Sergi: Ardülke
24.09.2024 14:00
24.10.2024
Fransa Büyükelçiliğin bahçesinde
Avrupa Miras Günleri’nin üçüncü edisyonunun kapsamında, Institut français Türkiye, Ankara şehrinin sanatsal mirasını bir kez daha kutluyor ve sizleri Galeri Nev Ankara’dan Deniz Artun’un küratörlüğünde, sanatçılar Necla Rüzgar ve Yusuf Sevinçli’nin Ardülke sergisini gezmek üzere Fransız Büyükelçiliği bahçesine davet ediyor.
Ardülke
Sözlükte Ardülke, “arkasındaki toprak parçası” olarak tanımlanır; ilk kullanımlarında çoğunlukla nehrin ya da denizin kıyısındaki limanın arkasında kalan iç kısım anlamındadır. İşlek bir bölgenin ya da bir otoritenin etki alanının dışını tarifleyen coğrafi ya da ticari bir terimdir. Diğer yandan, daha ilk andan, zihnimizin gerisini, günlük hayatımızın ötesini, yani bilincimizin arka bahçesini çağrıştırır. Necla Rüzgar’ın heykelleri ve Yusuf Sevinçli’nin fotoğraflarını bir araya getiren Ardülke, Fransız Büyükelçiliği’nin görkemli arka bahçesinde gerçekleştireceğimiz istisnai bir gezi sırasında, bizi bilincimizin sakladıkları ile karşılaştırır.
İlk bakışta bahçe, tüm “Fransız bahçeleri” gibi simetrik görünür. Rönesans’ın idealleri âhenk ve nizamın farklı seviyeleri arasında birkaç basamak ile yükselip alçalan kibar bir düzendedir. Oysa bir eserden diğerine uzanan patika takip edildiğinde, bu aks bozulur; hatıraların ve farkında olmadan tekrar edip durduğumuz alışkanlıkların arasını adımlarken hafif basamaklar bazen yokuşlaşır, hatta uçurumlaşır. Bu kentte yaşayan pek çok kişide müthiş bir merak uyandıran arka bahçenin bitkileri içinden büyüyen eserlerle karşılaşmak, âdeta ideal bir saray bahçesinin labirentleri içinde çeşmelere, grottolara, Ezop masallarından çıkma mermerlere rastlamak gibidir. Fakat tüm yolculuklar sırasında -hele de yol uzun, duraklar çeşitli iken- olduğu gibi, rastladıklarımızın bazen aynılaşabileceğini, bir hatıranın diğerinin yerine geçebileceğini, zihnimizin kendi kendini kandırabileceğini de gösterir. Kayıp olmak labirentin tanımı içindedir.
İşlek limanların, canlı kentlerin, güçlü etki alanlarının ötesini işaret eden “arka bahçe”, aynı zamanda hepsinden uzakta, yalnız kalabileceğimiz bir an anlamına da gelir. Bilinç altımızda kaybolarak ya da kaybolduğumuzun bilincinde olarak. Ardülke, bu serginin izleyicileri olmasak tek başımıza gezinme iznine asla sahip olamayacağımız bir mekânda, birden bizi köklerin, yaprakların, arıların var olma gücü ile baş başa tefekküre bırakır. Voltaire “bahçemizi yeşertmek gerekir” dediğinde söz ettiği, hem bu yalnız bahçe, hem de hepimizin ortak arzularının doyasıya kalabalık ormanıdır. Rüzgar’ın ve Sevinçli’nin eserleri buraların toprağına serpiştirilmiş eşsiz tohumlardır. Ve biz izlerken, belki de her biri tüm düzenlerin dışında, bir cennet bahçesinin mucizeleri olarak yeşerecektir.
Deniz Artun, Galeri Nev
Gezi programı her Salı ve Perşembe 14.00’da (Türkçe rehberli tur, süre 1 saat):
24 Eylül Salı
26 Eylül Perşembe
1 Ekim Salı
3 Ekim Perşembe
8 Ekim Salı
10 Ekim Perşembe
15 Ekim Salı
17 Ekim Perşembe
22 Ekim Salı
24 Ekim Perşembe
Önemli: Kayıtlar zorunludur ve yerler sınırlıdır (her ziyaret 20 kisi ile sınırlıdır, girişte kimlik kontrolü yapılacaktır).
Kayıtlar: kulturankara@ifturquie.org posta adresine: İsim ve soyisim, TC kimlik no ve seçtiğiniz günü belirtmeniz zorunludur, eksik olan bilgilere kayıt yapılmayacaktır.
Sanatçılar
Necla Rüzgar
Necla Rüzgar, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde profesör olarak görev yaparken, aralarında, İstanbul, Mardin, Diyarbakır, Berlin, Bükreş, Zürih, Lyon ve Seul’un bulunduğu pek çok kentte resim, heykel, fotoğraf ve videolarını sergiledi. İsviçreli küratör ve sanat eleştirmeni Susann Wintsch 2017 yılında, São Paulo’dan Paola Junqueira ile Necla Rüzgar arasında düşünsel ve estetik ortaklıklara dikkat çeken “Vertical Dialog” sergisini Zürih’te, Galerie Widmer’de düzenledi. Wintsch, 2022 yılında ise KunstMuseum Thun’da açılan ve Afgan sanatçılarla, dünyanın başkaca yerlerinden sanatçıları ortak bir bahçede umut yeşertmek üzere bir araya getiren “The Other Kabul: Remains of the Garden” sergisine davet etti. Rüzgar, 2016 yılında Museum Für Neue Kunst’ta gerçekleşen Ayşe Umur, Agah Uğur Koleksiyonları sergisi: “Freund Schafts Spiel”de ve 2017’de Stadtkino Basel’de gerçekleşen “The Compiler Screenings”de yer aldı. 2018 yılında Deniz Artun küratörlüğünde Galata Rum Okulu’nda açılan sergisi “Çok Kalpli Varlık” bir retrospektif niteliğindeydi. Ardından, aynı sergiden seçilen yakın tarihli eserler, Lyon Bienali paralel etkinliği olarak Galerie Henri Chartier’de düzenlenen “Éloge de la Curiosité” sergisinde izlendi. Sanatçının “İç Fauna” eseri, İstanbul Modern’in “Şimdi’nin Peşinde” başlıklıklı koleksiyon sergisinde iki yıl boyunca izlendi. Necla Rüzgar, 2021 baharında Grimmwelt Museum Kassel’in koleksiyonuna eşlik edecek çağdaş sanatçılara ayırdığı galerisinde 100 parçalık bir sergi hazırlamaya davet edildi. Kasım 2021-Nisan 2022 tarihleri arasında devam eden “My Name Was Written on Every Page” başlıklı sergi, aynı adlı desenler ile Rüzgar’ın arşivinden sulu boyaları bir araya getirerek, yirmi yılı aşkın üretiminin omurgasını uluslararası izleyiciler nezdinde yeniden ördü. 2024 yazında, bu diziden doğan bronz maskların en görkemlisi, yine eşlik eden suluboyalar ile Perasmaİstanbul’un düzenlediği sergide, pek çok uluslararası sanatçının eseriyle birlikte Leros’ta izlendi.Necla Rüzgar son kişisel sergisini Şubat 2024’te Galeri Nev’de gerçekleştirdi. ‘Dayanıklılık’ ve ‘süreklilik’ kavramları etrafından şekillenen “Ben Denizle Sınanan Bir Kayayım” başlıklı sergi, aynı zamanda Ocak 2014’ten bu yana sanatçıyı temsil eden Galeri Nev ile sanatçı arasındaki ilişkinin onuncu yılını da kutsayan nitelikte idi.
Yusuf Sevinçli
Yusuf Sevinçli, kişisel deneyimlerini ve bu deneyimlerin çevresinde şekillenen duyguları izleyiciye aktardığı siyah-beyaz fotoğraflarını İstanbul, Paris, Marsilya, Nantes, Toulouse, Mulhouse ve Arles gibi birçok şehirde sergiledi. İlk kişisel sergisi “Good Dog”un kitabı, 2010 yılında gerçekleşen sergi sonrasında 2012’de Filigranes Editions tarafından Fransa’da yayımlandı. 2013 yılında, Fransa’da temsiliyetini üstlenen Galerie Les Filles du Calvaire’de “Post” sergisiyle yer aldı. Sevinçli, şehir yaşamını öznel bir bakışla fotoğrafladığı “Marseille” (2014) ve “Walking” (Vichy, 2015) gibi serilerle fotoğrafçılık alanındaki çalışmalarını genişletti. “Marseille”, Christin Garcin’in metinleri eşliğinde Le Bec en L’air yayınlarından; “Walking” ise Filigranes Editions tarafından kitaplaştırıldı. Fransa’da, Galerie Les Filles du Calvaire başta olmak üzere; Galerie Confluence, Château d’Eau, La Filature ve Galerie Voies Off gibi birçok kurum ve mekânda kişisel sergiler açtı. Rüyayı andıran atmosferlerde, zaman ve mekânın muğlaklaştığı fotoğrafları, Meşher (İstanbul, 2022), Pera Müzesi (İstanbul, 2019), Le Botanique (Brüksel, 2018), Vichy Fotografi Festivali (2014), Arter (İstanbul, 2013), Galerie Fontaine Obscure (Aix-en-Provence, 2013) ve İstanbul Modern (İstanbul, 2010) gibi kurumlardaki grup sergilerinde izlendi. 2017 yılında, Fransa ve Türkiye’de çektiği analog, siyah-beyaz fotoğraflardan oluşan “Oculus” sergisi ile izleyiciyi, ışık, anlam ve güzelliğin geçici olarak elden kayıp hafızaya göçtüğü bir gölge dünyasına davet etti. 2018 yılında Galerie Les Filles du Calvaire aynı seriden farklı bir seçkiye yer verdi. Yusuf Sevinçli’nin en son kişisel sergisi, Şubat 2024’te Galerist’te gerçekleşti. “Tumult” adlı sergi, içsel ve dışsal anlatıları bir arada sunarak, sanatçının siyah-beyaz fotoğrafları aracılığıyla yaşamın uyumunu yansıtan ikiliği ortaya koydu. Zamansız imgeleriyle seyirciyle yalın ve derin bir bağ kuran sanatçının diğer yayınları arasında “PUT” (Fail Books), “Oculus” (Galerist Yayınları), “Tourmaline” (In Cadaques Festival Yayınları) ve “Tumult” (Galerist Yayınları) yer almaktadır.
Küratör
Deniz Artun
Deniz Artun (d. 1975) Ortadoğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. New York Üniversitesi’nde Kültür Tarihi yüksek lisansını tamamladı. New York’ta, Museum of Modern Art’ın (MoMA) Resim ve Heykel Bölümü’nde çalıştı. 2000 yılında Paris’te, École des Hautes Études en Sciences Sociales’de Kültürel Antropoloji alanında doktora yapmaya başladı. Doktora tezi kapsamında, 1850–1950 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’den Fransa’ya giden sanatçılar üzerine çalıştı. 2001 yılından bu yana Galeri Nev’de yönetici olarak çalışan Deniz Artun, aynı zamanda çeşitli kişisel koleksiyonların belgelenmesi ve kamusal mekânlarda sergilenmesi için küratörlük yapıyor. Sanatçı kadınlarla çalışmaya ağırlık veren Artun’un düzenlediği en kapsamlı sergi “Ben, Sen, Onlar: Sanatçı Kadınların yüzyılı” 2021 yılında, 117 sanatçıdan 232 eseri Meşher’de bir araya getirdi. Deniz Artun, 2023 yılında, Fransa nezninde Büyükelçi Dumont tarafından “Sanat ve Edebiyat Şövalyesi” ilan edildi.