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2021 | Yönetmen Marc Dugain | Drama, edebi uyarlama | 105dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Felix Grandet, karısı ve kızı Eugénie’nin hüzünlü ve sıkıntılı bir yaşam sürdüğü Saumur’daki mütevazı evinde hüküm sürüyor. Olağanüstü derecede açgözlüdür ve kızıyla evlenmek isteyenlere pek olumlu bakmaz. Herkesten sakladığı devasa servetine hiçbir şey engel olmamalıdır. Grandet’nin öksüz Parisli dandi olan yeğeninin gelişi, genç kızın hayatını altüst eder. Eugénie’nin kuzenine olan sevgisi ve cömertliği babası Grandet’yi sınırsız bir öfkeye sürükleyecektir. Kızıyla karşı karşıya geldiğinde, kâr uğruna her şeyi, hatta kendi ailesini bile feda etmeye her zamankinden daha hazır olacaktır… Balzac’ın aynı adlı eserinden uyarlanmıştır.

Dünya Kadın Hakları Günü vesilesi ile yönetmen Alice Guye üzerine bir akşam

  • 5 Mart Salı, 19.30
  • Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi

Institut français Ankara sizleri, Burçe Karaca’nın piyano resitali eşliğinde kurmaca filmlerin ilk kadın yönetmeni Alice Guy’ın 13 kısa filminin gösterimine ve ardından Aydan Özsoy ile Fransa ve Türkiye’deki öncü kadın sinemacılar üzerine bir söyleşiye davet etmekten mutluluk duyar.

Etkinlik Üçan Süpürge Vakfı tarafından Institut français Ankara ve Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenmektedir.

Giriş ücretsiz

Konferans: “Biyoçeşitlilik: Gerçekten 6. kitlesel yok oluşun içinde miyiz?”

2 Nisan 2024, 14.00
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi, Ankara

Franck Courchamp, CNRS Araştırma Müdürü ve Paris-Saclay Üniversitesi AXA Kürsü Başkanı
Koray Yılmaz: “Değişen bir iklimde su döngüsünün aşırı uçlarında gezinmek: Doğu Akdeniz perspektifi.”
Mustafa Yücel: “Çoklu stres faktörlerinin Doğu Akdeniz ekosistemi üzerindeki etkisi.”
Moderatör: Fabien Flori, Institut français Türkiye Gen Müd Yard, Kültür Müsteşar Yard

Konferans İngilizce gerçekleşecektir.

Institut français Türkiye sizlere, ekoloji ve çevre korunması alanlarında çalışan (üniversiteler, STKlar, araştırma merkezleri, belediyeler ve ulusal park ve koruma alanları) bilim insanları ve STK temsilcilerinin katılacağı “Akdeniz Baskı Altında” temalı bir seri konferans / fikir tartışması , atölye ve sergi etkinlikleri sunuyor.

Bu kapsamda ağırlayacağımız bilim insanlarından ilki CNRS Araştırma Müdürü ve Paris-Saclay Üniversitesi AXA Kürsü Başkanı Franck Courchamp. Dünyanın önde gelen ekologlarından biri olarak kabul edilen Courchamp CNRS Gümüş Madalyası ile ödüllendirilmiştir ve özellikle iklim değişikliği sorunu karşısında dinamik biyoçeşitlilikle ilgilenmektedir. 2 Nisan tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek konferansında Courchamp aşağıdaki konu başlıklarında katılımcılar ile söyleşecek.

Neredeyse her gün çevre ve ekoloji hakkında konuşulduğunu duyuyoruz. En sık gündeme gelen terimlerden biri, önemli olduğu ancak tehdit altında olduğu söylenen “biyoçeşitlilik”.
Peki ama biyoçeşitlilik nedir? Gerçekten bu kadar önemli midir? Hangi amaca hizmet eder? Gerçekten tehdit altında mı ve eğer öyleyse ne ölçüde? Ve bunun insanlık ve gezegenimiz için sonuçları nelerdir?
Tüm bunlar sıkça sorulan ancak daha az sıklıkla açık ve somut bir şekilde ele alınan sorulardır ve bu konferansta ele alınacaktır. Biyoçeşitliliğin net bir tanımını, niceliksel ve niteliksel öneminin bir tahminini ve mevcut durumun bir tanımını sunarak, biyoçeşitlilik kaybının arkasındaki nedenleri ve mekanizmaları açıklayacağız. Bunu yaparken, biyoçeşitlilik kriziyle ilgili tüm soruları ve özellikle de bazen duyduğumuz gibi gerçekten gezegenin tarihindeki 6. kitlesel yok oluşta mıyız?

Institut français Türkiye tarafından ODTÜ, CNRS ve Adım Adım Sıfır Atık ve Akdeniz Koruma Derneği işbirliği ile düzenlenecek konferansa katılım ücretsiz, kayıt zorunludur. Konferans İngilizce gerçekleşecektir.

Dr Franck Courchamp dünyanın önde gelen ekologlarından biri olarak kabul edilmektedir. Biyoçeşitlilik üzerine yaptığı çalışmalarla, “araştırmanın özgünlüğü, kalitesi ve önemi” nedeniyle CNRS Gümüş Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Web of Science 2023 sıralamasına göre ekoloji alanında dünyanın en çok atıf alan bilim insanlarından biridir. Biyolojik istilalar, bunların ekonomik maliyeti ve iklim değişikliği karşısında biyoçeşitlilik konularında uzmandır. “Akdeniz: Baskı Altında Bir Deniz” tartışma serisine katılan ilk konuk olan Courchamp CNRS Araştırma Müdürü ve Paris-Saclay Üniversitesi AXA Kürsü Başkanıdır.

Prof Dr Mustafa Yücel, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi ve Müdür Yardımcısı. Araştırma alanları arasında okyanuslardaki biyojeokimyasal döngüler, derin deniz ekosistemleri, sürdürülebilir deniz ekonomisi ve deniz gözlem sistemlerinin geliştirilmesi yer alıyor. Doğa bilimleri alanında önde gelen uluslararası dergilerde 40’tan fazla yayını bulunan Yücel birçok Ulusal Ödül sahibidir.

Doç Dr Koray Yılmaz Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde hidroloji ve su kaynakları alanında çalışıyor. Su döngüsü izleme, hidrolojik ekstremler (taşkınlar ve kuraklıklar), taşkın modelleme ve iklim değişikliğinin etkileri altında doğal ve inşa edilmiş hidrolojik sistemlerin sürdürülebilir yönetimi konularında uzmandır. NASA Küresel Yağış Ölçüm Görevi Bilim ekibinin seçilmiş üyesi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Doğa Bilimleri Sektöründe hidroloji uzmanıdır.

“AKDENİZ, BASKI ALTINDA BİR DENİZ” HAKKINDA

Etkinlik dizisinin devamında, multidisipliner bir bakış açısıyla üç ana tema etrafında tartışmalar düzenleyeceğiz: kıyı bölgesi yönetişimi, iklim sorunları ve biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekolojik çöküşün sosyal sonuçları.

Tartışmalara ek olarak, Posidonia plantasyonunu yaygınlaştırma faaliyetleri, deniz biyoçeşitliliğine odaklanan atölye çalışmaları ve farkındalık yaratma etkinlikleri, deneyim paylaşımı faaliyetleri ve sanatın dönüştürücü gücünü Akdeniz’deki biyoçeşitlilik kaybıyla birleştiren eğitim programları gibi sosyal ve çevresel bir etkinin yaratılmasına ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacak çok bileşenli, çok aktörlü bir proje öngörüyoruz.

Bu projenin amacı, 2025’te Nice’te yapılacak Birleşmiş Milletler Okyanus Zirvesi ve 2026’daki “Akdeniz sezonu” öncesinde deniz biyoçeşitliliği konusunda farkındalık yaratmaktır.

Akdeniz, 21 ülkenin kıyıdaş olduğu eşsiz bir doğal alan. Bu geniş denizel ekosistemin sağlıklı biçimde işlemesi, tüm kıyıdaş devletlerin işbirliği yapmasıyla doğrudan ilgili. Günümüzde bu işbirliği ihtiyacı her geçen gün daha fazla hissediliyor. Çünkü Akdeniz’deki dengeler bozuluyor ve Akdeniz çevresinde yaşayanlar için de hayat kalitesi düşüyor. İklim değişikliği sonucu su sıcaklığının artışı, nüfus yoğunluğu, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve çevresel kirlilik nedeniyle Akdeniz’de büyük bir çöküşe doğru sürükleniyoruz.

Akdeniz, dünyadaki okyanusların yüzölçümünün %0.7’sine karşılık geliyor olmasına rağmen dünya fauna çeşitliliğinin %8’ine, flora çeşitliliğinin %18’ine, endemik çeşitliliğin ise %28’ine ev sahipliği yapıyor. Bu büyük zenginlik günümüzde iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında. Zira doğal bir başat avcı olmaksızın Akdeniz’de bazı türler azalırken mavi yengeç, aslan balığı gibi istilacı türler artıyor. Deniz taşımacılığı, avcılık, açık deniz sondajları, yıkıcı turizm, kıyı şeridinin ve deniz yatağının yapaylaştırılması, kıyılarda atık yönetimi yetersizlikleri ile telürik kirlilik ve plastik kirliliği gibi nedenler, Akdeniz’de biyolojik çeşitliliği azaltıyor. Öyle ki türlerin %40’ı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. 2023 yılında Akdeniz’de 500 milyon turisti ağırlama hedefi, maalesef optimist olmamıza pek de imkan vermiyor.

Günümüzde Akdeniz’deki deniz koruma alanları, tüm Akdeniz’in yalnızca %8’ine karşılık geliyor. İnsan faaliyetinin asgariye indirildiği alan oranı ise %0,04. Barselona Sözleşmesi çerçevesinde 21 kıyıdaş devlet, 2030 yılına kadar tüm Akdeniz’in, %10’u yüksek koruma olmak üzere en az %30’unun koruma altına alınması konusunda anlaştılar. Ancak doğru yönetişim araçlarının hızlı biçimde harekete geçirilememesinden ötürü deniz koruma alanlarında maalesef halen yüksek koruma sağlanamıyor.

Türkiye, olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yaparken aynı zamanda iklim değişikliğinden olumsuz etkileniyor. Pozidonya bitkisinin yeniden yerleştirilmesi, yasadışı balıkçılıkla mücadele ve ekolojik turizmin teşvik edilmesi gibi yerel girişimlerin hayata geçirilmesi bu bağlamda önem taşıyor. Ancak yerel ölçeğin ötesinde küresel bir sorun olan deniz suyu sıcaklığının artmasının yaratacağı sonuçlara nasıl uyum sağlanacak?

Artık biliyoruz ki insan faaliyetlerine bağlı nedenlerle iklim değişiyor ve küresel sıcaklıklar yükseliyor. Öyle ki Akdeniz’in dünyanın kalanından %20 oranda daha hızlı ısındığı belirtiliyor. Geri dönülemez noktaya gelmeden önce belki de iklim şüpheci yaklaşımı sorgulamaktan önce Akdeniz’deki ekosistemleri ve biyoçeşitliliği korumak üzere iklim duyarsızlığına karşı harekete geçmeliyiz.

Program:

2 Nisan: Franck Courchamp (Tevfik Fikret Lisesi, Ankara)

2 Nisan: Franck Courchamp (ODTÜ, Ankara)

6 Mayıs:  François Gemenne & Selcan Serdaroğlu (Institut français Istanbul)

7 Mayıs:  François Gemenne (Institut français Ankara)

9 Mayıs:  Gilles Boeuf (Galatasaray Lisesi, Istanbul)

9 Mayıs saat 19.00 :  Gilles Boeuf & Levent Kurnaz (Institut français Istanbul)

9 Mayıs:  Gilles Boeuf (Pierre Loti Lisesi, Tarabya, Istanbul)

10 Mayıs:  Gilles Boeuf & Zafer Kızılkaya (Izmir Ticaret Odası)

6 Haziran:  Antoine Aiello & Frédérique Chlous & Madeleine Cancemi (Bodrum)

Edouard Bard

Nisan – Kasım 2024
Ankara, İstanbul, İzmir, Bodrum

Institut français Türkiye sizlere, ekoloji ve çevre korunması alanlarında çalışan (üniversiteler, STKlar, araştırma merkezleri, belediyeler ve ulusal park ve koruma alanları) bilim insanları ve STK temsilcilerinin katılacağı “Akdeniz, Baskı Altında Bir Deniz” adı altında bir seri konferans / fikir tartışması , atölye ve sergi etkinlikleri sunuyor.

Bunun bir parçası olarak, multidisipliner bir bakış açısıyla üç ana tema etrafında tartışmalar düzenleyeceğiz: kıyı bölgesi yönetişimi, iklim sorunları ve biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekolojik çöküşün sosyal sonuçları.

Tartışmalara ek olarak, Posidonia plantasyonunu yaygınlaştırma faaliyetleri, deniz biyoçeşitliliğine odaklanan atölye çalışmaları ve farkındalık yaratma etkinlikleri, deneyim paylaşımı faaliyetleri ve sanatın dönüştürücü gücünü Akdeniz’deki biyoçeşitlilik kaybıyla birleştiren eğitim programları gibi sosyal ve çevresel bir etkinin yaratılmasına ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacak çok bileşenli, çok aktörlü bir proje öngörüyoruz.

Bu projenin amacı, 2025’te Nice’te yapılacak Birleşmiş Milletler Okyanus Zirvesi ve 2026’daki “Akdeniz sezonu” öncesinde deniz biyoçeşitliliği konusunda farkındalık yaratmaktır.

Akdeniz, 21 ülkenin kıyıdaş olduğu eşsiz bir doğal alan. Bu geniş denizel ekosistemin sağlıklı biçimde işlemesi, tüm kıyıdaş devletlerin işbirliği yapmasıyla doğrudan ilgili. Günümüzde bu işbirliği ihtiyacı her geçen gün daha fazla hissediliyor. Çünkü Akdeniz’deki dengeler bozuluyor ve Akdeniz çevresinde yaşayanlar için de hayat kalitesi düşüyor. İklim değişikliği sonucu su sıcaklığının artışı, nüfus yoğunluğu, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve çevresel kirlilik nedeniyle Akdeniz’de büyük bir çöküşe doğru sürükleniyoruz.

Akdeniz, dünyadaki okyanusların yüzölçümünün %0.7’sine karşılık geliyor olmasına rağmen dünya fauna çeşitliliğinin %8’ine, flora çeşitliliğinin %18’ine, endemik çeşitliliğin ise %28’ine ev sahipliği yapıyor. Bu büyük zenginlik günümüzde iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında. Zira doğal bir başat avcı olmaksızın Akdeniz’de bazı türler azalırken mavi yengeç, aslan balığı gibi istilacı türler artıyor. Deniz taşımacılığı, avcılık, açık deniz sondajları, yıkıcı turizm, kıyı şeridinin ve deniz yatağının yapaylaştırılması, kıyılarda atık yönetimi yetersizlikleri ile telürik kirlilik ve plastik kirliliği gibi nedenler, Akdeniz’de biyolojik çeşitliliği azaltıyor. Öyle ki türlerin %40’ı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. 2023 yılında Akdeniz’de 500 milyon turisti ağırlama hedefi, maalesef optimist olmamıza pek de imkan vermiyor.

Günümüzde Akdeniz’deki deniz koruma alanları, tüm Akdeniz’in yalnızca %8’ine karşılık geliyor. İnsan faaliyetinin asgariye indirildiği alan oranı ise %0,04. Barselona Sözleşmesi çerçevesinde 21 kıyıdaş devlet, 2030 yılına kadar tüm Akdeniz’in, %10’u yüksek koruma olmak üzere en az %30’unun koruma altına alınması konusunda anlaştılar. Ancak doğru yönetişim araçlarının hızlı biçimde harekete geçirilememesinden ötürü deniz koruma alanlarında maalesef halen yüksek koruma sağlanamıyor.

Türkiye, olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yaparken aynı zamanda iklim değişikliğinden olumsuz etkileniyor. Pozidonya bitkisinin yeniden yerleştirilmesi, yasadışı balıkçılıkla mücadele ve ekolojik turizmin teşvik edilmesi gibi yerel girişimlerin hayata geçirilmesi bu bağlamda önem taşıyor. Ancak yerel ölçeğin ötesinde küresel bir sorun olan deniz suyu sıcaklığının artmasının yaratacağı sonuçlara nasıl uyum sağlanacak?

Artık biliyoruz ki insan faaliyetlerine bağlı nedenlerle iklim değişiyor ve küresel sıcaklıklar yükseliyor. Öyle ki Akdeniz’in dünyanın kalanından %20 oranda daha hızlı ısındığı belirtiliyor. Geri dönülemez noktaya gelmeden önce belki de iklim şüpheci yaklaşımı sorgulamaktan önce Akdeniz’deki ekosistemleri ve biyoçeşitliliği korumak üzere iklim duyarsızlığına karşı harekete geçmeliyiz.

Program:

2 Nisan: Franck Courchamp (Tevfik Fikret Lisesi, Ankara)

2 Nisan 14.00: Franck Courchamp (ODTÜ, Ankara)

6 Mayıs:  François Gemenne & Selcan Serdaroğlu (Institut français Istanbul)

7 Mayıs:  François Gemenne (Institut français Ankara)

9 Mayıs:  Gilles Boeuf (Galatasaray Lisesi, Istanbul)

9 Mayıs saat 19.00 :  Gilles Boeuf & Levent Kurnaz (Institut français Istanbul)

9 Mayıs:  Gilles Boeuf (Pierre Loti Lisesi, Tarabya, Istanbul)

10 Mayıs:  Gilles Boeuf & Zafer Kızılkaya (Izmir Ticaret Odası)

6 Haziran:  Antoine Aiello & Frédérique Chlous & Madeleine Cancemi (Bodrum)

4 Kasım: Edouard Bard (Ankara)

5 Kasım: Edouard Bard (Istanbul)

Grafik tasarım: Ka Atölye

 

 

 

SÖYLEŞİ – LAURE ADLER & SİBEL ASNA
15 Mart Cuma saat 19:30
Institut français gösteri salonunda

Kadınlar ve… yaşın deneyimi. Yaratıcı sürecin ve kamusal ifadenin önünde bir engel olarak yaş… Fransız radyosunun önemli isimlerinden, yazar, gazeteci ve feminist Laure Adler, iletişim uzmanı, Hrant Dink Vakfı yönetim kurulu üyesi ve Türk sivil toplumunda çok aktif bir kişilik olan Sibel Asna ile bu sorular etrafında tartışmak üzere bir araya geliyorlar.

Moderatör: Delphine Minoui

Etkinlik Fransızca gerçekleşecektir, Türkçe tercüme yapılacaktır.

Kayıt zorunludur.

 

ATÖLYE – FELSEFE VE EDEBİYAT 
GÜNDELİK YAŞAM
07/03 Perşembe saat 19:00’da
IF Café

Fikirler Gecesi ile birlikte başlayan Felsefe ve edebiyat atölyesi Mart-Haziran ayları boyunca her ayın ilk perşembesi IF Café’de düzenleniyor. “Gündelik yaşam” temasını ele alacak atölyelerde sanatın, edebiyatın, sinemanın …

Organizasyon ve moderasyon: Alper Bakım&Pascal Roure

Kayıt zorunludur.

21 – 29 Mart 2024
Büyülü Fener sineması, Kızılay

Bilet satışı için tıklayın veya BF sinema gişelerinde

Ankara Frankofon Film Festivali programı

Frankofon Film Festivali, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştireceği olağanüstü sinema kutlaması için programını açıkladı.

Film seçkisi :
Ashkal, l’enquête de Tunis, 2023, Youssef Chebbi
Divertimento, 2023, Marie-Castille Mention-Schaar
Chien de la casse, 2023, Jean-Baptiste Durand
Falcon Lake, 2022, Charlotte Le Bon
Les filles d’Olfa, 2023, Kaouther Ben Hania
Courts métrages, 2023, İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali seçkisi
Laisser-moi, 2023, Maxime Rappaz
La Fiancée du Poète, 2023, Yolande Moreau -> dikkat, bu film sadece İngilizce altyazılı olacak
Jules au pays d’Asha, 2023, Sophie Farkas Bolla
Respire, 2023, Onur Karaman
Le petit Nicolas – Qu’est-ce qu’on attend pour être heureux?, 2022, Amandine Fredon ve Benjamin Massoubre
Doppelgänger. Sobowtór, 2023, Jan Holoubek
Pacifiction, tourments sur les îles, 2023, Albert Serra

Frankofon Film Festivali, uzun zamandır beklenen ve Fransızca sinemanın en iyi örneklerinin gösterileceği unutulmaz bir edisyon için geri döndüğünü duyurmaktan mutluluk duyuyor. Sinemaseverler, 21 Mart’tan Nisan sonuna kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerde, yakın tarihli ve çoğu gösterime girmemiş filmlerden oluşan geniş bir seçkiyi keşfetme fırsatı bulacak.

Bu yılki ev sahibi şehirler arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin yer alıyor. Bu destinasyonların her biri Fransızca filmlerin ritmiyle titreşecek ve izleyicileri Fransızca konuşulan dünyanın sinemasının zenginliği ve çeşitliliğine davet edecek.

İsviçre, Belçika, Kanada, Lüksemburg ve Polonya Büyükelçilikleri ile ortaklaşa düzenlenen Frankofon Film Festivali, Uluslararası Frankofoni Örgütü’ne üye veya gözlemci olan Fransızca konuşulan ülkelerin kültürlerini ve Fransızcayı tanıtmayı taahhüt etmektedir. Bu ortaklıklar, sanatın ve kültürel çeşitliliğin desteklenmesinde uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.

Frankofon Film Festivali yaratıcılığın, sanatsal ifadenin ve kültürlerarası diyaloğun bir kutlamasıdır. Bu yıl, sinemaseverler Frankofon Dünyanın sinemasal başyapıtlarını, etkileyici belgeselleri ve yenilikçi bağımsız filmleri keşfetme fırsatı bulacaklar.

2024 için yenilikler neler?

  • Daha fazla film (12 uzun ve 4 kısa metraj) ve temsil edilen ülke (10 ülke).
  • Festival turu için çok sayıda ek şehir: Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin.
  • İstanbul’da Institut français ile birlikte Beyoğlu sinemasında paralel bir program.
  • Hacı Bayram Veli Üniversitesi ile ortaklaşa üretilen bir iletişim
  • Gençleri sinemayla tanıştırmak için okul gruplarına yönelik gösterimler
  • İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği

Bu yılki festival için, on şehirdeki kültür merkezleri de dahil olmak üzere bir dizi Türk ortak, filmlerin gösterilmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Etkinlik, tüm iletişimin sağlanması için Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve kısa filmlerin programlanması için de İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği yaptı.

Institut français Türkiye’nin Görsel-işitsel Ataşesi ve etkinlik sorumlusu Florent Signifredi, çok geniş bir izleyici kitlesine hitap edecek benzersiz, güçlü ve çok çeşitli filmlerden oluşan bu harika programdan çok memnun oldugunu ifade ederek “Bu yılki programda Ashkal (Cinemed’de Antigone d’or & Fespaco’da Etalon d’or), Les filles d’Olfa (Oscar’a aday gösterildi), Chien de la casse (Fransa’da birçok ödül kazandı) ve Pacifiction (Césars’ta iki ödül kazandı) gibi birçoğu daha önce Türkiye’de gösterilmemiş ödüllü filmler yer alıyor. Programın ötesinde, festival her şeyden önce Fransızca konuşulan dünyayı paylaşmak için keyifli bir fırsat!” diye konuştu.

Başlıca tarihler:
– İstanbul (Institut français): 21-30 Mart 2024 tarihleri arasında
– Ankara (Büyülü Fener, Kızılay): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında
– İzmir (Institut français): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında

İster bir film tutkunu olun, ister sadece yeni sinema ufuklarını keşfetmeye meraklı olun, Frankofon Film Festivali herkes için sürükleyici ve zenginleştirici bir deneyim vaat ediyor.

Afiş tasarımı: Selin Nimet Aydın, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Ankara

Festivalin sizin şehrinizdeki programı

Bursa – Nilüfer Belediyesi Konak Kültürevi – Nisan
Adana – 100. Yıl Sanat Merkezi (Çırçır Sanat Merkezi) – 22-23-24 Mart
Diyarbakır – Mordem Sanat Merkezi – 12-13-14 Nisan
Gaziantep – Kırkayak Sanat Merkezi Gösterim Salonu-TAŞEV – Nisan
Lüleburgaz – Sinema Topluluğu – Mart

Tarihleri belirli olmayan sehirler :

Çanakkale – MAHAL
Eskişehir – OMM – Odunpazarı Modern Müze
Mersin – Mersin Sinema Ofisi

21 – 30 Mart 2024
Institut français İstanbul

22 – 24 Mart 2024
Beyoğlu Sineması

Program için tıklayın

Frankofon Film Festivali, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştireceği olağanüstü sinema kutlaması için programını açıkladı.

Film seçkisi :
Ashkal, l’enquête de Tunis, 2023, Youssef Chebbi
Divertimento, 2023, Marie-Castille Mention-Schaar
Chien de la casse, 2023, Jean-Baptiste Durand
Falcon Lake, 2022, Charlotte Le Bon
Les filles d’Olfa, 2023, Kaouther Ben Hania
Courts métrages, 2023, İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali seçkisi
Laisser-moi, 2023, Maxime Rappaz
La Fiancée du Poète, 2023, Yolande Moreau
Jules au pays d’Asha, 2023, Sophie Farkas Bolla
Respire, 2023, Onur Karaman
Le petit Nicolas – Qu’est-ce qu’on attend pour être heureux?, 2022, Amandine Fredon ve Benjamin Massoubre
Doppelgänger. Sobowtór, 2023, Jan Holoubek
Pacifiction, tourments sur les îles, 2023, Albert Serra

Frankofon Film Festivali, uzun zamandır beklenen ve Fransızca sinemanın en iyi örneklerinin gösterileceği unutulmaz bir edisyon için geri döndüğünü duyurmaktan mutluluk duyuyor. Sinemaseverler, 21 Mart’tan Nisan sonuna kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerde, yakın tarihli ve çoğu gösterime girmemiş filmlerden oluşan geniş bir seçkiyi keşfetme fırsatı bulacak.

Bu yılki ev sahibi şehirler arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin yer alıyor. Bu destinasyonların her biri Fransızca filmlerin ritmiyle titreşecek ve izleyicileri Fransızca konuşulan dünyanın sinemasının zenginliği ve çeşitliliğine davet edecek.

İsviçre, Belçika, Kanada, Lüksemburg ve Polonya Büyükelçilikleri ile ortaklaşa düzenlenen Frankofon Film Festivali, Uluslararası Frankofoni Örgütü’ne üye veya gözlemci olan Fransızca konuşulan ülkelerin kültürlerini ve Fransızcayı tanıtmayı taahhüt etmektedir. Bu ortaklıklar, sanatın ve kültürel çeşitliliğin desteklenmesinde uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.

Frankofon Film Festivali yaratıcılığın, sanatsal ifadenin ve kültürlerarası diyaloğun bir kutlamasıdır. Bu yıl, sinemaseverler Frankofon Dünyanın sinemasal başyapıtlarını, etkileyici belgeselleri ve yenilikçi bağımsız filmleri keşfetme fırsatı bulacaklar.

2024 için yenilikler neler?

  • Daha fazla film (12 uzun ve 4 kısa metraj) ve temsil edilen ülke (10 ülke).
  • Festival turu için çok sayıda ek şehir: Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin.
  • İstanbul’da Institut français ile birlikte Beyoğlu sinemasında paralel bir program.
  • Hacı Bayram Veli Üniversitesi ile ortaklaşa üretilen bir iletişim
  • Gençleri sinemayla tanıştırmak için okul gruplarına yönelik gösterimler
  • İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği

Bu yılki festival için, on şehirdeki kültür merkezleri de dahil olmak üzere bir dizi Türk ortak, filmlerin gösterilmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Etkinlik, tüm iletişimin sağlanması için Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve kısa filmlerin programlanması için de İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği yaptı.

Institut français Türkiye’nin Görsel-işitsel Ataşesi ve etkinlik sorumlusu Florent Signifredi, çok geniş bir izleyici kitlesine hitap edecek benzersiz, güçlü ve çok çeşitli filmlerden oluşan bu harika programdan çok memnun oldugunu ifade ederek “Bu yılki programda Ashkal (Cinemed’de Antigone d’or & Fespaco’da Etalon d’or), Les filles d’Olfa (Oscar’a aday gösterildi), Chien de la casse (Fransa’da birçok ödül kazandı) ve Pacifiction (Césars’ta iki ödül kazandı) gibi birçoğu daha önce Türkiye’de gösterilmemiş ödüllü filmler yer alıyor. Programın ötesinde, festival her şeyden önce Fransızca konuşulan dünyayı paylaşmak için keyifli bir fırsat!” diye konuştu.

Başlıca tarihler:
– İstanbul (Institut français): 21-30 Mart 2024 tarihleri arasında
– Ankara (Büyülü Fener, Kızılay): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında
– İzmir (Institut français): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında

İster bir film tutkunu olun, ister sadece yeni sinema ufuklarını keşfetmeye meraklı olun, Frankofon Film Festivali herkes için sürükleyici ve zenginleştirici bir deneyim vaat ediyor.

Afiş tasarımı: Selin Nimet Aydın, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Ankara

Festivalin sizin şehrinizdeki programını Kültür başlığı altında öğrenin!

Institut français gösterimleri için biletleri seanstan 30 dakika önce Institut français’den satın alabilirsiniz.

Tam bilet: 30 TL, indirimli bilet: 20 TL

Institut français gösterimleri için sinema&kütüphane kartı ile giriş ücretsizdir.

21-29 Mart 2024
Institut français İzmir’de

İzmir programı için tıklayın

Frankofon Film Festivali, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştireceği olağanüstü sinema kutlaması için programını açıkladı.

Film seçkisi :
Ashkal, l’enquête de Tunis, 2023, Youssef Chebbi
Divertimento, 2023, Marie-Castille Mention-Schaar
Chien de la casse, 2023, Jean-Baptiste Durand
Falcon Lake, 2022, Charlotte Le Bon
Les filles d’Olfa, 2023, Kaouther Ben Hania
Courts métrages, 2023, İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali seçkisi
Laisser-moi, 2023, Maxime Rappaz
La Fiancée du Poète, 2023, Yolande Moreau
Jules au pays d’Asha, 2023, Sophie Farkas Bolla
Respire, 2023, Onur Karaman
Le petit Nicolas – Qu’est-ce qu’on attend pour être heureux?, 2022, Amandine Fredon ve Benjamin Massoubre
Doppelgänger. Sobowtór, 2023, Jan Holoubek
Pacifiction, tourments sur les îles, 2023, Albert Serra

Frankofon Film Festivali, uzun zamandır beklenen ve Fransızca sinemanın en iyi örneklerinin gösterileceği unutulmaz bir edisyon için geri döndüğünü duyurmaktan mutluluk duyuyor. Sinemaseverler, 21 Mart’tan Nisan sonuna kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerde, yakın tarihli ve çoğu gösterime girmemiş filmlerden oluşan geniş bir seçkiyi keşfetme fırsatı bulacak.

Bu yılki ev sahibi şehirler arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin yer alıyor. Bu destinasyonların her biri Fransızca filmlerin ritmiyle titreşecek ve izleyicileri Fransızca konuşulan dünyanın sinemasının zenginliği ve çeşitliliğine davet edecek.

İsviçre, Belçika, Kanada, Lüksemburg ve Polonya Büyükelçilikleri ile ortaklaşa düzenlenen Frankofon Film Festivali, Uluslararası Frankofoni Örgütü’ne üye veya gözlemci olan Fransızca konuşulan ülkelerin kültürlerini ve Fransızcayı tanıtmayı taahhüt etmektedir. Bu ortaklıklar, sanatın ve kültürel çeşitliliğin desteklenmesinde uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.

Frankofon Film Festivali yaratıcılığın, sanatsal ifadenin ve kültürlerarası diyaloğun bir kutlamasıdır. Bu yıl, sinemaseverler Frankofon Dünyanın sinemasal başyapıtlarını, etkileyici belgeselleri ve yenilikçi bağımsız filmleri keşfetme fırsatı bulacaklar.

2024 için yenilikler neler?

  • Daha fazla film (12 uzun ve 4 kısa metraj) ve temsil edilen ülke (10 ülke).
  • Festival turu için çok sayıda ek şehir: Adana, Ayvalık, Diyarbakır, Gaziantep, Çanakkale, Lüleburgaz, Eskişehir ve Mersin.
  • İstanbul’da Institut français ile birlikte Beyoğlu sinemasında paralel bir program.
  • Hacı Bayram Veli Üniversitesi ile ortaklaşa üretilen bir iletişim
  • Gençleri sinemayla tanıştırmak için okul gruplarına yönelik gösterimler
  • İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği

Bu yılki festival için, on şehirdeki kültür merkezleri de dahil olmak üzere bir dizi Türk ortak, filmlerin gösterilmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Etkinlik, tüm iletişimin sağlanması için Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve kısa filmlerin programlanması için de İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali ile işbirliği yaptı.

Institut français Türkiye’nin Görsel-işitsel Ataşesi ve etkinlik sorumlusu Florent Signifredi, çok geniş bir izleyici kitlesine hitap edecek benzersiz, güçlü ve çok çeşitli filmlerden oluşan bu harika programdan çok memnun oldugunu ifade ederek “Bu yılki programda Ashkal (Cinemed’de Antigone d’or & Fespaco’da Etalon d’or), Les filles d’Olfa (Oscar’a aday gösterildi), Chien de la casse (Fransa’da birçok ödül kazandı) ve Pacifiction (Césars’ta iki ödül kazandı) gibi birçoğu daha önce Türkiye’de gösterilmemiş ödüllü filmler yer alıyor. Programın ötesinde, festival her şeyden önce Fransızca konuşulan dünyayı paylaşmak için keyifli bir fırsat!” diye konuştu.

Başlıca tarihler:
– İstanbul (Institut français): 21-30 Mart 2024 tarihleri arasında
– Ankara (Büyülü Fener, Kızılay): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında
– İzmir (Institut français): 21-29 Mart 2024 tarihleri arasında

İster bir film tutkunu olun, ister sadece yeni sinema ufuklarını keşfetmeye meraklı olun, Frankofon Film Festivali herkes için sürükleyici ve zenginleştirici bir deneyim vaat ediyor.

Afiş tasarımı: Selin Nimet Aydın, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Ankara

Festivalin sizin şehrinizdeki programını Kültür başlığı altında öğrenin!

 

05/03 Salı, saat 19.00’da
Institut français İzmir

İzmir Fransız Kültür Merkezi tarafından hazırlanan Sinema Kulübü, en güncel Fransız filmlerinden oluşan seçkiyle geri dönüyor. Bu Salı, IfT İzmir sinema salonunda yerinizi alın ve dokunaklı dramlardan hafif komediye kadar geniş bir yelpazede uzanan film seçkisini keşfedin.

Yönetmen: Rebecca Zlotowski
Başroller: Virginie Efira, Roschdy Zem, Chiara Mastroianni
2022/Fransa/103′
Türkçe Altyazılı

Hikaye
Başkalarının çocuklarını sevmek risklidir. 40 yaşındaki Rachel’ın çocuğu yoktur. Çalıştığı lisedeki öğrencileri, arkadaşları, eski sevgilisi ve gitar dersleriyle dolu hayatından memnundur. Ali’ye âşık olduğunda, onun dört yaşındaki kızı Leila’ya da bağlanacaktır. Leila’yı yatağına yatırır, onunla ilgilenir, onu tıpkı kendi çocuğu gibi sevmeye başlar. Rebecca Zlotowski, prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan beşinci filmi için, “Kendi anne olmayan bir üvey anne. Maalesef erkeklerin iktidarsızlığı kadar sıradan olan bu durum, yine de anlatmaya değer bir hikâyenin başlangıç noktası oldu. Bu aşk mektubunu çekerken, çocuğu olmayan kadınlarla dayanışma içinde olduğumu hissettim,” diyor. Zlotowski’nin beklenmedik hamileliği sürerken çektiği bu özlem ve aidiyet hikâyesi, son derece kişisel, samimi ve fazlasıyla dokunaklı.

Biletler Fransız Kültür Merkezi’nde satışta. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.

TİYATRO – GOMIDAS
19 Mart Salı saat 20:00’de
Institut français gösteri salonunda

Tiyatroseverlerin dikkatine! 19 Mart Salı akşamı saat 20:00’de Ahmet Sami Özbudak’ın yazıp yönettiği ve Fehmi Karaaslan’ın oynadığı GOMIDAS oyunu için sizi Institut français’ye bekliyoruz!

Gösterim Fransızca gerçekleşecektir.

Biletler Mobilet‘te satışta !

+11 yaş, tek perde 90 dakika

“Şarkıları dinlerken hikayeleri gördüm, her hikayede beni buldum. Kendimin okulu oldum duyduğum her ezgide. Her ağacın bir adı varmış, her insanın bir şarkısı.”

Gomidas Vartabed, Osmanlı döneminde Kütahya’da dünyaya gelmiş, yolu Eçmiyadzin, İstanbul, Berlin ve Paris’e düşmüş; Ermeni, Anadolu ve dünya kültürüne derin izler bırakmış, müzikolog, besteci ve koro şefi bir rahip. Hem Anadolu’yu hem “Müzik Kutusu” dediği Ermenistan’ı çok iyi tanıyan, ilhamını bu topraklardan alan, “sesinin duyulduğu her yer deniz kıyısı olan” bu özel sesin, Gomidas’ın yolculuğu birçok trajik hikâyeyle şekilleniyor.

1915’te Ermeni aydınlarla birlikte İstanbul’dan sürülüşünün ardından hayatının son 18 yılını sessizliğe gömülerek geçirdiği akıl hastanesinde, yakın arkadaşının ona miras bıraktığı hayalî koyunun peşinden seslenerek kendi hayat hikâyesinde sıra dışı bir yolculuğa çıkartıyor seyirciyi. Hikâyeyi Gomidas’ın ağzından dinlerken 40 kişilik topluluğuyla Lusavoriç Korosu karaktere eşlik ediyor.

GOMİDAS
Yazan-Yöneten: Ahmet Sami Özbudak
Süpervizör-Yapımcı: Ersin Umut Güler
Oynayan: Fehmi Karaarslan

Müzik: Gomidas Vartabed
Müzik Direktörü ve Koro Şefi: Hagop Mamigonyan
Topluluk: Lusavoriç Korosu
Hareket Tasarımı: Selçuk Göldere
Dekor Tasarımı: Cihan Aşar
Kostüm Tasarımı: Özlem Kaya
Işık Tasarımı: Yasin Gültepe
Türkçe’den Fransızca’ya Çeviren: Serra Yılmaz, Yiğit Bener
Türkçe’den İngilizce’ye Çeviren: Ayla Jean Yackley
Prodüksiyon Sorumlusu: Mahir Yıldız
Yönetmen Yardımcısı: Duygu Pelit
Karakter Dramaturjisi: Sonya Dicle Çetin
Asistanlar: Emre Can Sancar, Özlem Yılmaz
Afiş Resmi: Panos Terlemezyan
Afiş Tasarımı: Uğurcan Ataoğlu, Talip Özer
Afiş Fotoğrafı: Serdar Tanyeli
Retouch: Adem Başaran, P Blok
Oyun Fotoğrafları: Orhan Cem Çetin-Saygın Serdaroğlu
Görsel Kayıtlar: Ersin Umut Güler, Gürcan Öztürk, Orhan Cem Çetin, Saygın Serdaroğlu, Ulaş Beşoklar

 

 

26 Şubat-2 Mart 2024
Institut français İzmir Sinema Salonu

Institut français İzmir, bu yıl 7. kez gerçekleştirilen Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’ni 26 Şubat-2 Mart 2024 tarihleri arasında ağırlıyor.

Program : www.kadinyonetmenlerfestivali.com.tr
Gösterimler ücretsizdir.

 

8 Mart 2024 Cuma saat 18.30’da
IF İzmir
Ferda Fidan ile.

8 Mart dünya kadınlar günü ve bu yıl teması « zarafet » olan Şairler Baharı vesilesiyle,
İzmir Fransız Kültür Merkezi Kütüphanesi sizleri 8 mart Cuma günü saat 18:30da edebiyatçı ve çevirmen Ferda Fidan ile bir söyleşiye davet ediyor. 2023’te 100. ölüm yıldönümünü andığımız Fransız yazar Pierre Loti’nin ünlü eserini ele alacağımız söyleşinin konusu « Aziyade’de Kadın İmgesi » olacak.

Ferda Fidan’ın konuşması, Loti’nin Aziyadé karakteri üzerinden Türk kadınına bakışına odaklanacak: Oryantalist klişelerden yoksun olmasa da oldukça özgün bir vizyon.

Söyleşi Türkçe gerçekleşecektir.

Ferda Fidan 

Politik Çalışmalar Enstitüsü ve Grenoble Üniversitesi’nde eğitim gördü
Grenoble Temyiz Mahkemesi için mütercim-tercüman (1988-1992)
1992 yılından beri Académie de Versailles’da Modern Edebiyat öğretmeni.
Edebiyat çevirmeni (Türkçe/Fransızca).

Çeviriler:

Les trois sentinelles, Aziz Nesin, Le Monde du 20 février 1984.
Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, UNESCO, 1989.
L’Hôtel de la Mère Patrie, Yusuf Atılgan, Solin, 1992.
L’Atlas des continents brumeux, Ihsan Oktay Anar, Actes Sud, 2001.
Amer Savoir, Enis Batur, Actes Sud, 2002.
Traité de mécanique, Ihsan Oktay Anar, Actes Sud, 2004.
La Pomme, Enis Batur, Actes Sud, 2004.
Mani est vivant, Özdemir Ince, Éd. Al Manar, 2006 (Prix de poésie Max Jacob).
Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Éd. Turquoise, 2008.
D’Autres chemins, Enis Batur, Actes Sud, 2008.
Je me prends pour une sorte d’oiseau, Enis Batur, Libération du 10 mai 2008
Le Tyran et le Poète, Özdemir Ince, Le Temps des cerises, 2009.
Istanbul était un conte, Mario Levi, Éd. Sabine Wespieser, 2011.
Encyclopédie personnelle, Enis Batur, Actes Sud, 2011
Histoire de la littérature turque du XIXe siècle, A. H. Tanpınar, Actes Sud/Sindbad, 2012
Le Sultan de Byzance, Selçuk Altun, Galaade, 2013
Le Renard, Enis Batur, in Écrivains de Turquie, Galaade, 2013
Nuit d’absinthe, Ayfer Tunç, Galaade, 2013
L’homme désœuvré, Yusuf Atılgan, Actes Sud, 2014
Une Enfance turque, Bleu autour, 2016
À quoi bon la révolution si je ne peux danser, Ece Temelkuran, JC Lattès, 2016
Les Gilets de sauvetage, Özdemir Ince, L’Harmattan, 2020
Trois chambres, une caserne, Şule Türker, L’Harmattan, 2021
Un rire d’opéra suivi des Cinquante moèmes primeur pour la jeunesse, Özdemir Ince, L’Harmattan, 2022
Vie et poésie, Metin Cengiz, L’Harmattan, 2023

 

5 Mart 2024 Salı günü saat 18.00’de
Institut français İzmir kütüphanesinde

2024 yılı teması “Zarafet” olan Şairler Baharı kapsamında İzmir Fransız Kültür Merkezi Kütüphanesi sizleri edebiyatçı-çevirmen Ferda Fidan ve oyuncu-şair Benoit Vitse ile şairane bir söyleşiye davet ediyor. Konuklarımız Nazım Hikmet’in şiirleri hakkında sohbet edecek ve bazılarını bizler için okuyacaklar.

Söyleşi Fransızca gerçekleşecektir.

 

 

Institut français Izmir, Şairler Baharı ve Frankofoni Baharı 2024 kapsamında, şair Nazım Hikmet’in metinlerinin okunması üzerine Benoît Vitse tarafından yaratılıp gerçekleştirilen bir tiyatro oyunu sunuyor.

“ Projenin başlangıcı, iki yıl önce Institut français İzmir’den gelen bir davet ile başladı. Daha sonra eserlerini okuduğumuz Türk şairleriyle bir akşamda Nazım Hikmet’in şiirinin gücünü ve güncelliğini keşfettim. Fransa’ya döndüğümde Hikmet’in başka metinlerini de bulmaya ve bu gösteriyle yazılarının sahnedeki gücünü yeniden kazanmaya odaklandım.

Nazım Hikmet’in farklı metinlerinden, hapishanede yazdığı şiirlerden siyasi metinlere ve otobiyografik anılara kadar Benoit Vitse’nin okumaları, Türk şairine saygı duruşunda bulunuyor ve eserlerinin ne kadar her zamanki gibi canlı ve güncel olduğunu gösteriyor.

Oyuna eşlik eden müzikler başta Umut Adam Seytanin olmak üzere Türk müzisyenlerin ve Yayla kemanlarının eserleridir.

  • 6 Mart Çarşamba, 19.00
  • İzmir Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonu
  • Giriş ücretsiz, kayıt zorunludur. Kayıt için tıklayın.
  • Oyun dili sadece Fransızca
  • Süre: 1 saat

Benoît Vitse

Komedyen olan Benoît Vitse, ardından on beş yıl boyunca Oise’deki Guillaume Cale Company’nin yönetmenliğini ve müdürlüğünü yaptı. Avignon ve Strazburg Festivallerinde ödüller kazandı. 1996’dan itibaren Romanya’daki Iasi Fransız Kültür Merkezi’nin direktörlüğünü, ardından Ukrayna’daki Kiev Institut français’nin direktörlüğünü yaptı ve 2002’de Romanya’daki Ateneu Avrupa Yaratılış Merkezi’nin müdürlüğünü yaptı. Daha sonra 2018 yılına kadar Hermes’teki Cassini Topluluğunu yönetti.

Çeşitli eserlerin yazarı: 2022’de Autobiographie autorisée d’un gaucho picard, 2021’de Les Lettres du Moldave ve Les Batailles impudiques.

2021’de Moldovalı yazar Dumitru Crudu’nun Moi j’ai tué Hitler çevirmeni.

Nâzim Hikmet (1902-1963)

Nâzım Hikmet, çocukluğunda, yüksek rütbeli bir Osmanlı memuru olan dedesi Paşa’nın ve Fransız kültürüne meraklı bir sanatçı olan annesi Djélilé’nin şiirlerine hayran kalmıştı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesine isyan eden, Türk köylüsünün bağımsızlık mücadelesinden coşan ve Ekim Devrimi heyecanına kapılan Nazim, 1922’de Moskova’ya gittiğinde henüz yirmi yaşındaydı.Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1924’te Türkiye’ye döndü, ancak artık “kızıl/Komünist” olduğu için zulüm mağduru olarak 1926’da Moskova’ya döndü ve çok sayıda geldi ve döndü. Her şeyi tutkuyla, özgürlüğü, ülkesini, halkını ve kadınlarını sevdiği için komünist, Türk avangardının sürgündeki dehası olur. Türkiye’ye döndüğünde, 1936 yılında bir isyanın methiyesi olan Şeyh Bedrettin Destanı’nı (bir köylünün Osmanlı İmparatorluğu güçlerine karşı mücadelesini) yayınladığı için, 1938 yılında yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yoldaşları Jean-Paul Sartre, Pablo Picasso ve Paul Robeson’un Paris’te oluşturduğu uluslararası destek komitesinin eylemi sayesinde 1949’da serbest bırakıldı. Hikmet sürekli takip edilmektedir. İki cinayet girişiminden mucizevi bir şekilde kurtuldu ancak elli yaşında yapması istenen askerlikten muaf olmayı başaramadı. Soğuk Savaş dönemindeyiz ve nükleer silahların yayılmasına karşı kampanya yürütüyor.

Dünya Barış Konseyi’nin çok aktif bir üyesi olan şair, Enternasyonal’in şarkısını söylüyor ama Stalinizmi reddetmesi konusunda sessiz kalmıyor. Türk vatandaşlığının büyük kaybının ardından Polonya vatandaşı olan Nazim, sürgünden kaçmak için her yeri dolaşıyor. Yalnızca Avrupa, Afrika ve Güney Amerika’da çünkü Amerika Birleşik Devletleri ona vize vermiyor.

Bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere ben de gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
ama kahve falına baktırdığım oldu…

(Nazım Hikmet, Otobiyografi’den alıntılar)

SİNEMA+SÖYLEŞİ: SEIZE THE SUMMIT
05/03 Salı saat 19:00’da
Institut français sinema salonunda

Institut français 5 Mart Salı günü saat 19:00’da “Seize the summit” belgesel gösterimine davet ediyor.

Yönetmen: Arwa Jabiri Damon
İngilizce, Ukraynaca, Dari, Arapça ve Swahili dillerinde, İngilizce altyazılı

Birbirlerini tanımayan dört genç, iki Suriyeli, bir Afgan ve bir Ukraynalı, Filistinli bir dağ rehberi eşliğinde Kilimanjaro Dağı’nı aşmak için bir araya geliyor. Savaşlar ve travmalar… Shaqayeq, Adnan, Tania ve Safa, hayatlarının zorluğuyla yüzleşmek ve genç mültecilerin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekmek için Tanzanya’da buluşuyor. Dağa tırmanırken savaş anıları, kayıpları ve korkuları gün yüzüne çıkıyor. Bu tehlikeli yolculuk sırasında, kendi şeytanlarıyla yüzleşecek gücü bulmak için kendi içlerinin derinliklerine inmeleri gerekiyor.

Gösterimden sonra filmin yönetmeniyle bir söyleşi gerçekleştirilecek.

Gösterim ücretsiz, kayıt zorunludur.

02.03.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
1959 | Yönetmen Alain Resnais | Edebi uyarlama | 91dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Yıl 1959. Hiroşima’ya atılan bombanın ardından barışla ilgili çekilen bir filmde oynayan Emmanuelle Riva , Hiroşima’da kalan son iki gecesini Eiji Okada ile geçirir. İkisinin mutlu bir evlilikleri olmasına rağmen birbirlerine aşık olurlar. Eiji, Emmanuelle’nin kısa zaman içinde ülkesi olan Fransa’ya döneceğini öğrenince, Hiroşima’da onunla kalması için uğraşır. Bu esnada Emanuelle, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman bir asker olan ilk aşkını hatırlar…

Institut français Ankara, Şairler Baharı ve Frankofoni Baharı 2024 kapsamında, şair Nazım Hikmet’in metinlerinin okunması üzerine Benoît Vitse tarafından yaratılıp gerçekleştirilen bir tiyatro oyunu sunuyor.

Projenin başlangıcı, iki yıl önce Institut français İzmir’den gelen bir davet ile başladı. Daha sonra eserlerini okuduğumuz Türk şairleriyle bir akşamda Nazım Hikmet’in şiirinin gücünü ve güncelliğini keşfettim. Fransa’ya döndüğümde Hikmet’in başka metinlerini de bulmaya ve bu gösteriyle yazılarının sahnedeki gücünü yeniden kazanmaya odaklandım.

Nazım Hikmet’in farklı metinlerinden, hapishanede yazdığı şiirlerden siyasi metinlere ve otobiyografik anılara kadar Benoit Vitse’nin okumaları, Türk şairine saygı duruşunda bulunuyor ve eserlerinin ne kadar her zamanki gibi canlı ve güncel olduğunu gösteriyor.

Oyuna eşlik eden müzikler başta Umut Adam Seytanin olmak üzere Türk müzisyenlerin ve Yayla kemanlarının eserleridir.

  • Institut français Ankara, 7 Mart Perşembe 19.30
  • Giriş ücretsiz, kayıt zorunludur, tıklayın
  • Oyun dili sadece Fransızca
  • Süre: 1 saat

Benoît Vitse

Komedyen olan Benoît Vitse, ardından on beş yıl boyunca Oise’deki Guillaume Cale Company’nin yönetmenliğini ve müdürlüğünü yaptı. Avignon ve Strazburg Festivallerinde ödüller kazandı. 1996’dan itibaren Romanya’daki Iasi Fransız Kültür Merkezi’nin direktörlüğünü, ardından Ukrayna’daki Kiev Institut français’nin direktörlüğünü yaptı ve 2002’de Romanya’daki Ateneu Avrupa Yaratılış Merkezi’nin müdürlüğünü yaptı. Daha sonra 2018 yılına kadar Hermes’teki Cassini Topluluğunu yönetti.

Çeşitli eserlerin yazarı: 2022’de Autobiographie autorisée d’un gaucho picard, 2021’de Les Lettres du Moldave ve Les Batailles impudiques.

2021’de Moldovalı yazar Dumitru Crudu’nun Moi j’ai tué Hitler çevirmeni.

Nâzim Hikmet (1902-1963)

Nâzım Hikmet, çocukluğunda, yüksek rütbeli bir Osmanlı memuru olan dedesi Paşa’nın ve Fransız kültürüne meraklı bir sanatçı olan annesi Djélilé’nin şiirlerine hayran kalmıştı.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesine isyan eden, Türk köylüsünün bağımsızlık mücadelesinden coşan ve Ekim Devrimi heyecanına kapılan Nazim, 1922’de Moskova’ya gittiğinde henüz yirmi yaşındaydı.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1924’te Türkiye’ye döndü, ancak artık “kızıl/Komünist” olduğu için zulüm mağduru olarak 1926’da Moskova’ya döndü ve çok sayıda geldi ve döndü.
Her şeyi tutkuyla, özgürlüğü, ülkesini, halkını ve kadınlarını sevdiği için komünist, Türk avangardının sürgündeki dehası olur.
Türkiye’ye döndüğünde, 1936 yılında bir isyanın methiyesi olan Şeyh Bedrettin Destanı’nı (bir köylünün Osmanlı İmparatorluğu güçlerine karşı mücadelesini) yayınladığı için, 1938 yılında yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yoldaşları Jean-Paul Sartre, Pablo Picasso ve Paul Robeson’un Paris’te oluşturduğu uluslararası destek komitesinin eylemi sayesinde 1949’da serbest bırakıldı.

Hikmet sürekli takip edilmektedir. İki cinayet girişiminden mucizevi bir şekilde kurtuldu ancak elli yaşında yapması istenen askerlikten muaf olmayı başaramadı. Soğuk Savaş dönemindeyiz ve nükleer silahların yayılmasına karşı kampanya yürütüyor.

Dünya Barış Konseyi’nin çok aktif bir üyesi olan şair, Enternasyonal’in şarkısını söylüyor ama Stalinizmi reddetmesi konusunda sessiz kalmıyor. Türk vatandaşlığının büyük kaybının ardından Polonya vatandaşı olan Nazim, sürgünden kaçmak için her yeri dolaşıyor. Yalnızca Avrupa, Afrika ve Güney Amerika’da çünkü Amerika Birleşik Devletleri ona vize vermiyor.

Bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere ben de gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
ama kahve falına baktırdığım oldu…

(Nazım Hikmet, Otobiyografi’den alıntılar)

 

 

Marsilya Uluslararası Film Festivali’nin 34. Edisyonunda Sunulan Film Seçkisi

20-24 Şubat 2024
Institut français İzmir Sinema Salonu
Giriş ücretsiz

Institut français İzmir ve FIDMarseille, birkaç yıldır Marsilya ve İzmir arasındaki kültürel bağları güçlendirmek için işbirliği yapıyor. Bu çerçevede, İzmir Fransız Kültür Merkezi, Temmuz 2023’te gerçekleşen Marsilya Uluslararası Film Festivali’nin 34. Edisyonunda sunulan filmlerin bir seçkisini İzmirli sinemaseverlerle buluşturuyor.

20-24 Şubat 2024 tarihleri arasında, IF İzmir sinema salonu, Marsilya Uluslararası Film Festivali’nin önceki edisyonunun en etkileyici eserlerinden seçilmiş 10 filmi gösterime sunuyor.

Program

Poster

Program:

20 Şubat Salı
19.30 Background, Khaled Abdulwahed (64’)
21 Şubat Çarşamba
17.00 Capital, Basma Al-Sharif (17’) / Background, Khaled Abdulwahed (64’)
19.30 An evening song (for three voices), Graham Swon (86’)
22 Şubat Perşembe
17.00 Kuş Diyarı, Leïla Kilani (127’)
19.30 Nafura, Paul Heintz (29’) / Pacheû, Camille Llobet (60’)*
23 Şubat Cuma
17.00 Nos îles, Aliha Thalien (23’) / Pacheû, Camille Llobet (60’)*
19.30 Losing Faith, Martha Mechow (100’)*
24 Şubat Cumartesi
12.30 Nafura, Paul Heintz (29’) / An evening song (for three voices), Graham Swon (86’)
15.00 Daw, Samir Ramdani (28’) / La renaissance, Nader Ayache (55’)
17.00 Capital, Basma Al-Sharif (17’) / Losing Faith, Martha Mechow (100’)*
19.30 Kuş Diyarı, Leïla Kilani (127’)
*Yönetmenle buluşma

GERİ PLAN
Khaled Abdulwahed | Almanya | 2023 | 64’
SÜRGÜNDEKİ SANATÇILAR | ULUSLARARASI YARIŞMA 2023
BÜYÜK ÖDÜL | ULUSLARARASI YARIŞMA 2023
Khaled Abdulwahed Almanya’da bir mülteci olarak yaşıyor. Babası Suriye’de, orada kalmaya mahkûm. Hayatın ironisi, kendisi neredeyse 60 yıl önce Doğu Almanya’da değişim programıyla öğrenci olarak yaşamış. Yönetmen, o döneme ait fotoğraflar vasıtasıyla, babasının gelecek vaat eden yüzünü, varlıklı ve heybetli bir Almanya’nın çekim alanına yeniden sokmak için görüntülerle oynadığı titiz bir çalışma yapar. Film, bu narin hareketin her aşamasını, babasının geçmişteki varlığına dair birkaç izi arayışıyla birlikte kaydeder. Babasının uzaktan gelen, çatlak sesi tarafından yönlendirilerek oğlu Dresden’den Merseburg’a kadar babasının ayak izlerini takip eder. Sesi, dokunaklı sessizlikler ve kesintilerle noktalanan, mutlak bir ayrılığın endişesinin yayıldığı bir telefon konuşması sırasında önceki bir dünyanın anılarını geri getirir. Görüntülerle oynayanın inatçı hırsı hem basit hem de güçlüdür: mahrem olanı tarihsel bir kurgu yapmak için kullanmak, yokluğu düzeltecek kayıp bir arşiv icat etmek. Basit bir fotoğraf düzenleme yazılımı kullanarak babasının bedenini kırpması, modacı jestini anımsatır: Bu onu, tarihin dokusuna, ön plana yeniden entegre eden bir değişikliktir. Backyard’da (FID 2018), fotoğrafik görüntünün manipülasyonu kayıpları önlüyordu. Burada ise kaderi savuşturuyor, sınırların kapanmasına ve daha önce başka türlüsüne tanıklık eden öğrencilerin sığınma başvurusu yapmalarına neden olan hareketi tersine çeviriyor gibi görünüyor. (Claire Lasolle)

İNANCI YİTİRMEK
Martha Mechow | Avusturya | Almanya | 2023 | 100’
SÜRGÜNDEKİ SANATÇILAR | ULUSLARARASI YARIŞMA | İLK FİLM YARIŞMASI 2023

Sıradan bir iç mekân, iki üç yaşlarında bir çocuk ve bir bebek. Bir anne, kısa bir süre dinlenmenin tadını çıkarırken, kızı aniden ve ısrarla ona seslenir. Kız bir anda ortadan kaybolur, uzandığı kanepe tarafından yutulur. Açılış sahnesi, Martha Mechow’un gerilimli sahne yönetiminde gizlenen şok edici mizahla tonu belirler. Annelik bir ceza mıdır? Kadınların maruz kaldığı kölelik ve bu eğlenceli, asi filmde adlandırıldığı gibi ebedî “heteroseksüel düğümün” kalbi. Losing Faith bir masalının fantezisiyle canlandırılmış bir bildungsroman (oluşum romanı) gibi ilerler. Flippa ana karakterdir. Annesi ortadan kaybolmuştur. Onu kız kardeşi Furia’ya ve Sardinya’daki Barranconi cadı-annelerine götüren bir yolculuğa çıkar. “Sence annemiz bu yüzden mi gitti? Özgürlüğümüzü elimizden alan bir dünyanın kurallarını bize aktarmak istemediği için mi?” Jane Austen’ın İkna’sının keskin analizi, Hıristiyanlığın sembollerine testere darbeleri ve kadınların sömürülmesine dair materyalist görüşler arasında, Losing Faith taşkınlıktan ve oyuncularının küstah canlılığından korkmayan taze bir nefes. Topluluk ruhuyla hareket eden performatif ve teatral girişimleri, anlatıyı tüm kuramsal ve öyküsel katılıklardan kurtarır ve kurgunun sınırlarını bulanıklaştırır. “Hiçbir plan yoktur, yalnızca sınanacak olasılıklar vardır. Hikâye onları eleyerek yazılır,” diye hatırlatıyor cadılardan biri. Film böyle ilerliyor; risklerle, maceracı, son derece özgür. (Claire Lasolle)

ÜÇ SESLİ BİR AKŞAM ŞARKISI
Graham Swon | Amerika Birleşik Devletleri | 2023 | 86’
SİNÉ + YARIŞMASI | ULUSLARARASI YARIŞMA 2023
VACANCES BLEUES VAKFI AVRUPALI LİSELİLER ÖDÜLÜ 2023

Aşk üçgeni sinemanın, edebiyatın ve magazin basınının vazgeçilmezi olmuştur. Graham Swon (korkunun işleyişini inceleyen ilk filmi The world is full of secrets’dan sonra) ikinci filminde bu basit olay örgüsünü kullanarak son derece özgün bir sinema deneyimi yaratıyor. 1930’ların sonunda Orta Batı’da bir yerde kapalı kapılar ardında üç ana karakter: gençliğinden beri yazması engellenmiş bir yazar olan Barbara, pek de başarılı olmayan basit romanların yazarı kocası Richard ve çok dindar hizmetçileri Martha (büyüleyici Deragh Campbell). Graham Swon, taşralı ve burjuva melodramının bu bileşenleriyle (film bunlardan tamamen vazgeçmiyor), politik eleştirinin zirvesini (adam sosyal olarak daha iyi durumda) birleştirip, filmini natüralizmden mümkün olduğunca uzaklaştırıyor. Yolları ayrılacakmış gibi, iç içe geçen üç ses, hatıranın kıvrım ve sırlarını, hayal edilmiş hayatları, onarılması istenen düşünce ve hayalleri keşfediyor. Takıntılar, üst üste bindirilmiş hayatlar, engellenmiş ya da trajik kaderler dolayısıyla, anlatı akıcı ve hareketlidir; üst üste bindirmeler ve fade out’lar kullanarak basık, tatlı, yarı aydınlık ya da gece atmosferlerin yanı sıra savaş öncesi sineması biçimlerini baş döndürünceye kadar kullanıyor. Virginia Woolf’un Dalgalar’ını anımsatan bilinç akışları bir araya gelerek çözülüyor ve bizi yolumuzdan saptırıyor. Bu aşk ve hüsran hikâyeleri geçmişin belli bir Amerika’sının portresini, aynı zamanda uzak kıyılara taşınan bütün bir sinema alanını da çiziyor. (Nicolas Feodoroff)

PACHEÛ
Camille Llobet | Fransa | İspanya | 2023 | 60’
FRANSIZ YARIŞMASI | İLK FİLM YARIŞMASI 2023

Mont Blanc masifi, buzulları, duvarları. Tanıdık bir manzara mı? Ama manzara nedir? Belki de her şeyden önce bir bakış, bedenlerin deneyimi, bir bilgi ve kelimeler. Üç bölüm hâlinde ve üç farklı yerde, üç “diyalog-saha okuması” ânı birbirini takip ediyor. Camille Llobet’in yaklaşımı, hassas algıları sorgulamak, bir geçidin, bir dokunun ya da donmuş toprağın çözülmesinin benzersizliğini ifade etmek için bir jeomorfoloğun ve yüksek dağ rehberlerinin donanımlı ve yönlendirici bilgilerini bir araya getirerek yüksek dağların sözlerine kulak veriyor. Bedenlerden sözcüklere, görüntülerden seslere, burada manzaranın önünde olmaktan çok, içinde ve onunla birlikteyiz. Organik, gürleyen bir beden gibi titizlikle filme aldığı, dönüşüm hâlindeki karmaşık, kırılgan bir manzara. Yüzeyleri inceliyor, yankıları dinliyor, en ufak izlere dikkat ediyor – başlığın anlamı da bu. Muhteşem kareler, izleyiciyi karla kaplı yamaçların veya ham mineral kütlesinin güzelliği, dokunulabilir, canlı varlığı ve iklim değişikliğine bağlı acımasız tezahürleri olan bir dönüşümün sarsıntıları arasında bırakıyor. Kayadaki çatlaklar, zamansız erime…Bu ani değişimler, hâlihazırda edindiğimiz bilgileri sorgulamamıza yol açıyor ve işaretlerini okumak için bu değişen çevreye yeni bir dikkat ve dinleme yöntemi talep ediyor. Camille Llobet bizi dikkat etmeye ve dinlemeye davet ediyor. (Nicolas Feodoroff)

RÖNESANS
Nader Ayache | Fransa | 2023 | 55’
SÜRGÜNDEKİ SANATÇILAR | İLK FİLM YARIŞMASI 2023
ULUSAL GÖRSEL SANATLAR MERKEZİ ÖDÜLÜ – LAGO JÜRİSİ ÖDÜLÜ 2023
Nader Ayache sinemada bedenini test etmekten korkmuyor. Bunu, bir elinde kamera, diğer eli gidonda, Paris’te cesurca bisiklet sürdüğü La guerre des centimes ile kanıtlamıştı. Bu filmde, kendisi kamera, bedeni tripod, gözü mercek, geçirdiği kazanın onu ölümle yaşam arasında bıraktığı doğulu ut ustası Fadhel Messaoudi’nin dublörünü canlandırıyor; filmin girişini bu hoyrat kaza anlarıyla yapıyor. Bu in medias res (hikâyenin ortasından başlayan anlatı) açılıştan sonra yönetmen bizi Chris Marker tarzı bir öte dünyaya götürüyor ve burada müzisyenin “başka bir zamanda uyanmış ve yetişkin olarak ikinci kez doğmuş” ikizini buluyoruz (La Jetée). Sanal gerçeklik kaskı takan müzisyen, yönetmen Jilani Saadi’nin canlandırdığı, büyük kara gözlükler takan tuhaf, din dışı biri tarafından dünyaya geri gönderiliyor. Kısıtlı imkânlarla var edilen La Renaissance, küstah zarafetinin bir kısmını sinemadan, gramerinin bazı unsurlarını da video oyunlarından ödünç alıyor. Sonuç, portre yazımını yenileyen, başının çaresine bakmalarla beslenen, hilelerle dolu kurgusal bir mekanizma: öznel bir vizyon, gelişen aşamalar, bir avatar. Fadhel’in ikizi olarak seçtiği kişi, Mahmoud Messadi’nin bilinmeyene doğru büyük bir yolculuğun öyküsünü anlatan romanına adını veren Abou Hourayra’dır. Metrodaki yolculukların ve kasvetli ve soğuk Paris’teki yürüyüşlerin pürüzlü görüntülerinden oluşan bu yavan macera, Fadhel’in trajik yolculuğunu ve onun Tunus’tan gelişinden bu yana yaşadığı sürgünle bağlantılı engelleri şefkatle yeniden ortaya koymak için bir fırsattır. Kendisi de sürgün yaşayan yönetmen, kurmacanın süslerinden sıyrılarak, karakterinin aynasında, Renaissance’in kalbinde yatan şeyi ortaya koyar: bir sanatçıya övgü, bir sevgi jesti ve sinema aracılığıyla kendini baştan yaratma olasılığı. (Louise Martin Papasian)

CAPITAL
Basma Al-Sharif | Mısır | İtalya | Almanya | 2023 | 17’
FLAŞ YARIŞMASI 2023
1930’ların sonundaki İtalyan “Beyaz Telefon” filmleri ile Mısır’daki yeni şehirlerin inşası arasındaki bağlantı nedir? Bu soruya yanıt olarak Basma Al-Sharif, farklı coğrafyalar ve siyasi tarihler arasında köprüler kurmak için groteskliği biçimsel sofistikelikle birleştiren hicivli bir film yazar. Yönetmen, anlamsız bir duygusallıkla karakterize edilen, etrafında entrikaların döndüğü ve o zamanlar burjuvazinin sembolü olan bir nesnenin filmlerini cesurca hafife alıyor. Yönetmen, bu filmlerin sadece temel unsurlarını ele alıp, onları ironiyle ters yüz ediyor: bir televizyon setinin önüne yığılmış kayıtsız bir aktris, günceli takip etme zorunluluğu ve beyaz bir telefon. Burada melodram yok, ancak ekranın arkasında ve telefonun diğer ucunda, alaycı bir Mısırlı başkan adayı ile bir röportaj ve bir emlak geliştiricisinin (baştan çıkarıcı) teklifleri var. Bu otoriter söylem karşısında, yönetmen Diego Marcon tarafından canlandırılan bir vantriloğun sansürlenmiş sözleri, söylemin sınırlarını sorguluyor. Basma Al-Sharif, halüsinatif çarpıtmalarının ele verdiği tüketici bir rüya olan lüks konut komplekslerinin reklamları aracılığıyla dijital olanakların yapaylığını sinematografik minimalizmle birleştiriyor. Filme adını veren Capital, 1970’lerden beri Kahire yakınlarında planlanan devasa “yeni Mısır başkenti” projesine atıfta bulunuyorsa, burada söz konusu olan da elbette küresel kapitalizmdir. Sömürgeciliğin mirasçısı olan, yönetmenin doğduğu yer olan Güney’i işgal eden de odur. Nino Ferrer’in nostaljik bir şekilde trajik bir kaderi öngördüğü ve Filistinli sanatçının şimdi acımasız ve umutsuz bir mizah anlayışıyla tasvir ettiği Güney. (Louise Martin Papasian)

KAYBOLANLAR
Samir Ramdani | Fransa | 2023 | 28’
FLAŞ YARIŞMASI 2023
Açılış sahnesi, Samir Ramdani’nin özellikle sevdiği bir tür olan bilim kurgu filmine yakışır türden bir sahne. La Cellule (FID2020) bunun harika bir örneğiydi. Yönetmen aynı malzemeleri kullanıyor: “mahalleler” olarak adlandırılan gençlerin enerjisi, mütevazılıklarını ortaya koyan imkânlar ve mekânlar, sekansları şık bir Hollywood örtüsüyle giydiren coşkulu bir film müziği ve kusursuz çekimler. Kurmacanın yapısı çocuksu bir basitlikte: bazı gençler kaybolmuştur ve uyuşuk bir polis rolündeki Samir Ramdani ile Leyla Jawad’ın canlandırdığı amiri Samira onları bulmak zorundadır. Hiç dolambaçsız, senaryo, yönetmenin sahneleme sanatını, durum komedisi ustalığıyla siyasi kurgu potansiyeline yatırım yapmak için bir vesile olur. Daw bir kez daha yıpratıcı bir mizah anlayışını damıtıyor. Bu uyumsuzluk, Fransız toplumunun Cezayir kökenli Fransızlara ilişkin tabularını ve klişelerini ele almamızı sağlıyor. Samira, soruşturmanın gidişatı hakkında Vali ile telefonda konuşurken, gizlice Arapçaya geçer. Ve film Arapçadan Fransızcaya, Fransızcadan Arapçaya kekremsi bir neşeyle yol alır. Samira’nın lezbiyen ve eski kız arkadaşının da boks öğretmeni olduğunu belirtelim. Daw açıkça feminist ve sömürgecilik karşıtıdır. Ayrıca yönetmenin önceki filmlerine göre Daw daha karanlık ve direkt bir film. Buradaki zanaatkârlık, “ratonnade” kelimesinin kökenini ya da 17 Ekim 1961 katliamını bilmeyen göçmen çocuklarına sunuluyor. Bu şekilde Daw, mirasımıza sahip çıkmanın aciliyetini ve “tarihi bilmeyenler onu yeniden yaşamaya mahkûmdur” fikrini benimsiyor. (Claire Lasolle)

NAFURA
Paul Heintz | Fransa | 2023 | 29’
FLAŞ YARIŞMASI 2023
ÖZEL MANSİYON | VACANCES BLEUES VAKFI AVRUPALI LİSELİLER ÖDÜLÜ 2023
Paul Heintz, bu gece geçen yol filminde, hayali olanları ve onların ikircikli erdemlerini araştırmaya ve onların aracı da olduğu zorlayıcı gücü ortadan kaldırmaya kendini adamış gerçekliğin sınırındaki çalışmalarına (Foyers, FID 2018) devam ediyor. Suudi Arabistan’da bir yerde, sıcak bir yaz akşamında üç arkadaşla birlikteyiz. Bir kasaba ve uzakta anıtsal bir çeşme, belki de fallik bir fışkırma. Ve biz uzaktan fışkıran suyu tahmin ederken, üç genç kadın can sıkıntılarını gidermek için “nafura” kelimesi etrafında bir söz düellosuna girişirler. Paul Heintz, zenginlik ve güç sembolü olarak ne kadar değerli bir meta olduğunun herkes tarafından bilindiği bir ülkede, bu su hikâyesinin etkileri ile kentsel ve siyasi tahayyüllerin yaratılmasına bir göz atıyor. Bu ortamın diğer tarafını keşfederek film, politik bir masaldan gece vakti rotadan saparak karşıt noktasına giden farklı bir anlatı sunuyor ve böylece güç ve yasak üzerine bizi düşünmeye sevk ediyor. Nafura filmi bedenleri harekete geçirerek, imgeleri, sesleri ve dili, küstah icat gücünü ve onun yıkıcı kuvvetini işleyişe sokuyor. Paul Heintz, bu kadınları huzursuz sesleri ve değişmiş yüzleriyle, ışıltılı varlıklarının zorunlu görünmezliklerinin yok ettiği aydınlık yüzleriyle filme alarak, bu güçlü jestle kısıtlamalara rağmen özgürlüklerinin gücünü gösteriyor. Ve “nafura” kelimesi etrafındaki her şeye bulaşarak, harekete geçiren karşı bir biçim gibi, neşeli olduğu kadar yıpratıcı, ortaya çıkıyor. (Nicolas Feodoroff)

ADALARIMIZ
Aliha Thalien | Fransa | 2023 | 23’
FLAŞ YARIŞMASI 2023
İZLEYİCİ ÖDÜLÜ – RENAUD VICTOR ÖDÜLÜ 2023
“Çiçekler Adası” lakaplı Martinik, ince kumlu plajları ve ışıltılı bir gökyüzünün altında değişmeyen güneşiyle egzotik bir hayali uyandırır. Karayip Denizi’nde yer alan ada, 1635 yılında Fransızlar tarafından kolonileştirilmiştir. Aliha Thalien ise Hindistan cevizi palmiyeleri ve mavi denizler arasında, birkaç kareyle sahnesini kuruyor. Yoğun, doygun renklerden oluşan görkemli bir ön planın shatta arka planıyla kucaklaştığı kartpostal imgesi, yerini yavaş yavaş, adanın köle sahibi geçmişini anımsatan diğer manzaraların sessizliğine bırakıyor. Tondaki değişim, adanın maruz kaldığı egzotikleştirmeden uzaklaşıldığını gösteriyor. Motosikletle yapılan bir yolculuk çekimi bizi doğrudan adanın kalbine götürüyor gibi görünüyor: Nos Îles’in içeriden çizilen bir portresi. Rehberlerimiz, umut dolu bir çağın neşesi ve canlılığı içinde grup olarak filme alınan genç insanlar. Yönetmen, gösterişten uzak kurgusu, ortam seslerinin nazik modülasyonları ve sabit kadrajlarıyla, buğulu bir sükûnet hissi yaratıyor. Su oyunları ve kristal berraklığındaki gökyüzü arasında, békés (ilk yerleşimcilerin soyundan gelen beyaz Kreoller) hakkında yapılan rahat ve dişli şakalarla artan dostane bir suç ortaklığı var. Aliha Thalien, eğlenceli konular ile adanın sosyo-ekonomik gerçekleri, kolonyal varoluş, anakara Fransa ile ilişkiler, siyasi bağımsızlık arzuları ve kaynakların kontrolü hakkındaki daha ciddi düşünceler arasında gidip gelen konuşmalardan kesitler veriyor. Böylece, dolaylı olarak, melez ve Kreol gençliğin berrak zihinlerinden sessiz egemenliğin nüfuz ettiği çok yönlü bir Martinik portresi ortaya koyuyor. (Claire Lasolle)

KUŞ DİYARI
Leïla Kilani | Fransa | Fas | 2023 | 127’
SİNÉ + YARIŞMASI 2023
Lina, Mansouria’da Tanca’nın tepelerindeki, çürümeye yüz tutmuş bir malikânede kendini kuşları incelemeye ve binlerce internet izleyicisi tarafından takip edilen tuhaf film günlüğünü tutmaya adar. Doğaya dönüş hayalleri kadar isyan etme arzusuyla da hareket eden 13 yaşındaki genç kız, dünyanın gidişatını belirleyen tutkulu oyunlarını – açgözlülük, güç ilişkileri, öfke, aşk – keşfederken yaşıtlarını da topa tutar. Genç kız annesinin ölümünün ardından sessizlik yemini etmiş olsa da trajik tonları olan ateşli filmi körükleyen şey onun coşkusu ve acı tatlı sesidir. Indivision, dolu anlatısını gelgitlerle, iki karşıt dünya etrafında düzenliyor. Birincisi, toprak satışı yüzünden parçalanmış, çökmekte olan ihtişamlı bir aile olan Bechtani klanı. Bir de orada yaşayan ve Mansouria’ya göz diken emlak geliştiricileri tarafından düzenlenen tahliyeden korkan yoksul köylüler var. Seçkin bir aktör ve aktris kadrosuna sahip Indivision, karakterlerinin dürtüleriyle şekillenen çalkantılı ve zengin bir aile destanı. Lelila Kilani, bunu Arapçadan Fransızcaya geçişler ve dilsiz ana kahramanının dille olan ilişkisinden beslenen şaşırtıcı bir söz taşkınlığın mayası hâline getiriyor. Lina vücudunu siyah keçeli kalemle yazılmış kelimeler ve sorularla kaplarken, izleyicileriyle yaptığı ve doğrudan ekrana yazılan konuşmalar, filmin kendi konusu üzerine canlı bir yorum üretiyor. Indivision, bir çağın taşkınlığını canlılıkla kucaklıyor ve değişen bir dünyanın çalkantılarıyla yüzleşen ergenliğin aciliyet ve gerilimlerinin benzersiz bir tercümesini sunuyor. (Claire Lasolle)

15.02 – 15.04 2024

Institut français Türkiye’nin Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” Dijital Müzesi Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde!

Fransa’nın önde gelen müzelerindeki eserlerin sergilendiği Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” dijital müzesi, 15 Şubat 2024’de
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde Mardinlilerle buluşuyor. Dijital müze, 15 Nisan 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Institut français Türkiye iş birliğiyle Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde 15 Şubat 2024’te açılacak Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” dijital müzesi, ziyaretçilerini yeni teknolojiler aracılığıyla yüzyıllar öncesinden günümüze uzanan bir kültür ve sanat yolculuğuna çıkaracak.

Dijital müze ziyaretçileri, Fransa’nın önde gelen müze ve bilim kurumlarından Versailles Sarayı, Pompidou Merkezi, Louvre Müzesi, Picasso Müzesi, Quai Branly, Philarmonie, Universcience ve Ulusal Müzeler, Grand Palais, Cite de la Musique, Orsay Müzesi’nin de aralarında olduğu 12 kurumun yüzlerce eserini rehber eşliğinde dev ekranlardan izlerken, eserler ile ilgili sırları ve oyunları tabletlerinden keşfedebilecekleri farklı bir deneyim yaşayacaklar.

Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” Sanal Müze Nasıl İşliyor?

Farklı disiplinlerden, yüksek çözünürlükte dijitalleştirilmiş, yüzlerce eserden oluşan koleksiyon, projeksiyon aracılığıyla müze eğitmeni tarafından okul gruplarının düzeyinde ve ilgilerini çekecek pedagojik yöntemlerle tanıtılıyor.

15 Şubat – 15 Nisan 2024 tarihleri arasında Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde rehber eşliğinde ziyaret edilecek dijital müze ücretsiz olup, haftanın 6 günü okul gruplarının ziyaretine açıktır.

Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” Projesi Hakkında

Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” izleyicilerine büyük kültürel kurumların hazinelerine dijital ortamda ulaşılabilirlik sağlamak, yeni eserlerin yaratılmasına öncülük etmek ve fikir alışverişinin yapılacağı bir ortam yaratmayı hedefleyen bir kültür projesidir.

Institut français Türkiye, Paris Kültür Parkı La Villette tarafından geliştirilen Micro-Folie dijital müzeyi Türkiye’de ilk kez 2017 yılında İzmir’de, 2018’de Ankara’da ve 2020’de Diyarbakır’da gerçekleştirdi. Yoğun ilgiyle karşılaşan dijital müze şimdi de Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi iş birliği ile Mardin’de hayata geçiyor.

Micro-Folie “Küçük Çılgınlık” dijital müze eğitim programı hakkında detaylı bilgi:

https://www.sakipsabancimardinkentmuzesi.org/activity-detail/etkinlikler 

Institut français Ankara, 25.02.2024 – 14.04.2024 tarihleri ​​arasında Cermodern’de gerçekleştirilecek Paylaşılan Bellek sergisine ve Fransa’da yaşayan Japon sanatçı Jun’ichiro Ishii‘nin katılımına destek veriyor.

Paylaşılan Bellek (Shared Memory/Mémoire partagée)

Çanakkale Bienali Belleğinden Müzeye Doğru
CerModern; 2024 sonbaharında 9. edisyonuna hazırlanan, Türkiye çağdaş sanat ortamındaki en özgün pratiklerinden biri olan Çanakkale Bienali’nin ilk geniş kapsamlı hafıza ve koleksiyon seçkisi ”Paylaşılan Bellek / Shared Memory / Mémoire partagée” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor!

İsmini bilgisayar bilimlerinden alan sergi, bienalin 20 yıla yayılan deneyiminin sanatsal içeriğini ve belleğini ön plana çıkararak, Çanakkale kentinin kolektif hafızasını zenginleştiren özgün katmanlarla buluşturuyor.

Çanakkale’nin kadim anlatıları, kültür ekosistemi ve jeo-stratejik konumu, serginin temelini oluşturan kolektif belleği özel kılıyor. “Paylaşılan Bellek” sergisi, günümüz sanatının estetik, kavramsal ve şiirsel yorumlarıyla bu hafıza alanını zenginleştirerek, Çanakkale Bienali’nin “müzeleşme” arayışında yeni bir evreye işaret ediyor.

Çanakkale Bienali İnisiyatifi (CABININ) tarafından gerçekleştirilen Çanakkale Bienali; farklı disiplinlerden ve toplum kesimlerinden bireyleri kapsayan çağdaş sanat ve kültür odaklı bir platform sunuyor. Bienal, güncel sanat ile toplum arasında diyalog kurmayı ve Çanakkale’de özgün bir bağlam ve bellek oluşturmayı hedefliyor. CABININ’in 20 yıla yaklaşan faaliyetleri, süreli bir çağdaş sanat etkinliğinin deneyimler belleğinin kalıcı bir yapıda paylaşıma açılması fikrini taşıyor.

CerModern, Ankara’lı sanatseverleri 25 Şubat – 14 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek olan ‘Paylaşılan Bellek’ Sergisine davet ediyor.

Sanatçılar:

Ahmet Elhan, Ardan Özmenoğlu, Ayhan Taşkıran, Ayşe Ekmen, Can Demir, Canan Atalay, Dilara Akay, Emre Zeytinoğlu, Ergin Çavuşoğlu, Ersan Deveci, Georgios Katsagelos, Gül İlgaz, Halil Altındere, Hayri Esmer, Jakob Gautel, Josephine Turalba, JR-Ellis Island, Jun’ichiro Ishii, Kalliopi Lemos, Katrin Korfmann & Jens Pfeifer, Korhan Başaran, Murat Germen, Mustafa Horasan, Mustafa Okan, Nezaket Ekici, Nikita Alexeev, Pınar Yolaçan, Pravdoliub Ivanov, Rüstem Aslan, Serge Najjar, Serhat Kiraz, Seydi Murat Koç, Tansel Türkdoğan, Varol Topaç, Yeni Anıt

Institut français Ankara, son kitabı Michel de Montaigne ve Marie de Gournay, Filozoflar yayımlanması kapsamında Fransız yazar ve felsefesi profesörü Isabelle Krier ile bir buluşma sunuyor.

Yazar, çevirmen ve ressam Latif Yılmaz’ın öncülüğünde gerçekleşecek olan bu buluşma, sizleri yeni bir Montaigne okumasına ve Fransa’da bağımsız entelektüel unvanını alan ilk kadın olan Marie de Gournay’i keşfetmemizi amaçlıyor. Uzun zamandır, Essais‘de düşüncelerini rastgele aktaran cömert bir hümanist olarak kabul edilen Montaigne, gerçekte antik şüphecilikle yeniden bağlantı kurarak ona şaşırtıcı derecede modern ve özgürleştirici bir boyut kazandıran titiz ve yenilikçi bir filozoftur. Kitabında şüphe ve yargı, önyargıları ve cahilliyi yıkmak için harekete geçiriliyor. Montaigne’e göre tahakküm ve sahte hiyerarşiler bu aptallığın kanıtıdır. Yazar buna karşılık olarak insanlar ve hayvanların yanı sıra erkekler ve kadınlar ve hatta köylüler ve soylular açısından da bir eşitlik felsefesi önermektedir. Montaigne’in manevi kızı olarak gördüğü Marie de Gournay, incelemelerinin tamamını Montaigne’de hala dağınık olan sahte hiyerarşilerin bu şekilde yıkılmasına adadı. Bu nedenle rasyonel feminizmin öncüsü sayılabilir. Aynı zamanda Fransa’da çok daha sonraki devrimci taleplerde önemli yankıları olan fikirleri de ortaya koyuyor.

  • 1 Mart Cuma, 19.30
  • Institut français Ankara, kültür salonu B2
  • Buluşma dili Fransızca, Türkçe ardıl çeviri yapılacaktır
  • Giriş ücretsiz, kayıt zorulundur, tıklayın

Konuşmacılar

Isabelle Krier

Felsfe doktoru olan Isabelle Krier Orleans’ta felsefe öğretmenliği yapmaktadır. Yaklaşık on yıl Fas ve Mısır’da yaşamış ve yurtdışındaki Fransız liselerinde öğretmenlik yapmıştır. İlk çalışmaları “Arap ülkelerinde ve Fransa’da kadının imajı ve statüsü” üzerine olmuştur. Bu bağlamda 2008 yılında “Le Féminin en Miroir entre Orient et Ouest (Jamal Eddine El Hani ile ortak çalışma, Paris, Campagne Première, 2008)” kitabını yayınladı. Sonraki yıllarda Montaigne ve Montaigne’nin kendisinin manevi kızı olarak gördüğü Marie de Gournay’in felsefesi üzerine çalıştı. Isabelle Krier, “Montaigne et le genre instable – Montaigne ve kararsız cinsiyet (Paris, Classiques Garnier, 2015)” kitabının yazarıdır. Bu kitapta, kimliğin, cinsiyetin ve iktidarın Montaigne tarafından özgürleştirici bir yaklaşımla Denemeler’de ele alınması inceleniyor. 2023’te Classiques Garnier tarafından Marie de Gournay hakkında hazırladığı “Marie de Gournay, philosophe morale et politique – ahlak ve siyaset filozofu Marie de Gournay” kitabı yayınlandı. Bütün bunların yanında, Patrice Bretaudière ile birlikte hazırladıkları “Les Matérialistes paradoxaux – Paradoksal Materyalistler” başlıklı kolektif bir çalışması da bulunuyor. Yine bu konular etrafında çeşitli makaleleri yayınlandı.

Latif Yılmaz

Latif YILMAZ 1979 yılında Gaziantep’te doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat bölümünden mezun oldu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) sosyoloji alanında doktora öğrenciliği yapmaktadır. Yazar, çevirmen ve aynı zamanda ressamdır. Sanatsal faaliyetlerini sürrealist tarzda ve soyut çizimler etrafında sürdürmektedir. 2022 yılında Maison André Breton’un düzenlediği Uluslararası Sürrealizm Sergisine- “Kahire / Saint Cirq Lapopie” katıldı. Desenleri ve çizimleri Revue Edwarda tarafından 2023 yılında Paris’te yayınlandı. 2024 yılının Nisan ayında yine Maison André Breton (Saint Cirq Lapopie, Toulouse) tarafından düzenlenen “Echos Surréalistes Contemporains du Nil à Saint-Cirq-Lapopie” isimli sergiye katılacaktır. Latif Yılmaz aynı zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğünde uzman olarak çalışmaktadır.

 

 

17.02.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2019 | Yönetmen Jessica Palud | Edebi uyarlama | 77dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Burası Thomas’ın doğduğu çiftlik. Onun ailesi. Bir daha geri dönmeyecek olan kardeşi, onu taklit eden annesi ve hiçbir şeyin mümkün olmadığı babası. 12 yıl önce kaçtığı her şeyi bulur. Ama bugün altı yaşındaki yeğeni Alex ve annesi Mona var. Serge Joncour’un “L’Amour sans le faire” adlı kitabından uyarlanan film.

İzmir Fransız Kültür Merkezi tarafından hazırlanan Sinema Kulübü, en güncel Fransız filmlerinden oluşan seçkiyle geri dönüyor. Bu Salı, IfT İzmir sinema salonunda yerinizi alın ve dokunaklı dramlardan hafif komediye kadar geniş bir yelpazede uzanan film seçkisini keşfedin.

Yönetmen: Michel Gondry
Başroller: Pierre Niney, Blanche Gardin, Françoise Lebrun
2023/Fransa/102′
Türkçe Altyazılı

Salı 13/02 – Saat: 19.00

Hikaye
Yapımcıları ile yaşadığı anlaşmazlık sonucu filmini teyzesinin evinde bitirmek zorunda kalan Marc, bir taraftan da ilhamını geri kazanmaya çalışmaktadır. Hikayesini güzelleştiren eğlenceli, komik noktalar yakalasa da kariyeri ve akli dengesini korumak arasında bunalmaktadır. Tepe taklak giden süreç içinde komik ve şiirsel yetenekleri geri dönecektir.

Biletler Fransız Kültür Merkezi’nde satışta. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.

16 Şubat Cuma saat 18.00
Institut français İzmir Gösteri Salonu

İzmir Fransız Kültür Merkezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşen Uysal’ın işbirliğiyle, 2024 Fikirler Gecesi kapsamında, 16 Şubat Cuma günü saat 18.00’de yuvarlak masa oturumu-resital düzenliyor.

Bu yuvarlak masa, dünyamızın ana fay hatlarından biri olan « Doğu ve Batı »yı tartışmayı amaçlıyor. Bu alanda tanınmış iki araştırmacı ve uzman, Béatrice Hibou ve Jean-François Bayart, günümüzü daha iyi anlamak için bu ikiliyi tarihsel bir perspektiften ele alacaklar.
Gilles Andrieux (tanbur) ve Emine Bostancı’dan (İstanbul Kemençe) oluşan Mâye ikilisinin seslendireceği eserler, bu yuvarlak masaya eşlik edecek ve onu benzersiz bir deneyime dönüştürecek.

Etkinlik dili : Fransızca, Türkçe simültane tercüme ile.

Giriş serbest.

Konuşmacılar:
Jean-François Bayart (Profesör, Cenevre IHEID)

Béatrice Hibou (Sciences Po CERI, CNRS Araştırma Direktörü)

Müzik topluluğu: Mâye

Moderatör: Prof. Dr. Ayşen Uysal (CERI-Sciences Po Paris, Dokuz Eylül Üniversitesi)

Baltık Denizi’nden Kızıldeniz’e, Akdeniz’den Hint Okyanusu’na kadar uluslararası ve bölgesel sistem gözlerimizin önünde parçalanıyor. Medyada ve siyaset çevrelerinde revaçta olan ve 19. yüzyıl Oryantalizmiyle onun 1990’lardaki Huntingtoncu uzantısının ayak izlerini takip eden tembel bir yorum, bu gelişmeyi Doğu ile Batı, İslam ile Hıristiyanlık (veya Yahudilik), piyasa demokrasisi ile despotizm (tanımı gereği Doğulu) arasında bir medeniyet, kültür ve din çatışması olarak değerlendiriyor.
Oysa söz konusu ihtilafların çoğu, aslında bu analitik kategorileri -yani Müslüman, Hıristiyan, Ortodoks veya Yahudi tabir edilen toplumları; Karadeniz, Akdeniz, Yakın (veya Orta) Doğu, Arap-Yahudi Filistin vb. gibi sözümona “doğal” ve bölgesel entegrasyona adanmış olduğu iddia edilen coğrafi alanların her birini, içeriden etkiliyor.
Doğu Avrupa’dan Hint Okyanusu’na ve Atlantik Akdeniz’e kadar ele aldığımız çağdaş fay hatları aslında tümüyle siyasidir. Bir toplumdan diğerine kendi tarihsellikleri vardır. Karşılaştırmaları, ölçülebilirliklerini belirlemeyi ve ortak mantıklarını tanımlamayı mümkün kılar.
Gerçekten de bu bölgenin ortak bir noktası var: 19. yüzyıldan itibaren emperyal bir tahakküm türünden (örneğin Osmanlı, Kaçar, Rus, Avusturya-Macaristan, Şerif) devlet-ulusal bir tahakküm türüne geçiş yaşadı.
Gerçekte bu, bir tahakküm türünün diğerini takip etmesinden ziyade, parçaların bileşiminin sürekli olarak yenilenmesidir. Devlet-ulus biçimi çok erken bir dönemde ve çoğu zaman Batı’nın dinamiklerinden bağımsız olarak ortaya çıktı -Fas örneğinde olduğu gibi- ve kendisi de özellikle de sömürge türü emperyal biçimlere yol açtı.
Dahası, imparatorluklar, örneğin “Doğu sorunu” (Rusya, Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Kaçar İmparatorluğu) bağlamında ve kendisini yerleşik imparatorlukların (Mısır, Tunus, İran, Hindistan) üzerine bindirme eğiliminde olan İngiltere ve Fransa’nın sömürgeci genişlemesi bağlamında, imparatorluklar arası ve imparatorluklar ötesi konfigürasyonlara, “emperyal Kombinasyonlara” da dahil oldular.
Diğer kültürel ifadeler arasında – özellikle edebi veya mimari – müzik alanı, imparatorluktan ulus-devlete geçişin önemli ve anlamlı bir boyutunu oluşturur ve bu da başlı başına böyle bir yuvarlak masa resitali düzenlenmesini haklı kılar.
Ukrayna’daki savaştan Balkan çatışmalarına, İsrail-Filistin çatışmasından Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan iç savaşlarına kadar, çağdaş fay hatları, ortak bedeli etnik temizlik, hatta soykırım olan imparatorluktan ulus-devlete geçişe veya iç içeliğe işaret ediyor. Avrupa ve Orta Doğu, benzer bir siyasi tarihi paylaşıyor. Tarihçi Timothy Snyder’ın Rus-Sovyet İmparatorluğu’nun sınırları hakkında, belki de bilmeden 1919-1923 Büyük Felaketi’ni anlatan bir Yunan romancıdan ödünç alarak söylediği gibi, “kan topraklarını” oluşturuyorlar.
Bölgede barışa dönüş, bu tarihsel siyasi mantıkların yeniden anlaşılmasını gerektiriyor.

10 Şubat Cumartesi 14.30 – 15.30
Institut français İzmir kütüphanesinde

Institut français İzmir kütüphanesi karnaval temalı özel bir masal saati hazırladı! 5-10 yaş arası çocuklar için olan bu özel masal saati 10 Şubat Cumartesi günü saat 14:30 ile 15:30 arasında gerçekleşecek.

Karnaval eğlencesini hep birlikte yaşayacağımız, hikayelerle hayallere dalacağımız, dans edeceğimiz ve krep yiyeceğimiz bu keyifli etkinlikte bol bol güleceğimiz kesin! Kostüm ve maskelerle gelebilirsiniz.

Ücretsiz – herkese açık – 5 yaşından itibaren – mediatheque.izmir@ifturquie.org adresinden kayıt yaptırabilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

Institut français Izmir, Jean-Luc Maeso’nun küratörlüğünü üstlendiği Laure Daviron’a adanmış kişisel sergiye ev sahipliği yapıyor.

« Laure Daviron’a göre, “gölgenin karmaşık bir yansıması” olan dünya, karanlığa doğru daha fazla eğilir; donuk bir karanlık değil, gölgelerin ortaya çıktığı, konturların şekillendiği ve ışığın ve yaşamın başlangıcını oluşturan bir karanlık. Doğal unsurların birbirine zıt mücadelesinin simgesi olan gece ve gündüzün savaşı, yeryüzü ve gökyüzünün, rüzgâr ve denizin savaşı da olabilir. Gece aydınlıkken güneş siyah olabilir. Işık nereden gelir ve bu ışık nedir? Yıldızların mı, güneşin mi, ayın mı, yoksa geminin fırtınaya karşı verdiği amansız mücadelenin ışığı mıdır? İnsanın ölüme karşı mücadelesi de olabilir, çünkü dünyayı kavramak için kişinin kendi “korkutucu ışık gölgesine” eğilmesi gerekir. »

Jean-Luc Maeso
Sergi Küratörü

19 Ocak – 15 Mart 2024
Pazartesi’den Cumartesi’ye, saat 10 :00 ile 21 :00 arası
Fransız Kültür Merkezi Sergi Salonu
Giriş ücretsiz

BU TARİHİ KAYDEDİN!
FİKİRLER GECESİ
17 Şubat Cumartesi
12:00-01:00
Institut français

17 Şubat Cumartesi günü Fikirler Gecesi için Institut français’de buluşuyoruz! Sergiler, söyleşiler, doğaçlama gösteriler, film gösterimleri, çocuklar için atölyeler, yarışmalar ve birçok etkinlik sizi bekliyor! Kaçırmayın!

Giriş ücretsiz, kayıt zorunludur.

 

Kısa metraj yarışması

 

Yarışma kuralları

Institut français Ankara, Doğubatı’nın yayınladığı son kitabı Angora’dan Ankara’ya, Bir Başkentin Doğuşu‘nun ardından Fransız yazar ve araştırmacı Jean-François Pérouse ve Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Deniz Altay Baykan ile sizleri, Ankara’nın başkent oluşunun  hakkında bir tartışma sunuyor.

Bu tartışma, orijinal tez çalışmasının bağlamını yeniden konumlandırmamıza (1980’lerin sonu ve 1990’ların başı!), o zamandan bu yana Ankara-başkent üzerine artık zengin çalışmalarda meydana gelen değişiklikleri önermemize olanak tanıyacaktır, kamuoyunda tartışmak ve her şeyden önce Türk sermayesinin üretimini oluşturan bu heyecan verici kuruluş serüvenine yönelik araştırmaların sürdürülmesinin motivasyonlarını ve nedenlerini açıklamak. Artık mimari, kentsel planlama, politik ya da ekonomik olsun sayısız “sektörel” yaklaşımla karşılaştırıldığında Ankara’ya önerilen bakış açısının farklılığını ortaya koyacaktır. Ankara’nın başkent olarak ortaya çıkması ve kristalleşmesi bir tesadüf ve zorunluluk meselesidir: Planlama arzusunun daha kontrolsüz ve spekülatif büyüme dinamikleriyle çeliştiği karmaşık bir süreçtir. Bu süreci anlamak, çeşitli zaman ve mekan ölçeklerinde (uluslararası ölçek, ulusal ölçek, bölgesel ve yerel ölçekler) multidisipliner bir analiz gerektirir.

Yoğun talepten dolayı, katılım kontenjanı dolmuşdur, kayıtlar kapanmıştır.

Konuşmacılar:
Jean-François Pérouse
Deniz Altay Baykan

Biyografiler

Jean-François Pérouse

Coğrafya planlama doktoru ve INALCO (Türkçe) mezunu olan Jean-François Pérouse, Toulouse Jean-Jaurès Üniversitesi’ne bağlı HDR öğretmen-araştırmacıdır. Eylül 2012-Ağustos 2017 tarihleri ​​arasında Marmara Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve başkanlığını yaptığı Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde (IFEA/İstanbul) çalıştı. Ankara’nın inşası üzerine bir tezden sonra (1919-1950) (Fransızca versiyonu çevrimiçi olarak mevcuttur: https://books.openedition.org/ifeagd/2351?lang=fr)  çevirilerin yanı sıra kendisini göç, kentsel, çevresel ve jeopolitik yönleriyle çağdaş Türkiye’ye adadı. Ayrıca, Erdoğan, Türkiye’nin Yeni Babası? , 2016 (ikinci baskı için 2017), Paris: François Bourin (Nicolas Cheviron ile birlikte) ve Istanbul Planète. Capitale mondiale du XXIème siècle yazarıdır. Kurucularından olduğu European Journal of Turkish Studies (https://journals.openedition.org/ejts/) adlı çevrimiçi derginin yayın kurulunda yer almaktadır.

Deniz Altay Baykan

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunudur. Doktorasını Paris’teki Ecole des Hautes Etudes en Science Sociale’in Coğrafya Bölümü’nde tamamlamıştır. Araştırmaları kentsel coğrafya ve sosyoloji üzerine yoğunlaşan Baykan’ın en güncel yayınları arasında “Encountering the Urban Crisis: The Gezi Event and the Politics of Urban Design” (B. Batuman ve E. Deniz ile birlikte, Journal of Architectural Education 2016) ve “Urban Sprawl, Çayyolu Village Experience; Blurring Boundaries – Generating Connections” (Planning Perspectives Journal, Kasım 2014) bulunur. Akademik kariyerinin yanı sıra, yerel yönetimler ve STK’lar ile birlikte kentsel dönüşüm projelerinde yer almıştır.

 

   

10.02.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2021 | Yönetmen Jean-Gabriel Périot | Tarih | 83dk | Belgesel dili Fransızca, Türkçe altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Retour à Reims, Didier Eribon’un Adèle Haenel tarafından yorumlanan metni aracılığıyla, arşivlerdeki Fransız çalışma dünyasının 1950’lerin başından günümüze samimi ve siyasi tarihini anlatıyor.

 

SERGİ – YERLE GÖK ARASINDA – SELÇUK DEMİREL
16/02-09/04
Institut français sergi salonunda

Institut français İstanbul, sizi dünya çapında ün kazanmış Türk çizer Selçuk Demirel’in dünyasını keşfetmeye davet ediyor. Fikirler gecesiyle başlayacak « Yerle Gök Arasında » sergisi sanatseverleri insanoğlu ve çevre arasındaki ilişki üzerinde düşündürmeyi hedefliyor. Sergi 16/02-09/04 tarihleri ​​arasında Institut français galerisinde sanatseverler ile buluşuyor.

Giriş serbesttir.

Ziyaret saatleri:
Pazartesi-Cumartesi: 10:00-18:00 saatleri arasında

Institut français Ankara’da 17 Mart’a kadar ziyarete açık olan “Bozkırdan Dağlara, Anadolu’nun Biyolojik Çeşitliliği” sergisi kapsamında sizleri Anadolu’daki biyolojik çeşitliliğin korunmasını, sanatçıyla ve bu korumanın uzmanları ile tartışmaya davet ediyoruz.

  • 14 Şubat Çarşamba, 19.30
  • Yer: Institut français Ankara, Konrad Adenauer Cad. No 30, Yıldız
  • Katılım ücretsiz, kayıt zorunlu
  • Konferans dili simültane çeviri ile Fransızca ve Türkçe

Konuşmacılar:

Özge Balkiz, Biyolojik Çeşitlilik Programı Koordinatörü
Şahismail Bayazıt, OGM Şube Müdürü
Tanguy Denieul, AFD Müdürü (Fransız Kalkınma Ajansı)
Thierry Magniez, Doğa fotoğrafçısı

Özge Balkız, 2000 yılında ODTÜ Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden mezun oldu ve yüksek lisansını yaban keçisi genetiği üzerine yaptı. Doktorasını Fransa’da Montpellier Üniversitesi’nde flamingo metapopülasyonlarının dinamikleri üzerine yaptı. Doktorası Türkiye ve Akdeniz havzasındaki flamingo popülasyonlarının dağılım davranışlarına odaklanmıştır. Bu türün korunması ve sulak alanların korunması konusunda çok sayıda kurumla çalışma fırsatı buldu. Doktorasının ardından Doğa Derneği’nde bilimsel koordinatör olarak çalıştı. Halen Doğa Koruma Merkezi’nde ve Yolda Derneği’nde biyoçeşitlilik uzmanı olarak çalışmaktadır. Türkiye’de koruma bilimi ve iklim değişikliği alanında farklı alanların ve ekosistemlerin etkin korunmasına yönelik çok sayıda projede çalıştı ve çalışmaya devam ediyor.

Şahismail Bayazıt, 15.08.1997 tarihinde Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü, Dirgine Orman İşletme Müdürlüğünde yevmiyeli mühendis olarak devamlı ormanların amenajman planlarının yapılmasında ve uygulamaya aktarılmasında göreve başladım. 2011 yılına kadar Orman Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatının farklı birimlerinde mühendis olarak görev yaptım. Orman Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılması sebebi ile 2011 yılında kurulan Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanlığı, Mesire Yerleri Şube Müdürlüğüne Mühendis olarak atamam yapıldı.2012 Kasım ayında Şube Müdürlüğü görevini vekâleten yürütmeye başladım. 2015 yılı Nisan ayı itibari ile de Şube Müdürlüğü görevine asaleten atandım. Mesire Yerleri Şube Müdürlüğünün 2011 yılındaki kuruluşundan Şubat 2017’ye kadar geçen sürede Mesire Yerleri Şubesi ile ilgili hazırlanan yönetmelik, tebliğ, izahname gibi mevzuat çalışmalarının tamamını hazırlayan, ardından uygulamaya koyan ve geliştiren ekip içerisinde yer aldım. Şubat 2017 tarihi itibariyle Biyolojik Çeşitlilik Şube Müdürlüğü görevini yürütmeye başladım. Ormanlarımızdaki biyolojik çeşitliliğin Orman Amenajman Planlarına entegrasyonu hususunda ilk defa 2021 yılında bir ihale ile yapılmasını sağladım. 2021 yılında ilk defa yapılan biyolojik çeşitliliğin planlanması işinin şartname ve sözleşmesini hazırlayarak bir ilki gerçekleştirdim.

Tanguy Denieul Paris Üniversitesi’nde İktisat Bilimi ardından 1990 yılında Panthéon-Sorbonne Mikro Ekonomi kamu politikaları DEA mezunudur. AFD grubunda 30 yılı aşkın süredir çalışıyor. Lise öğretmeni olarak yaşadığı ilk deneyimin ardından, kalkınma finansmanı alanındaki kariyeri 1991 yılında Fransa’nın Mayotte (Hint Okyanusu) adasının merkez bankasında ekonomik ve parasal çalışmalardan sorumlu teknik asistan olarak başladı. Daha sonra Paris’te, Guadeloupe’da (Fransız Antilleri, yine Mayotte’de) çeşitli ekonomist pozisyonlarıyla AFD bünyesinde devam etti ve ardından AFD genel merkezinde risk uzmanı olarak görev yaptı. Türkiye’deki görevine başlamadan önce, kriz bağlamında sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmaya yönelik finansman faaliyetlerini yönetmek üzere Burkina Faso’daki (Batı Afrika) Ouagadougu’daki AFD ajansının müdürlüğüne atandı. Ağustos 2021’den bu yana Ankara merkezli AFD ajansının Türkiye müdürlüğünü yapmaktadır.

Thierry Magniez 1974 yılında Fransa’nın Boulogne-sur-Mer kentinde doğdu. Jeoloji ve doğa bilimleri alanında aldığı eğitim onu biyoloji öğretmeni olmaya yöneltti. Ardından Paris’teki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nin büyük keşif gezileri için bilimsel paydaşların bir araya getirilmesinden sorumlu oldu. Daha sonra sürdürülebilir kalkınma ile ilgili çeşitli konularda çalıştığı Lübnan’a; oradan da son üç yıldır bozkırlardan yüksek dağlara kadar Anadolu’yu karış karış dolaştığı Ankara’ya yerleşti. Meraklı ve maceracı kimliğiyle tanınan sanatçı ve fotoğrafçı Thierry Magniez, çocukluğundan beri bir fotoğraf tutkunudur ve doğayla kurduğu yakın temas, çektiği görüntülerin en büyük ilham kaynağıdır. Biyoçeşitliliğin korunmasıyla ilgili konularda halk arasında farkındalık yaratmaya kendini adamıştır.

         

06/02 Salı, 19.00
Institut français İzmir sinema salonu

Yönetmen: Alice Diop
Başroller: Kayije Kagame, Guslagie Malanda, Valérie Dréville
2022/Fransa/122′
Türkçe Altyazılı

Hikaye
Saint-Omer hukuk mahkemesi. Genç yazar Rama, 15 aylık kızını kuzey Fransa’da bir kumsalda yükselen dalgalara terk ederek öldürmekle suçlanan genç bir kadın olan Laurence Coly’nin davasına katılır. Ancak duruşma devam ederken, sanıkların sözleri ve tanık ifadeleri Rama’ya yöneltilen suçları ve önyargılarımızı sorgulamamıza neden olacak. 2023 Oscar Ödülleri’nde Fransa tarafından En İyi Uluslararası Film dalında aday gösterilen Saint Omer aynı zamanda Venedik Film Festivali ve César Ödülleri’nde En İyi İlk Film ödüllerine layık görüldü.

Biletler Fransız Kültür Merkezi’nde satışta. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.

 

 

 

Sinema&Söyleşi
“RENKLERDE KAYBOLAN HAYAT: FİKRET MUALLA
7 Şubat Çarşamba saat 19:00
Institut français gösteri salonunda

134 dakika
Türkçe dublajlı, ingilizce altyazılı
Yönetmen:
Metin Güngör
Oyuncular: Metin Güngor, Okan Bayülgen, Şebnem Schaffer

Renklerde Kaybolan Hayat: Fikret Mualla, Türk resim tarihinin en önemli isimlerinden biri olan ressam Fikret Mualla’nın hayat hikayesini konu ediyor. Metin Güngör’ün yönetmen koltuğunda oturduğu filmde, Fikret Mualla’nın sanat hayatının yanı sıra özel yaşamının da bilinmeyenleri gözler önüne seriliyor.

Film gösteriminden sonra yönetmen ile söyleşi yapılacaktır.
Gösterim ücretsiz, kayıt zorunludur.

10-11-12 Haziran 2024,
Institut français İzmir

Program için tıklayın

Dokuz Eylül Üniversitesi, Limoges Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi katkılarıyla.

Kadınların söylem ve eylemleri aracılığıyla küresel ve toplumsal değişime nasıl katkı sağladığının ve kadın sorunlarının ele alınacağı kolokyuma 9 ülkeden 101 araştırmacı ve akademisyen katılmaktadır. Farklı coğrafyalardan ve kültürlerden gelen katılımcıların kolokyuma katılıyor olması kültürlerarası etkileşimi ve zenginliği arttırarak küresel barışın sağlanmasında önemli rol oynayacaktır. Kolokyumun iletişim dili Fransızca ve Türkçedir. 3 gün sürecek olan kolokyum, ikisi Türkçe ikisi Fransızca olmak üzere dört paralel salonda gerçekleşecek, Prof.Dr. Fatmagül BERKTAY’ın açılış konferansı ve Prof. Dr. Mounira CHATTI’nin konferansı ve iki panel eşzamanlı olarak Türkçe’den Fransızca’ya, Frasızca’dan Türkçe’ye çevrilecektir. Ayrıca, üç film gösterimi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Fransız Dili Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin ” Cumhuriyetin öncü kadınları” adlı gösterisi kolokyumda yer almaktadır. Sempozyuma dinleyici olarak katılmak ücretsizdir.

Uluslararası bir etkinlik olan Kadın, Söylem, Eylem sempozyumunun amacı, kadınların söylem ve eylemleri aracılığıyla hem küresel hem de toplumsal değişime nasıl katkı sağladığını ele almaktır. Bu nedenle, farklı coğrafyalardan ve kültürlerden gelen katılımcıların katkı sağlaması önemlidir. Kültürlerarası etkileşim adına yapılan bu katkılar sempozyumun zenginliğini artıracak, küresel barışın sağlanmasında daha geniş bir bakış açısına sahip olmamızda önemli bir rol oynayacaktır. Diğer yandan, sempozyum, her türlü söylemi inceleyen kadınlara açık bir platform sunmayı amaçlayan disiplinlerarası bir sempozyumdur. Bu özelliği ile farklı alanlardan gelen katılımcıları bir araya getirecek ve kapsamlı bir tartışma fırsatı sunacaktır.
Sempozyumun başlığında yer alan “söylem”, çeşitli sosyal bağlamlarda ve farklı alanlarda (siyaset, medya, hukuk, edebiyat, din, sinema vb.) ortaya konan bir dil dizgesi olarak ele alınmıştır. Bu çerçevede, sempozyumun amacı, bir yandan “kadın” ve “söylem” kavramları üzerinde çalışan çeşitli disiplinlerden (toplumbilim, ruhbilim, siyaset ve hukuk bilimleri, dil bilimleri, dil öğretimi vb.) ve coğrafyalardan gelen araştırmacıları bir araya getirmek, diğer yandan iktidar söylemine karşı mücadele eden kadınların gücünü öne çıkaran söylemleri çözümlemektir. Bu bağlamda sempozyumun (bunlarla sınırlı olmamakla birlikte) temel konu başlıkları aşağıdaki gibidir:
Kadın, söylem ve sinema
Kadın, söylem ve edebiyat
Kadın, söylem ve siyaset
Kadın, söylem ve medya
Kamusal alanda ve özel alanda kadın

   

Program için tıklayın

25-28 Ocak 2024
İzmir Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonu
Giriş ücretsiz

Visus ve Bi’çare Film Kolektifi tarafından düzenlenen IZDOC – İzmir Uluslararası Belgesel Festivali’nin ikincisi, 25-28 Ocak 2024 tarihleri arasında İzmir Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Toplam 22 belgesel seçkisinin sunulduğu programda, seyirciler bazı belgesellerin yönetmenleriyle sohbet etme fırsatı bulacaklar.

TAKVİMİNİZE NOT EDİN: 28 Ocak Pazar günü saat 13.00’te, Isabelle Putod tarafından yönetilen Fransız belgesel A Light Woman gösterilecek.

Tüm program hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

GÖSTERİM&SÖYLEŞİ:
SİNEMA HAKİKATİNİN İÇİNDE UZUN BİR YOLCULUK: NECİP SARICI
24/01 Çarşamba saat 19:00’da
Institut français

Yönetmenliğini Mehmet Güreli’nin yaptığı “Sinema hakikatinin içinde uzun bir yolculuk: Necip Sarıcı” belgeseli Institut français sinema salonunda izleyiciler ile buluşuyor! Yeşilçam sinemasının “sesi”, Necip Sarıcı’nın arşivlerinden derlenen belgesel 24 Ocak Çarşamba saat 19:00’da Institut français’de Türkçe dublajlı, ingilizce altyazılı olarak gösterilecek.

Gösterim ücretsiz, kayıt zorunludur.

Fragman

23/01 Salı, 19.00
Institut français İzmir sinema salonu

Yönetmen: Rebecca Zlotowski
Başroller: Virginie Efira, Roschdy Zem, Chiara Mastroianni
2022/Fransa/103′
Türkçe Altyazılı

Hikaye
Başkalarının çocuklarını sevmek risklidir. 40 yaşındaki Rachel’ın çocuğu yoktur. Çalıştığı lisedeki öğrencileri, arkadaşları, eski sevgilisi ve gitar dersleriyle dolu hayatından memnundur. Ali’ye âşık olduğunda, onun dört yaşındaki kızı Leila’ya da bağlanacaktır. Leila’yı yatağına yatırır, onunla ilgilenir, onu tıpkı kendi çocuğu gibi sevmeye başlar. Rebecca Zlotowski, prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan beşinci filmi için, “Kendi anne olmayan bir üvey anne. Maalesef erkeklerin iktidarsızlığı kadar sıradan olan bu durum, yine de anlatmaya değer bir hikâyenin başlangıç noktası oldu. Bu aşk mektubunu çekerken, çocuğu olmayan kadınlarla dayanışma içinde olduğumu hissettim,” diyor. Zlotowski’nin beklenmedik hamileliği sürerken çektiği bu özlem ve aidiyet hikâyesi, son derece kişisel, samimi ve fazlasıyla dokunaklı.

Biletler Fransız Kültür Merkezi’nde satışta. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.

 

 

 

ATÖLYE – GÖKNUR GÜNDOĞAN İLE ANADOLU BAĞLARI KEŞİF ATÖLYESİ
9 Şubat Cuma saat 19:00’da
Institut français

Göknur Gündoğan’la, Türkiye’nin kadim üzüm çeşitlerinin tadımı

Institut français, yazar ve şarap uzmanı Göknur Gündoğan ile Türkiye’nin olağanüstü şarap kültürünü ve mirasının izinde, bir gastronomik atölyeye ev sahipliği yapıyor.

Kayıt zorunlu, kontenjan sınırlıdır.

Atölye dili Fransızcadır.

Daha fazla bilgi için:
Dilek Ceyhan tel: 0533 261 45 64

Atölye programı: 19:00-21:30

İlk 40-45 dakikada Anadolu Bağları ve üzüm tarihi sunumu, ardından degüstasyon teknikleriyle birlikte Anadolu’nun yerli üzümlerinden yapılmış şarapların açıklamalı tadımı yapılacaktır.

Göknur Gündoğan, PhD
Yazar, şarap uzmanı ve eğitmen

Fransa’daki Montpellier 3 Üniversitesi’nde lisans ve lisansüstü eğitimini tamamladıktan sonra « kültür yönetimi » alanında çift doktora derecesi aldı. İletişim ve kültürel etkinlikler uzmanı olarak çalışırken gastronomi ve şaraba ilgi duydu ve eğitimlere katıldı. Fransa’da ulusal şarap uzmanlığı-sommelier diplomasını birincilikle kazandıktan sonra, 2018 yılında Rhône Vadisi’ndeki Université du Vin’in küresel kültür elçilerinden biri seçildi. Bağımsız bir şarap danışmanı olarak Fransa’da Pantagruel Consultancy&Design adlı markasını kurdu. Şarap ve tadım bilimi üzerine atölye çalışmaları yürütmekte, eğitimler ve uluslararası etkinlikler düzenlemektedir. Ayrıca şarap kültürü üzerine kitaplar yazmakta, çevirmekte ve yayınlamaktadır.

NOISE_MEDIA ART
12/01-21/01
Kadıköy Kent Müzesi, Alan Kadıköy, Yeldeğirmeni Kilisesi, Haliç Sanat/Fener Evleri

Türkiye’nin ilk medya sanatı odaklı uluslararası sanat fuarı Noise_Media Art, 12-21 Ocak tarihlerinde, Institut français desteğiyle, İstanbul’u teknoloji, sanat ve müzikle buluşturacak! İlk edisyonunda medya sanatı alanında tanınmış Fransız küratör Dominique Moulon’nun seçkisi yer alıyor. Fuarda, Fransa’dan medya sanatı konusunda bilinen galeriler yer alıyor. Sakın kaçırmayın!

Daha fazla bilgi

Institut français Ankara, DKM (Doğa Koruma Merkezi) ve AFD (Fransız Kalkınma Ajansı) iş birliğiyle, 2021 yılından beri Anadolu’nun biyoçeşitliliği üzerine çalışmakta olan Fransız fotoğrafçısı Thierry Magniez’in sergisini sunuyor.

Serginin amacı, Türkiye’nin zengin biyolojik çeşitliliğini kutlamak, ormansızlaşma ve iklim değişikliğinin yarattığı tehditleri hatırlatmak ve bu çeşitliliğin korunması için iş birliğine dayalı eylemlerin sürdürülmesini teşvik etmektir.

25.01 – 17.03.2024
Yer: Institut français Ankara (her gün 10.00 – 18.00 arası)
Giriş ücretsiz

Thierry Magniez

Thierry Magniez 1974 yılında Fransa’nın Boulogne-sur-Mer kentinde doğdu. Jeoloji ve doğa bilimleri alanında aldığı eğitim onu biyoloji öğretmeni olmaya yöneltti. Ardından Paris’teki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nin büyük keşif gezileri için bilimsel paydaşların bir araya getirilmesinden sorumlu oldu. Daha sonra sürdürülebilir kalkınma ile ilgili çeşitli konularda çalıştığı Lübnan’a; oradan da son üç yıldır bozkırlardan yüksek dağlara kadar Anadolu’yu karış karış dolaştığı Ankara’ya yerleşti. Meraklı ve maceracı kimliğiyle tanınan sanatçı ve fotoğrafçı Thierry Magniez, çocukluğundan beri bir fotoğraf tutkunudur ve doğayla kurduğu yakın temas, çektiği görüntülerin en büyük ilham kaynağıdır. Biyoçeşitliliğin korunmasıyla ilgili konularda halk arasında farkındalık yaratmaya kendini adamıştır.

Doğa Koruma Merkezi

Doğa Koruma Merkezi (DKM), biyolojik çeşitliliğin etkin şekilde korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi amacıyla 2004 yılında kurulmuştur. Kuruluşundan bu yana dünyanın farklı yerlerindeki uygulamaları da takip ederek biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanım ve iklim değişikliğine uyum için yeni araçlar ve yöntemler geliştirmeye odaklanan DKM, uygulanabilir çözümler ortaya konmasını sürecin en önemli noktası olarak görmektedir. DKM, doğa korumayı sosyal, ekonomik ve politik boyutları olan çok disiplinli bir çalışma alanı olarak görmektedir. Çalışmalarının odağına biyolojik çeşitliliği koymakla birlikte, söz edilen unsurların birbiri ile bağlantılı olduğunu anlayarak farklı konularda çözümler tasarlamakta ve uygulamalar gerçekleştirmektedir.

Fransız Kalkınma Ajansı

Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), daha adil ve daha sürdürülebilir bir dünyaya geçişi destekleyen Fransa’nın ikili kalkınma bankasıdır. Fransa’nın uluslararası arenada sürdürülebilir kalkınma hedeflerini küresel olarak uygulamayı amaçlar.  İklim, biyoçeşitlilik, barış, eğitim, sürdürülebilir kentler, sağlık hizmetlerine erişim ve daha iyi yönetişim ile ilgili 150 ülkede 4.200’den fazla proje yürütmektedir.

2005 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet göstermekte olan AFD, bugüne kadar kamu yatırımlarına, belediyelere, kamu bankalarına ve özel sektöre sürdürülebilirlik alanında 4 milyar Avro’dan fazla finansman sağlamıştır. 2020 yılından bu yana, AFD’nin Türkiye’deki öncelikli konuları adil enerji dönüşümü, sürdürülebilir ve akıllı kentler, doğanın ve doğa hizmetlerinin korunması ve toplumsal cinsiyet olmuştur. Ayrıca, göçmenlerin belediye hizmetlerine ve işgücü piyasasına erişimlerini sağlamak amacıyla da projeler yürütülmektedir. Geçen sene yaşanan deprem felaketinin ardından kentlerin ve ekonominin yeniden yapılanmasının yeşil ve sürdürülebilir olması yönünde de desteğini sürdürmektedir.

   

18 Ocak Perşembe 2024 saat 20.00
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM), Küçük Salon
Giriş salon kapasitesi dahilinde serbesttir.

Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu ve Almanya’nın İzmir Başkonsolosluğu, Institut français işbirliğiyle, Elysée Antlaşması’nın 61. yıl dönümü vesilesiyle, Fransız-Alman dostluğunu kutlamak için bir konser düzenliyor.

Fransız piyanist Maxime Zecchini ve Alman viyolonselist Theo Bross, konserde Fransız, Alman ve Türk bestecilerin eserlerinden oluşan bir program sunacaklar.

Program :
Bazelaire : Suite Française (15′)
Beethoven : Variations sur la flûte Enchantée (12′)
Fauré : Romance opus 17 n°3 et Berceuse (4′)
Mendelssohn : Chansons sans Paroles (5′)
Milhaud : Elégie (4′)
Brahms : Sonate n°1 en mi mineur (12′)
Debussy : Sonate (14′)
Fazil Say : Bodrum (4′)

Giriş salon kapasitesi dahilinde serbesttir.

 

 

 

Braille alfabesine giriş atölyeleri

IF İzmir kütüphanesinde

Okuma Geceleri 2024 kapsamında, Institut français İzmir Kütüphanesi, Konak Belediye Kütüphanesi ile işbirliği içinde, size Braille alfabesi üzerine iki tanıtım atölyesine katılma şansı sunuyor. Bu atölye çalışmaları 19 Ocak 2024 Cuma günü saat 10.30-12.00 arasında ortaokul öğrencileri için, saat 14.00-15.30 arasında ise  yetişkinler için gerçekleştirilecektir.
Etkinlik dili Türkçe.
Yerler sınırlıdır – Kayıt için:  mediatheque.izmir@ifturquie.org

 

 

 

 

 

14. My French Film Festival 19 Ocak’ta başlıyor! Genç yönetmenlere adanmış dünya’daki ilk ve tek online frankofon film festivali olan MyFFF boyunca 11 dilde altyazılı toplam 26 uzun ve kısa metraj filmi festivalin İnternet sitesinde izleyebilir, filmlere oy vererek festival yarışmasına katkıda bulunabilirsiniz.
Festival bu yıl İngiliz oyuncu ve şarkıcıların en Fransız olanına saygı duruşunda bulunuyor: ikonik ve efsanevi Jane Birkin.
Afiş, festival seçkisinin ilk filmi olan uzun metrajlı “Jane B. Agnès Varda İçin”i tanıtıyor. İkonoklastik yönetmen Agnès Varda’nın Jane Birkin portresi, belgesel ve drama arasında gidip gelen gerçek bir cevher.

Festival seçkisinde bulunan 3 film, Jeanne Aslan ve Paul Saintillan’dan “Fifi”, Alain Ughetto’dan “Köpekler ve İtalyanlar giremez” ve Jean-Baptiste Durand’an “Chien de la casse” Türkçe altyazılı olarak izlenebilir.

Filmleri hemen keşfetmek için https://www.myfrenchfilmfestival.com/

Sinema – Fifi (Spare Keys)
2022/Romantik komedi/118 dakika
Orijinal dilde, Fransızca altyazılı

27/02 Cumartesi – 16:00
09/02 Cuma – 19:00
02/03 Cumartesi – 16:00

Yönetmen: Jeanne Aslan & Paul Saintillan
Oyuncular: Celeste Brunnquell, Quentin Dolmaire

Filmin konusu:

Sorunlu aile ortamından kaçmak isteyen 15 yaşındaki Sophie, zengin arkadaşı Jade’in evinin yedek anahtarlarını alma fırsatını değerlendirir. Yaz için terk edildiğini sandığı geniş evin tadını çıkarırken, arkadaşının ağabeyi Stéphane ile karşılaşır; kaderin bir cilvesi olarak kendisi de burada kalmayı planlamaktadır…

Fragman

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin!
Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

 

Sinema – Köpekler ve İtalyanlar giremez
2021/Belgesel, animasyon/70 dakika
Orijinal dilde, türkçe altyazılı

20/01 Cumartesi – 16:00
10/02 Cumartesi – 16:00
24/02 Cumartesi – 16:00

Yönetmen: Alain Ughetto

Filmin konusu:

Köpekler ve İtalyanlar Giremez, geçen yıl Annecy Film Festivali’nden aldığı Jüri Özel Ödülü’nün yanı sıra çeşitli uluslararası festivallerden 12 ödül kazanarak dönen, etkileyici bir stop-motion belgesel-drama.
Yirminci yüzyılın başında, İtalya’nın kuzeyinde, yaşam çok zorlaşmıştır ve Ughetto’lar yurtdışında her şeye yeniden başlamayı hayal etmektedir. Luigi Ughetto Alpleri aşarak Fransa’da yeni bir hayata başlar ve sevgili ailesinin kaderini sonsuza dek değiştirir. Ailenin hikayesinin peşine torun düşer. Yönetmenin büyükannesi Cesira’yla hayali bir sohbet biçiminde kurgulayarak ona öğrenmek istediği her şeyi sorduğu bu film, 19. yüzyıl sonunda yaşayan İtalyan göçmen kuşağının yaşamlarına tanıklık ederken cesaretlerine saygı duruşunda bulunuyor.

Fragman

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin!
Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

 

Sinema – Super-8 Yılları
2022/Belgesel/60 dakika
Orijinal dilde, türkçe altyazılı

26/01 Cuma – 19:00
03/02 Cumartesi – 16:00
24/02 Cumartesi – 19:00

Yönetmen: Annie Ernaux, David Ernaux-Briot
Annie Ernaux’nun görüntüleriyle

Konu:

2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Annie Ernaux’nun yazıp anlattığı, oğlu David Ernaux-Briot’nun yönettiği Super-8 Yılları, Annie Ernaux’nun yazarlığa adım atmadan önce çekilmiş 8mm hatıra filmlerini bir araya getiriyor: “1972 ile 1981 yılları arasında çekilmiş super-8 filmleri yeniden izlerken, bunların yalnızca bir aile arşivi olmadığını, aynı zamanda 1968’den sonraki on yıl boyunca toplumsal bir sınıfın eğlencelerine, yaşam tarzına ve özlemlerine tanıklık ettiğini de gördüm. Bu sessiz görüntüleri, mahrem olanı toplumsal olanla ve tarihle birleştiren bir hikâyeye dahil etmek, o yılların tadını ve rengini aktarmak istedim.” Aralarında Babamın Yeri, Bir Kadın, The Possession, Seneler ve Kürtaj’ın da bulunduğu yirmiye yakın kurmaca ve anı kitabının yazarı olan Annie Ernaux, birçokları tarafından Fransa’nın en önemli edebi sesi olarak kabul ediliyor. Little White Lies’a göre “Evlilik, annelik ve olup biten her şey üzerine büyülü bir ev filmi/görsel makale“ olan Super-8 Yılları, prömiyerini Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümü kapsamında yaptı.

Fragman

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin!
Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

Sinema – Jeanne du Barry
2023/Biyografik, drama, tarih/116 dakika
Fransızca dublajlı, türkçe altyazılı

03/02 Cumartesi – 19:00
23/02 Cuma – 19:00
02/03 Cumartesi – 19:00

Yönetmen: Maïwenn
Oyuncular: Maïwenn Johnny Depp, Benjamin Lavernhe, Pierre Richard, Melvil Poupaud

Filmin konusu:

Kimsenin istemediği, halktan bir kız, hayattan bıkmış bir kral ve tarih kitaplarına geçmiş bir saray skandalı… Cannes Film Festivali’nin açılışında gösterilen bu çarpıcı dönem filmi Fransa Kralı 15. Louis’nin metresi, filme adını veren Jeanne du Barry’nin yaşam öyküsünden esinleniyor. Yönetmen ve senarist Maïwenn, Jeanne rolünü de üstlenirken kralı Johnny Depp canlandırıyor. Derinlikli araştırmalara dayanan ve yazımı yıllar süren senaryosuyla 35mm filme çekilen Jeanne du Barry, şatafatlı Versailles Sarayı’nı mekân alıyor ve zarif maskeler ardındaki iktidar çekişmelerini 18. yüzyıl ile günümüz arasında bağlantılar ima ederek beyazperdeye yansıtıyor. Maïwenn filmi hakkında şöyle diyor: “Her şey 2006’da Sofia Coppola’nın Marie Antoinette filmini gördüğümde başladı. Asia Argento’nun canlandırdığı Jeanne du Barry karakteri perdede göründüğü an büyülendim. Kaybetmeye mahkûm, muhteşem bir karakter. Kendi filmimin de masal gibi olmasını istedim, Külkedisi gibi.”

Fragman

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin!
Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

Sinema – Herkes Jeanne’ı seviyor
2021/Romantik komedi/95′
Orijinal dilde, türkçe altyazılı

20/01 Cumartesi – 19:00
02/02 Cuma – 19:00
01/03 Cuma – 19:00

Yönetmen: Céline Devaux
Oyuncular: Blanche Gardin, Laurent Lafitte, Maxence Tual

Filmin konusu:

Dünyayı kurtarmayı kafasına koymuş Jeanne’ı her zaman herkes severdi. Oysa Jeanne bugünlerde kendisinden nefret etmektedir. Gırtlağına kadar borca battığı için Lizbon’a gidip bir yıl önce vefat eden annesinin dairesini satmak zorunda kalmıştır. Havaalanında liseden sınıf arkadaşı, tuhaf ve hafif müdahaleci Jean ile karşılaşır. Bu da yetmezmiş gibi, her hareketine bir laf sokan ve kulağına küfürler fısıldayan küçük, tüylü bir yaratık olan “Küçük Hayalet” peşini hiç bırakmaz. Yönetmen ve illüstratör Céline Devaux, prömiyerini Cannes 2022’de Eleştirmenler Haftası bölümünde yapan, sıcak ve alışılmadık bir romantik komedi olan ilk uzun metrajlı filmine dair, “Depresyon hakkında bir komedi yazmak, iyi hissetmediğimizde içimizden geçen tüm zehirli düşüncelerden bahsetmek istedim. Bunları neşeyle tasvir etmenin bir yolunu bulmalıydım,” diyor.

Fragman

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin!
Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

Sinema – Çözümler kitabı
2023/Komedi/102 dakika
Orijinal dilde, türkçe altyazılı

19/01 Cuma – 19:00
27/01 Cumartesi- 19:00
10/02 Cumartesi – 19:00

Yönetmen: Michel Gondry
Oyuncular: Pierre Niney, Blanche Gardin

Filmin konusu:

Yapımcıları ile yaşadığı anlaşmazlık sonucu filmini teyzesinin evinde bitirmek zorunda kalan Marc, bir taraftan da ilhamını geri kazanmaya çalışmaktadır. Hikayesini güzelleştiren eğlenceli, komik noktalar yakalasa da kariyeri ve akli dengesini korumak arasında bunalmaktadır. Tepe taklak giden süreç içinde komik ve şiirsel yetenekleri geri dönecektir.

Fragman

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin!
Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

16/01 Salı, 19.00
Institut français İzmir sinema salonu

Yönetmen: Alice Winocour
Başroller: Virginie Efira ve Benoît Magimel
2023/Fransa/+13 yaş/ 103′
Türkçe Altyazılı

İzmir Fransız Kültür Merkezi tarafından hazırlanan Sinema Kulübü, en güncel Fransız filmlerinden oluşan seçkiyle geri dönüyor. Bu Salı, IFT İzmir sinema salonunda yerinizi alın ve dokunaklı dramlardan hafif komediye kadar geniş bir yelpazede uzanan film seçkisini keşfedin.

Hikaye

Mia bir sonbahar akşamı, Paris’te bir restoranda teröristlerin saldırısına maruz kalır. Olayın üzerinden üç ay geçtikten sonra bile kendini toparlayamayan, o geceden yalnızca bölük pörçük bir şeyler hatırlayabilen Mia, sonunda normal yaşantısına yeniden kavuşabilmek için olayları ve mağdurları araştırıp anılarını birleştirmeye çabalayacaktır. Augustine, Proxima, Maryland / Darmadağın ile tanıdığımız Alice Winocour’un ilk kez Cannes Film Festivali Yönetmenlerin On Beş Günü Bölümü’nde gösterilen son filmi, yönetmenin erkek kardeşinin de mağduru olduğu 2015 Bataclan saldırılarından esinleniyor: “Asıl ilgilendiğim saldırının kendisi değil, mağdurlarında bıraktığı izler. Bir şehre yeni gözlerle bakma fikri. Paris bu filmin karakterlerinden biri çünkü bu kent de en derinden yaralandı.”

Filmin fragmanını izlemek için buraya tıklayın.

Biletler Fransız Kültür Merkezi’nde satışta. Yerler numarasız ve sınırlı sayıdadır.
Film başladıktan sonra içeri seyirci alınmaz, mevcut bilet başka bir filme aktarılır.

Tam Bilet: 40 TL, Öğrenci ve 65 yaş üstü: 30 TL
Nakit ödeme yapılmaktadır.

 

 

 

Bir kızılderili çadırı etrafında hikayeler
Her cumartesi saat 11:30’ta
Institut français kütüphanesinde
4 yaş ve üzeri

Institut français İstanbul kütüphane ekibi, 4 yaş ve üzeri çocukları, her cumartesi saat 11:30’da yeni bir masal saati deneyimi için  kütüphaneye bekliyor!

Bir kızılderili çadırının etrafında oturarak frankofon hikayeler dinleyip seyahat etmeye hazır mısınız?

Etkinlik kütüphane üyelerine özel ve ücretsizdir. Kayıt zorunlu değildir.

KUKLA GÖSTERİSİ –
Demir burunlu cadıkarı
10-17-24 ve 31 Ocak saat 15:30’da
Institut français kütüphanesinde
3 yaş ve üzeri

Institut français İstanbul kütüphane ekibi sizi yeni kukla gösterisi “Demir burunlu cadı”‘ya davet ediyor.
Etkinlik kütüphane üyelerine özel ve ücretsizdir. Kayıt zorunlu değildir.

Sinema
Ocak-Mart 2024 programı

Yeni yıla beyaz perdeden bakın !

2024 senesine farklı diyarları keşfederek ve sinemanın büyüsüne kapılarak başlayın! Jeanne karakterinin Blanche Gardin tarafından canlandırıldığı Maïwenn’den “Jeanne du Barry”, Michel Gondry tarafından sinemaya uyarlanan “Çözümler kitabı” ve Nobel ödüllü Annie Ernaux’nun portresi “Super-8 yılları” Ocak-Mart sinema programında yer alan Fransız filmleri…

Institut francais Sinema&kütüphane kartını satın alın ve en iyi Fransiz filmlerini keşfedin! Daha fazla bilgi icin kütüphaneye danışın!

Sinema biletleri seanstan yarım saat önce sinema salonunda satışa çıkıyor.
Tam bilet: 30 TL, İndirimli bilet: 20 TL
Ödemeler kredi kartı ile yapılıyor.

Program:

Çözümler kitabı
19 Ocak Cuma – 19:00
27 Ocak Cumartesi – 19:00
10 Şubat Cumartesi – 19:00

Köpekler ve İtalyanlar giremez
20 Ocak Cumartesi – 16:00
10 Şubat Cumartesi – 16:00
24 Şubat Cumartesi – 16:00

Herkes Jeanne’ı seviyor
20 Ocak Cumartesi – 19:00
2 Şubat Cuma – 19:00
1 Mart Cuma – 19:00

Super-8 Yılları
26 Ocak Cuma – 19:00
3 Şubat Cumartesi – 16:00
24 Şubat Cumartesi – 19:00

Fifi
27 Ocak Cumartesi – 16:00
9 Şubat Cuma – 19:00
2 Mart Cumartesi – 16:00

Jeanne du Barry
3 Şubat Cumartesi – 19:00
23 Şubat Cuma – 19:00
2 Mart Cumartesi – 19:00

Institut français Ankara, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 11-14 Ocak tarihleri ​​arasında düzenlenen çok sayıda Fransızca ve Fransızca konuşmacının katılımıyla düzenlenen Mersin Edebiyat Festivali’ni destekliyor.

Yer: MBB Kongre ve Sergi Sarayı – Mersin
Giriş ücretsizdir
(Workshoplarda yaratıcı okuma kontenjanı doldu)

Program:

Fransız Gecesi: Camerata Trio
26.01.2024, Cuma, 19:30
Müze Evliyagil, Ankara

Müze Evliyagil, Institut Français de Turquie işbirliği ile Camerata Trio’nun Fransız Gecesi konserine ev sahipliği yapıyor.

Biletler hakkında bilgi ve ön rezervasyon için muzeevliyagilbilet@gmail.com adresine mail gönderebilirsiniz.

Camerata Trio

Ayten Hanalioğlu, soprano
Hilal Tapan, mezzosoprano
Ilgın Uysal, piyanist

2021 yılında faaliyetlerine başlayan, soprano ve mezzosoprano olmak üzere opera sanatçılarından oluşan şan grubu Camerata Trio, opera sanatını ‘devlet kurumu’ çatısından çıkararak geniş kitlelere ulaştırabilmeyi amaçlıyor. Toplumumuzca ‘sıkıcı bir burjuva sanatı’ olarak algılanan ve bağrılarak söylendiği önyargısıyla yaklaşılan opera sanatının zarafetini, çekiciliğini ve görkemini insanlara gösterebilmek düşüncesiyle yola çıkan grup, edindikleri bu misyonla, çeşitli sahnelerde, dernek etkinliklerinde ve büyükelçiliklerdeki resepsiyonlarda konserlerini sürdürmektedir.

Program:

1- J. Massenet – Nuit D’Espagne
2- R. Hahn – L’Énamourée
3- L. Delibes – Les Filles de Cadix
4- J. Offenbach – La Périchole – “Tu n’es pas beau…
5- J. Offenbach – Les Contes d’Hoffmann – Barcarolle
6- G. Bizet – Les Pêscheurs de perles – Leila Aria – “Me voila seule…
7- S. Saëns – Samson e Dalila – Samson Aria – “Mon coeur s’ouvre à ta voix…
8- Liszt – Legend No.2
9- C. Gounod – Faust – Marguerite Aria – “O Dieu!..Que de bijoux…
10- G. Bizet – Carmen – Carmen Aria
11- J. Offenbach – La Périchole – “Vous a-t-on dit souvent…

Ayten Hanalioğlu

2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ndeki eğitimini bırakmış, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazanarak 2013-2018 yılları arasında Opera Anasanat Dalı’nda eğitim almıştır. Bu eğitim sürecinde çeşitli solo şan ve koro konserlerinde ayrıca Ankara Devlet Opera ve Balesi, Mersin Devlet Opera ve Balesi, Bursa Merinos sahnelerinde sergilenen okul temsillerinde yer almıştır. Mezuniyetin ardından İtalya’da bulunan Accademia D’arte Lirica Osimo’ya kabul edilerek 2018-2019 yılları arasında perfezionamente eğitimi almıştır. Yine bu süreçte İtalya’da çeşitli şan konserlerinde söylemiştir. 2021 yılından itibaren Ankara Devlet Opera ve Balesi bünyesinde sergilenen oyunlarda ve konserlerde korist ve solist olarak yer almaktadır. Bunun yanı sıra, Camerata Trio isimli şan grubu ile özel konserlerine devam etmektedir.

Hilâl Tapan

2008 yılında Gazi Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmış ve buradaki eğitimini 2012 yılında başarıyla tamamladıktan sonra aynı bölümün yüksek lisans programına katılmaya hak kazanmıştır. Yüksek lisans programını yarıda bırakarak, 2013 senesinde konservatuvar sınavlarına girmiş ve Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü’nü kazanmıştır. Buradaki şan çalışmalarına Doç. Keriman Davran ile başlamıştır. 2018 yılında Sahne Sanatları Bölüm İkincisi, Opera Bölüm Birincisi olarak Yüksek Şeref derecesi ile mezun olmuştur. İlk başrolünü J. Strauss – Der Zigeuenerbaron operetinde Saffi rolü ile söylemiştir. Devam eden eğitimi boyunca çeşitli solo konserlerde ve koro konserlerinde ayrıca Ankara Devlet Opera ve Balesi, Mersin Devlet Opera ve Balesi, Bursa Merinos sahnelerinde sergilenen okul temsillerinde yer almıştır. 2021 yılında Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Ses Eğitimi/Oopera alanında yüksek lisans programına katılmaya hak kazanmıştır. Eğitimine hala devam etmektedir.

Ilgın Uysal

Müzik ve piyano çalışmalarına özel derslerle başladı. 2006 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’na kabul edilerek burada keman ve piyano çalıştı. Prof. Hande Dalkılıç ile Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Piyano Anasanat Dalı’nda başladığı lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’nde aynı isimle 2018 yılında tamamladı. Piyano yüksek lisans eğitiminin bir bölümünde, Macaristan’ın sağladığı Stipendium Hungaricum bursu kapsamında Franz Liszt Müzik Akademisi’nde István Gulyás ve Fülöp Ránki ile piyano, Judit Szabó ve Péter Kiss ile yoğun olarak oda müziği çalıştı. Uysal, yüksek lisans eğitimine Anadolu Üniversitesi’nde Prof. Lilian Tonella Tüzün ile devam etmektedir. İdil Biret, Gülsin Onay, Prof. Milena Mollova, Prof. Victor Rosenbaum gibi isimlerin aralarında olduğu pek çok piyanist ile ustalık sınıfı çalışmaları yaptı. Ankara, Eskişehir, İstanbul, Viyana ve Budapeşte gibi şehirlerde çeşitli konserlerde yer alan Uysal, 2017 yılında İdil Biret ve 3 ustalık sınıfı öğrencisi ile birlikte İstanbul’da sahne aldı. Oda müziğine duyduğu özel ilgi dâhilinde yerli ve yabancı pek çok müzisyen ile oda müziği çalışmaları ve konserlerine katıldı. 2019-2021 yılları arasında, kurucu üyesi olduğu Sempre Trio ile Ankara ve Eskişehir’de konserler verdi. 2023 yılında Umay Şafak ve Elif Ece Kaya ile kurduğu Trio Anka ile oda müziği kariyerine devam ederken, ayrıca Camerata Trio’nun bir üyesi olarak Ayten Hanalioğlu ve Hilâl Tapan ile birlikte konserler vermektedir. 2019-2021 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü’nde yardımcı piyano derslerini yürüten Uysal, halen Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü’nde korrepetitör olarak görev almaktadır.

Müze Evliyagil

Şevket Evliyagil Sokak No: 1
İncek / Ankara

t (312) 460 11 06
info@muzeevliyagil.com

Her Pazartesi 16.30 – 18.00
Institut français İzmir kütüphanesinde

9 Ekim’den itibaren Institut français İzmir kütüphanesi, Saint-Joseph Lisesi 11. sınıf öğrencileri Bengisu ve Deniz’in önderliğinde her Pazartesi saat 16.30’dan 18.00’a kadar ödev yardımı sunuyor. Eğer lise hazırlık öğrencisiyseniz, 9. veya 10. sınıfta okuyorsanız, Fransızca iletişim kurarak size farklı derslerde yardımcı olacaklar.

Yerler sınırlıdır. Bilgi ve kayıt için mediatheque.izmir@ifturquie.org

Ayda 2 Salı günü 17.00 – 19.00
9 ve 23 Ocak, 6 ve 20 Şubat
Institut français İzmir kütüphanesinde

İzmir Fransız Kültür Merkezi kütüphanesi üyelerini Fransızca şarkı atölyesine davet ediyor.

14 Kasım’dan itibaren, ayda iki salı günü saat 17:00 ile 19:00 arasında gerçekleşecek olan bu atölyeyle aramıza katılarak yaratıcılığınızı ve ritim duygunuzu harekete geçirip içinizdeki yazar-bestekar-sanatçıyı uyandırın!

Katılım için B1-B2 seviyesinde Fransızca bilmek gereklidir. Yerler sınırlıdır. Bilgi ve kayıt için mediatheque.izmir@ifturquie.org

Her Salı 10.00 – 13.00
Institut français – Izmir kütüphanesinde

Dostça bir atmosferde çay içerken bilgi alışverişinde bulunmak, paylaşmak ve öğrenmek, farklı geçmişlerden insanlarla tanışmak için bir araya geliyoruz.
Örgü, nakış, dikiş, tığ işi, origami, resim yapma, yemek pişirme vb.
Siz de yeni insanlarla tanışmak, bilginizi paylaşmak ve/veya yenilerini öğrenmek, sıcak bir ortamda fikir alışverişinde bulunmak istiyorsanız her Salı saat 10.00’dan itibaren bize katılın.
Kontenjan sınırlıdır, lütfen kayıt olun: mediatheque.izmir@ifturquie.org

 

 

 

 

 

 

Fransa Kültür ve Milli Eğitim Bakanlıkları ile Gençlik Bakanlıkları’nın düzenlediği Okuma Geceleri’nin 8’inci temasından ilham alan Ankara, Hacettepe ve Hacı Bayram Veli üniversiteleri Fransız dili ve edebiyatı öğrencileri, bedenle ilgili en sevdikleri kitaplardan bir seçki hazırladılar ve 19 Ocak Cuma günü saat 19.30‘da Institut’de paylaşacaklar.

Orta Çağ Türk ve Batı edebiyatında beden sorununa konu alacak olan Türkçe ve Sosyal Bilimler Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi Dr. İlteriş H. Kutlu’nun etkinliğin açılışını yapacak, sizi Türk ve Fransız edebiyatında şiir, felsefe eserleriyle tanıştıracak.

Honoré de Balzac, Simone de Beauvoir, Marguerite Duras, Adalet Ağaoğlu, Nazım Hikmet ve Cemal Süreya eşliğinde çağlara, coğrafyalara, cinsiyetlere, aşkta ya da ölümde, zamanına göre bedeni tüm yönleriyle tartışacağız.

Ayrıca, katılanlara temayla ilgili kendi (kısa) metinlerini paylaşmaya davet edilecektir.

Etkinlik Türkçe olacak ve bazı alıntılar Fransızca olarak okunacak.

Etkinlik Ankara, Başkent, Hacettepe ve Hacı Bayram Veli üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştiriliyor.

Katılım ücretsizdir, kayıt zorunlu.

Dr. Halil İlteriş KUTLU

1988’de Ankara’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 2006 yılında Başkent Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği programında lisans eğitimine başladı. 2009 ve 2010 yılında Almanya’da  Johannes Gutenberg Üniversitesi  Doğu Bilimleri Bölümünde öğrenim gördü. 2012 yılında lisans öğrenimini tamamladı ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı ana bilim dalında yüksek lisansa başladı. 2014’ yılında Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği programına araştırma görevlisi olarak girdi. 2015 yılında Ortaçağ Batı romansları ile Doğu mesnevileri arasında karşılaştırmalı bir incelemeyi ihtiva eden “Tristan ve Isolde ile Hüsrev ü Şirin Üzerine Mukayeseli Bir İnceleme” teziyle 2015 yılında yüksek lisansını bitirdi. Aynı yıl, yine Gazi Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı anabilim dalında doktora eğitimine başladı ve 2023 yılında İbrahim Peygamber’in hayatını konu alan “Halilnâme Mesnevisi” üzerine hazırladığı doktora tezi ile Doktor unvanını aldı.

Başkent Üniversitesi’nde medeniyet, kültür ve düşünce tarihi üzerine dersler veren ve bu alanlarda çeşitli yayınları olan Kutlu, hâli hazırda Başkent Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Beden algısının düşünsel mâzisi üzerine kısa bir değerlendirme

Beden, modern çağlarda bütün ve tümel olarak algılanmasından önce Orta Çağ düşüncesinde parçalı ve tikel bir mefhum olarak ele alındığı görülmektedir. Bu parçalı ve tikel kavrayış hem Hristiyan medeniyetinin hem de İslam medeniyetinin estetik nazariyesinde ortak ve kolektif bir kavrayış tarzı olarak karşımıza çıkmakta ve bu ortak ve kolektif algının somut yansımalarına dair hem anlatı ürünlerinde hem de görsel sanat ürünlerinde pek çok örneği bulunmaktadır. Orta Çağ Batı ve Doğu muhayyilesinin “beden” ve “beden”e dair güzellik algısına müşahhas bir mahiyet kazandıran bu estetik malzemeler, “Beden”in, uzak ve mistik geçmişte nasıl bir düşüne tarzıyla kavrandığını göstermekte ve zihinlerde,  bu büyülü, mistik ve gizemli düşünce tarzının temelinde çok daha kadim referansların olduğu fikrini uyandırmaktadır.  Ayrıca söz konusu görsel ve metinsel ürünler, “Beden”in, gerek Batı’nın gerek Doğu’nun geleneksel düşünce karakteri üzerinde felsefi, sosyolojik ve teolojik tartışmalar yapmayı da mümkün kılmaktadır.   

 

     

 

Ayda iki Persembe 16.30 – 18.30 arası
11 ve 25 Ocak, 8 ve 22 Şubat
Institut français İzmir Kütüphanesinde

Institut français İzmir Kütüphanesi üyelerine Fransızca yaratıcı yazı atölyesi sunuyor.
Ayda iki Persembe saat 16.30 – 18.30 arasında bize katılın ve hayal gücünüz ile hafızanızı canlandırarak yaratıcı potansiyelinizi kesfedin! İçinizdeki yazarı uyandırın!
En az B2 seviyesi Fransızca gerekmektedir.
İlk 6 atölyenin konuları : Çocukluk, okul, anılar, bayramlar ve aile.
Yerler sınırlıdır. Bilgi ve kayıt için mediatheque.izmir@ifturquie.org

 

 

 

 

Ayda iki cumartesi 14:30 15:00 arası
27 Ocak, 10 ve 24 Şubat
Institut français İzmir kütüphanesinde

Fransız Kültür Merkezi kütüphanesi çocuklar için bir masal saati sunuyor. Ayda iki cumartesi günü saat 14:30 ile 15:00 arasında gerçekleşecek olan bu masal saati çocukların hep birlikte eğleneceği, güleceği ve öğreneceği keyifli bir etkinlik.

Frankofon çocuk kitapları yazarlarının kelimeleriyle çıkacağımız bu yolculukta çocuklar okuma keyfini, masal ve öykülerin dünyasının büyüsünü birlikte tadarak hep birlikte hayaller kuracaklar.

Sınırlı sayıda yer olduğundan kayıt gereklidir. Bilgi ve kayıt için mediatheque.izmir@ifturquie.org

 

 

 

 

 

 

03.02.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2022 | Yönetmen Lola Quivoron | Drama | 110dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Julia sahtecilik işler yapıp geçiniyor ve motosiklete olan bir tutkuyla yaşıyor. Bir yaz günü, kros sürmeyi seven bir bisikletçi çetesiyle tanışır ve çoğunluğu genç erkeklerden oluşan bu gizli ortama sızar. Bir kaza çete içindeki konumunu zayıflatmadan önce…

27.01.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2020 | Yönetmen Elie Wajeman | Drama| 82dk | Film dili Fransızca, Türkçe altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

Mikaël bir gece doktorudur. Zor mahallelerdeki hastaları ve aynı zamanda kimsenin görmek istemediği uyuşturucu bağımlılarını da tedavi ediyor. Karısı ile metresi arasında kalan, eczacı kuzeni tarafından sahte Subutex reçeteleriyle tehlikeli bir ticarete sürüklenen hayatı tam bir kaostur. Mikaël’in artık başka seçeneği yoktur: Bu gece kaderini tekrar kendi ellerine almak zorundadır.

20.01.2024 Cumartesi – 17.00

Giriş 20tl (FKM öğretmen ve öğrencilerine ücretsizdir)
2022 | Yönetmen Alexander Abaturov | Belgesel, çevre, bioçeşitlilik | 90dk | Film dili Fransızca, İngilizce altyazılı

Kayıt zorunlu: mediatheque.ankara@ifturquie.org

Tel: 0312 408 82 33

ÖZET

2021 yazında, sıcak hava dalgası ve olağanüstü kuraklık, kuzeydoğu Sibirya’da 19 milyon hektarlık alanı kasıp kavuran dev yangınlara neden oldu. Tayga’nın kalbindeki bu bölgede Shologon köyü kalın bir duman bulutuyla kaplanmış durumda. Rüzgarın taşıdığı siyah küller endişe verici haberler yaydı: Orman yanıyor ve alevler yaklaşıyor. Devlet tarafından terk edilen bölge sakinleri, “Ejderhayla” yüzleşmek için harekete geçer.

21 Aralık 2023 saat 18.00’de
Institut français İzmir 
Giriş ücretsiz

Burçak Yakıcı küratörlüğünde 13 Kasım 2023 tarihinde Izmir Fransız Kültür sergi salonunda izleyiciyle buluşan Kayıp ve Buluntu sergisi kapsamında etkinlikler 21 Aralık tarihinde saat 18:00’de Yakıcı’nın modere ettiği bir sanatçı konuşmasıyla devam ediyor.

Sergide eserleri yer alan Can Akgümüş ve Furkan Öztekin ile gerçekleştirilecek olan söyleşide bu sergi ve eserleri aracılığıyla Arkas Sanat Merkezi’nde 18 Şubat 2024 tarihine kadar ziyarete açık olan olan “Nejad Devrim & Mübin Orhon: İki Imge Yolcusu” Yolcusu sergisiyle kurulmaya çalışılan diyalog ve biçimleri ele alınacak.

İzmir Fransız Kültür Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşen Kayıp ve Buluntu sergisi, Arkas Sanat Merkezi’nde Dr. Necmi Sönmez küratörlüğünde gerçekleştirilmiş olan Nejad Devrim ve Mübin Ohron – İki imge yolcusu sergisiyle renkler, dokular ve üretim teknikleri bakımından bir diyalog kurmayı amaçlıyor.

‘Kayıp ve Buluntu’ sergisi yeniden gün yüzüne çıkmak isteyen bir hikâyenin peşine düşen, kaybolmaya ve unutulmaya yüz tutmuş buluntu nesneyi ya da bir tekniği oyuncu bir yaklaşımla yeniden yorumlayan ve farklı arayışlara giren sanatçıların işlerini bir araya getiriyor.

Öyle ki, bu deneysel yollarla ifade biçimi bulan işler; renk arayışlarında topografik yüzeylerle, kayıp ve buluntuların bir araya gelip nesnelerin yeni boyut kazandığı dokularla ve istemli müdahalelerin yol açtığı görüntülerle izleyiciyi buluşturuyor. Sanatçıların bir rengin, bir dokunun ya da bir duygunun arayışında bulduğu bir öğe, onları adeta yeni bir arayış serüvenine sürüklüyor. Kesişen yolları barındıran, özünde hikayeleri birbirlerinden farklı olan sanatçıların başlıca ortak özelliği deneyselliğin peşine düşmeleri.

Sanatçılar: Can Akgümüş, Furkan Öztekin, Işıl Kurmuş Aleksandrov, İbrahim Karakütük, LÜTFÜ

Küratör: Burçak Yakıcı, Oasis Curatorial

Proje Direktörü: Billur Tansel, Açık Diyalog İstanbul

Kayıp ve Buluntu sergisi 13 Kasım 2023 -13 Ocak 2024 tarihleri arasında Institut français İzmir’de görülebilir.

16 Aralık Cumartesi 14.30 – 17.00
Institut français İzmir kütüphanesi ve sinema salonu

Institut français İzmir kütüphanesi “Bana bir hikaye anlat” etkinliğinin Noel özel bölümünü sunuyor. Programda 5-10 yaş arası çocuklar için Noel temalı Fransızca hikaye saati ve Noel Baba’nın Çırağı adlı filmin gösterimi var!

Eğlenmek, gülmek ve öğrenmek için harika bir yol. Okumanın keyfi, masallar ve hikayeler, hayal kurmak ve Fransızca konuşan çocuk yazarlarının kelimelerine kendinizi kaptırarak büyümek.

14.30: Bana bir hikaye anlat” Noel özel bölümü – Fransızca
15.00: “Noel Baba’nın Çırağı” film gösterimi – Türkçe.
Ücretsiz – herkese açık – 5 yaşından itibaren – mediatheque.izmir@ifturquie.org adresinden kayıt yaptırabilirsiniz.

8 Aralık – 23 Aralık 2023
Kültürpark Atlas Pavyonu
Institut français İzmir

İzmir Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Akademisi tarafından 8 – 23 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek İyi Tasarım İzmir’in bu yılki teması “Uzlaşma” olarak belirlendi.
İyi Tasarım İzmir_8 kapsamında Institut français Izmir, Fransız medya sanatçısı Iyo Bisseck’i ağırlıyor. Bisseck, 12 – 13 Aralık tarihlerinde tasarım ve artırılmış gerçeklik atölyesi düzenleyecek ve 16 Aralık’da düzenlenecek panele konuşmacı olarak katılacak.

  • ATÖLYE: ŞEHİRDEKİ İZLER (12-13 Aralık)
    Yürütücü : Iyo Bisseck
    Başvuru: hello@iyo.io
    Yer: Fransız Kültür Merkezi
  • PANEL/Uzlaşmadan Kim Faydalanır? Dijital Çağda Müzakere, Öz Belirleme, Mücadele ve Tasarım Adaleti (16 Aralık 13:00-14:30)
    Yer: Kültürpark Atlas Pavyonu
    Moderatör: Mustafa Gökberk Tektek
    Konuşmacılar : Iyo Bisseck ve Sinem Görücü Mclnerney

 

Giriş ücretsiz.